Bc: GERİYE ÇEKİLİN!
Cy: ÇEKİLİRSEK BİLE ÖLECEĞİZ ANLASANA!
Kanlar içindeki kılıcımı bir yaprakla sildikten sonra ayağa kalktım ve okçulara doğru koşmaya başladım.
Hj: JUNGKOOK!
Hyunjin'in çaresizlik içinde çıkan sesi bana daha da güç vermişti. Önüme gelen düşmanları tek tek yere sererken sadece onu düşünüyordum ; Tzuyu. Son kez onu görmeden ölmek istemiyordum. Bir kez olsun tekrar onun gülüşünü görmek istiyordum. Ve bunun için ölmeyecektim.
Yj: Dikkat et!
Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Bana doğru gelen düşman o kadar yakındı ki elimden bir şey gelmezdi. Bir adım geriye çıktığımda Yeji önüme geçti vedüşmanı saniyeler içinde öldürdü.
Bc: Chaeyoung'un erkek versiyonu musun sen? Kendi başınıza iş yapmayın!
Toprak ve kanla buluşmuş elimi üstüme sildikten sonra kafamı salladım.
Y: Burası temizlendi sanırım. Vakit kaybetmeden ilerleyelim.
Hepimiz kendimize gelip imparatorluğa doğru ilerlemiştik. Kapısının önünde bizi karşılayan Eunwoo ve diğerleri durmamıza neden olmuştu.
Bc: Eunwoo?
E: Yiren?
Y: Eunwoo?
Bc: Yiren?
Hj: Yeji?
Yj: Hyunjin?
Cy: Kesin şunu!
Eunwoo bize doğru birkaç adım attığında soare grubunun diğer üyeleri de onu takip etmişti.
E: Sana güvenmiştik...
Y: Amacınızı gerçekleştirecek kadar kötü kalpli değilim. Hem ablamı da bulmuşken...
S: ablan mı?
İsmini Sanha olarak hatırladığım çocuk şaşkınlığını belli edercesine elini ağzına götürmüştü.
L: Şuan konu bu değil. İmparatorluğu ele geçirdik. Sıra sizi ortadan kaldırmada. Bize itaat edeceksiniz yaşamanıza izin vereceğiz. Eğer kabul etmiyorsanız-
Jk: ETMİYORUZ!
Kılıcımı sert tutuşum elimi acıtsa da bunu takmayıp Lisa'ya doğru ilerlemiştim. Ben attığım bu adımla herkes birbirine saldırmaya başlamıştı.
Lisa gerçekten güçlü bir rakipti. Eğer onu yenebilirsem işimiz kolaylaşacaktı. Lisa'nın her darbesinde gücümü kaybediyordum. Ama ben ölmemeliydim. Ne olursa olsun Tzuy'nin yanına gitmeliydim.
Dakikalar boyunca kıran kırana geçen mücadele hala aynı şiddetle devam ediyordu. Ayağımın kaymasıyla bir anda durmuştum. Göz ucuyla arkama baktığımda uçurum kenarındaydık.
Jk: Kahretsin.
Tekrar önümü dönmemle Lisa'nın tekmesini karnıma yemem bir olmuştu. Dengemi kaybetmiştim. Arkaya doğru düşerken son kez Lisa'ya baktım. Yüzündeki zafer gülümsemesi iğrençti...
Düşmeden önce hemen fırsat bilip turuncu saçına yapıştım.
Jk. Ben öleceksem sen de öleceksin!
L: BIRAK BENİ! AA SAÇIM!
Lisa'nın uzun saçlarını hiç bırakmamak adına tutmuştum. Aşağıya doğru yavaş yavaş süzülürken o da bana eşlik ediyordu. Sırtımın sert bir zemine çarpmasıyla gözlerim kapanmıştı. Nefes almam artık zorlaşıyordu. Ölmemen gerekiyor Jungkook. Lütfen dayan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘ
FanfictionTzuyu : Hey, Gardenya sever misin? Jungkook : Hayır, nefret ederim.