Yeji önden kapıyı açmıştı. İçeriye girer girmez eşyalarımı masaya bırakmıştım. Bangchan ve Chaeyoung Jungkook'u dikkatlice koltuğa yatırmıştı.
Bc: Tzuyu, elinden geleni yap.
Tz: Merak etmeyin. Birkaç dakika rahat bırakın çocuğu.
Merdivenlere yöneldiğimde hepsi arkamdan gelmişti.
Tz: Beni takip edin demedim?
Gülmüştüm ve hızla merdivenleri çıkıp odaya girmiştim. Arkamdan Yeji ve Chae'de gelmişti. Üstümdeki elbiseyi çıkartıp yere atmıştım. Bir daha giyeceğimi düşünmüyordum. Dolaptan pijamalarımı giydikten sonra saçımı rastgele örmüştüm. Yeji ve Chae üstünü değiştirirken tekar odadan çıkmıştım. Koridorda Bangchan ile karşılaşmıştım. O'da üstünü değiştirmişti. Birlikte aşağıya inmiştik.
Jungkook'un yanına gidip elimi alnına koymuştum. Gözlerini açıp gözlerime bakmaya başlamıştı. Acı çekiyor olmalı.
Jk: Çek o elini.
Tz: Yardım ediyorum.
Jk: Yardım? Beni bu hale getiren sensin!
Zorla yerinden kalkmıştı. Ağır adımlarla kapıya doğru ilerlediğinde Bangchan durdurmuştu onu.
Bc: Nereye?
Jk: Sanane!
Chaeyoung ve Hyunjin merdivenlerden inip yanıma gelmişti.
Hy: Noluyor?
Jungkook gözlerini Hyunjin'e dikmişti.
Hy: Hey, gidemezsin!
Jk: Senden izin mi alacağım!
Baya asi...
Chaeyoung Jungkook'un kolunu sertçe tutup koltuğa çekmişti. Çocuğu bir anda oturtmuştu.
Cy: Burda iyilik yapıyoruz diye havalara girme! Tzuyu seni iyileştirecek sonra gideceksin. Yolda ölürsün falan boşuna vicdan azabı çekmeyelim.
Jungkook ağzını bir karış açmış Chaeyoung'u izliyordu.
Yeji de gelince herkes yerlerine oturmuştu.
Cy: Tzuyu, elinden geleni yap.
Kafamı sallamıştım. Jungkook'u zorla yatırdıktan sonra odaya çıkmıştım ve bazı bitki özleri almıştım. Tekrar aşağıya indiğimde herkes bana bakıyordu.
Tz: Gözüne baya diken batmış. Biraz Agrimonia sürersek iyi olur. Sırtının üstüne düştüğün için sırtına da süreceğim. Yüzündeki yaralara da Yonca süreceğim. Zehir tadını ağzında hissetmen gerekti. Bu yüzden Anason'dan bir çay yapacağım. bunları birkaç gün uygularsak eskisinden daha iyi olursun.
Jungkook kaşlarını iyice çatmış bana bakıyordu. Ve diğerleri de...
Yj: Sen bunları nerden biliyorsun?
Bc: O her zaman kitabını alır ve bahçeye çıkar. Okudukça okur. Gerçekten o olmasa ne yapardık...
Utanıp kafamı yere eğmiştim. Karıştırdığım özü Jungkook'un yüzündeki yaralara sürmeye başlamıştım.
Tz: Gözlerini kapat.
Jungkook yavaşça gözlerini kapatmıştı. Yaptığım diğer özü de gözlerine sürmüştüm.
Daha sonra yerimden kalkmıştım.
Tz: Birkaç dakika gözlerini açma.
Zaten odayla iç içe olan mutfağa ilerlemiştim. Anasonları iyice yıkadıktan sonra çayını yapmıştım. Tekrardan odaya döndüğümde Hyunjin uyumak üzereydi. Jungkook'u dürttüğümde anında gözlerini açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘ
FanfictionTzuyu : Hey, Gardenya sever misin? Jungkook : Hayır, nefret ederim.