|5|

484 57 11
                                    

3 senecik ne kadar çabuk geçmişti?

Sanki daha dün Hyunjin grubumuza eklenmişti. Sanki daha dün Chaeyoung ve Hyunjin her an kavga ediyordu. Sanki daha dün 3 sandalyeli masaya 4. sandalye eklenmişti.

Kafamı yukarıya kaldırdığımda Ay bütün zerafetiyle bana gülümsüyordu. Dudağımın sol kısmı yukarıya doğru kıvrılmıştı.

3 senede çok şey değişmişti. Daha da büyümüştük. Fizikselliğin dışında zeka olarakta. Eskisi gibi her şeye darılmıyorduk. Eskisi gibi Hyunjin Chaeyoung'a sataşmıyordu. Ya da Bangchan bana söylenmiyordu. Herkes artık her şeyi biliyordu. Özellikle Bangchan. Sanki 21 yaşında değilde 30 yaşında gibiydi. Verdiği kararlar, yürüyüş şekli, konuşması...Her şeyiyle babamız gibiydi.

Chaeyoung ve ben 19 umuza basmıştık. Hyunjin bizden 1 yaş küçüktü. Ama hiç o havayı vermiyordu. Sanki 3 yaşında bir bebekti.

Hj: İllaki davet mi etmemiz gerek Tzuyu hanım? Yemek yanacak. Kalkıp baksan diyoruz artık?

Pencereden kafasını sündürüp bana bakan Hyunjin'e gülümsemiştim. Kafamla geldiğimi işaret ettikten sonra son kez Gardenyalarımı okşayıp yerimden kalkmıştım. Eve girer girmez yoğun bir yemek kokusuyla karşılaşmıştım.

Yüzümü buruşturup ocağın altını kapatmıştım. Yemekleri servis ettikten sonra herkesi çağırmıştım. Başta Hyunjin olmak üzere hepimiz toplanmıştık masaya.

Yemekten sonra bulaşıkları yıkamıştım ve tekrardan bahçeye çıkmıştım. Kapkaranlık bahçeyi aydınlatan minicik ateş böcekleri etrafımda dans ediyordu.

Eski yerime oturup kitabımı açmıştım.

Gül zehri tarifi...

Akasya zehri tarifi

Lavanta zehri tarifi.

Geç.

Büyü!

Aklınızdaki her şeyi silip atın. Ve sihir yapabileceğinize inanın.

Okuduğum satırlara inancım kalmamıştı artık.

Tz: Kaç kez denedim. Ama hala sihir yapamıyorum. Bana yalan mı söylüyorsun güzel kitabım?

Tam o sırada, tüm dağı inletecek derecede bir çığlık sesi duymuştum. Telaşımı bastıran korku duygusuyla ayaklanmıştım. Bangchan ve Hyunjin silahlarını kapıp evden çıkmıştı bile. Onlar bahçeden çıkmadan Chaeyoung'da gelmişti. Ceketini giyip bana bakmıştı.

Cy: Gelsene.

Kafamı sallayıp peşlerine düşmüştüm. Zifiri karanlıkta kasabaya doğru inmeye başlamıştık.

Bc: Çığlık sesinin burdan geldiğine emin misin Hyunjin?

Hj: Adım gibi.

Bir süre daha yürümüştük.

Ch: Ayrılmamız gerekiyor. Koskoca dağı böyle talan edemeyiz. Hyunjin sen kuzeye git. Tzuyu sen güneye. Bangchan sen batıya. Bana da doğu kalıyor. Hadi görüşürüz.

Biz cevap vermeden doğuya doğru koşmaya başlamıştı.

Bangchan ellerini beline koyup derin bir nefes almıştı. Ağlamaklı bir sesle,

Bc: Kendi kendine fikirler almayı ne zaman kesecek?

Gülümseyip güney'e doğru ilerlemeye başlamıştım.

Yaklaşık 1 saat gezinmiştim. Ama bir ize rastlamamıştım. Bu yüzden geri dönmeye karar vermiştim.

Yürüdükçe uzayan yolun sonunda Chaeyoung'u görmüştüm.

ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin