|26|

318 40 34
                                    

Odadaki sessizlik karanlık geceyle eşleşiyordu. Sanha yanan şömineye bir odun daha atınca Jungkook'a daha sıkı sarıldım. 

Kolları vücudumu iyice sarmaladı. Güven veren öpücüğü saçlarıma değdiğinde gülümsedim. Ateşim sıcaklığı ve Jungkook'un fısıltıları uykumu iyice getirmişti. 

Göz kapaklarım iyice ağırlaştığında Chaeyoung'un bağırması her şeyi engelledi. 

Cy: Eunwoo uyandı!

Kafamı Jungkook'un omuzundan kaldırdım ve boş boş Eunwoo'ya baktım. Eunwoo'da yanı benim gibi etrafa bakıyordu. Keşke zehiri biraz daha az verseydim. Olumlu yönden bakarsak yaşıyor...

Herkes Eunwoo'nun etrafında toplandığında Jungkook ve ben de ayaklandık. Nihayet yanına ulaştığımızda kısaca süzdü bizi. 

E: Sizde mi ...

Bakışları Mia, Sanha ve Moonbin'in üstünde gezindi.

E: Sizde mi terk ettiniz beni?

M: Terk etmedik Eunwoo. Hala bizim liderimizsin. Ama lütfen dinle bizi. Hepimizin gözünü kötülük boyadı. Luna grubuyla birlikte olup imparatorluğa hakim olsak olmaz mı? Halkı ferahlık içinde yaşatıp, parayı aramızda bölüşsek fena mı olur?

E: Asla-

Cy: Ya kabul edersin ya da kabul edersin Eunwoo.

Chaeyoung silahını EUnwoo'nun alnına dayadığında göz devirdim. Kolunu sıkıca tuttum ve yere indirdim. Chaeyoung ne kadar sinirlense de tek kelime edememişti. Oluşan kısacık sessizlik Bnagchan'ın söze girmesiyle son buldu. 

Bc: Eski günleri hatırlıyor musun Eunwoo? Sen ve ben yapboz parçası gibiyiz. Tek başımıza düzgün düşünemiyoruz. Eğer ikimiz birlikte olursak daha güzel şeyler elde edebiliriz. Çaresizlik içindeyken bana yol gösteren tek kişi sendin... Ne ara bu kadar kibirli biri oldun sen? Hayalimiz Kraliyeti  ele geçirip mutlu bir hayat sürmek değil miydi? 

Bangchan bir süre durdu ve Eunwoo'nun gözlerine baktı. 

Bc: Hiçbir şey için geç değil. Bundan sonra güçlerimizi birliştirip imparatorluğa hakim olabiliriz.

Eunwoo çatılmış kaşlarını hafifçe gevşetti. Gözlerindeki siyah perde bir anda kalkmıştı sanki.

İki kolunu kocaman açtı ve Bangchan'a sarıldı. 

E: Kardeşim...

Dudaklarından dökülen bu kelime içimi burkmuştu. Birbirlerine " Kardeşim" diye hitap edecek kadar yakınlarsa neden böyle oldu? Neden ayrılmak zorunda kaldılar?

Dolan gözlerimi hafifçe sildim ve gülümsedim. 

Eunwoo Bangchan'dan ayrıldı ve hepimize tek tek baktı. Ardından,

E: İsteyerek yapmadım.

dedi. Kurduğu cümle hepimizi hayretler içinde bırakırken cümleleri arasında mesae bırakmadan devam etti.

E: İmparatorluğu ele geçirmek isteyen 2 grup yok sadece...

Eunwoo Bangchan'a uzun uzun baktı. Bir iç çekti. Titreyen dudakları ne kadar zor anlar yaşadığını belli ediyordu.

E: Stea grubu hepimizden üstün Bangchan. Kimliklerini gizleyen 8 kişi, kolaylıkla bizi öldürebilirdi. Bu yüzden ne derlerse kabul ettim ve seni bırakmak zorunda kaldım. Yeni bir grup kurmamı istediler. Çünkü benim grubum sizi oyalarken onlar da imparatorluğu işgal edecekti. 

Ağzım bir karış açık Eunwoo'yu izliyordum. Bunca zaman boşuna mı uğraşmıştık? Tanrım bir kapı açılırken yeni bir kapı mı açılacaktı?

ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin