Yj: İşte böyle. Kısacası imparatorluktaki bir hizmetçiydim. Abimde benim gibiydi. Getir götür işi yapıyordu. Bakanın oğlu bana yaklaşmaya başlayınca imparatorluktan çıktık. Kaçtık. Büyük bir sebebi yok ama yinede imparatorluğu yıkmak istiyorum. Savaş yeteneğim hiç yok değil. Çok sıkı çalışacağım.
Gülüsmemiştim. Çok tatlı ve masumdu.
Bc: Yeji, artık bu grubun üyesisin. Son savaş aletini de sana vereceğim.
Bangchan yerinden kalkıp yukarıya çıkmıştı.
Yj: Savaş aleti?
Kafamı sallamıştım. Hyunjin ellerini kaldırıp,
Hj: Bak benimkilere!
demişti. Yeji hayranlıkla Hyunjin'in eline bakıyordu.
Chaeyoung beline yerleştirdiği 2 silahını masaya koymuştu.
Cy: Benimkilerde şunlar. Muhteşem değiller mi? İyiki varlar!
Chaeyoung yine kendini kaybetmişti. Savaş aletlerine aşık odluğu için 7/24 onları övüyordu.
Yeji bana baktığında duvarda asılı olan Ok ve yay'ı göstermiştim.
Tz: Biraz beceriksizim. Tek bir okla düşmanı öldürmem imkansız. Bu yüzden zehir üretip şu minik kavanozlara koyuyorum.
Demiştim şöminenin üstüne özenle dizdiğim kavanozları göstererek.
Tz: Daha sonra okları zehire batırıp düşmana atıyorum.
Yeji gülümsemişti. Onu kardeşim gibi sevmeye başlamıştım. Daha da çok...
Bangchan elindeki kutuyla tekrar aramıza dönmüştü. Siyah kutuyu Yeji'ye uzattığında yüzünde tedirgin bir gülümseme vardı. Acaba Yeji vazgeçer diye mi endişeliydi?
Yeji hemen kutuyu alı açmıştı. İçinden 2 frizbi çıkmıştı. Yeji önce ne olduklarını anlamamıştı. Kaşlarını çatıp bize bakmaya başlamıştı. Daha sonra gözlerini tekar frizbiye dikmişti.
Yj: Bu ne?
Chaeyoung kıkırdamıştı.
Bc: Bahçeye çıkalım. Orda kullanabilirsin.
Yeji kafasını sallayıp kutuyla birlikte ayağa kalkmıştı. Hep birlikte bahçeye çıktığımızda gözlerim direk gardenyalara kaymıştı. Onları gözlerimle selamladıktan sonra çimlerin üstüne oturmuştum. Yanıma Chaeyoung ve Hyunjin de oturmuştu.
Hy: Bu kız beceriksiz.
Demişti Hyunjin yere uzanarak.
Cy: Senden yetenekli gibi duruyor.
Hyunjin cevap vermeyip gülümsemişti sadece.
Yeji kutudan frizbileri çıkarmıştı.
Bc: Sen bunları atınca geri sana gelece- Yeji dur!
Yeji koşup frizbileri atmıştı. Frizbiler karanlığın içinde kaybolmuştu.
Bc: Şimdi nerden geleceğini bilmiyoruz! Kendinize dikkat edin!
Hyunjin uzandığı yerden kalkmıştı.
Hy: Demiştim.
Hepimiz sessizce etrafa bakıyorduk.
Yj: Ordan gelecek!
Yeji ilerdeki ağaca doğru koşmuştu. Kedilerden daha hızlı ağaca tırmanıp kalın köklerinin birinde yürümeye başlamıştı. Ellerini kaldırıp açtığında 2 frizbiyide yakalamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘ
FanfictionTzuyu : Hey, Gardenya sever misin? Jungkook : Hayır, nefret ederim.