|25|

344 42 92
                                    

( Bangchan'dan)

Sıkıca kavradığım hançerler muhafızların bedenini parçalara ayırıyordu. Ne kadar zorlasam da pes etmek istemiyordum. Arkadaşlarım ve halk için bunu yapmak zorundayız.

Diğerlerini görememek elimi ağırlaştırsa da beynimi tamamen boşalttım. Onları düşünmemeye çalışarak elimden geleni yapmalıyım.

Yere yığılan onca adamı ezip saraya doğru koştum. Sadece içeriye adım atsam yeterdi. İçerideki onca kalkan takımımı daha da güçlendirir. Bu yüzden tek hedefim içeriye girmek.

Sızlayan bacaklarıma yüklendim ve sarayın arka bahçesine doğru koştum.

Ta ki onu görene kadar.

Mia...

Her zamanki egosuyla saçlarını savurdu ve bana doğru bir adım attı. Elinde tuttuğu çerez torbasına kısaca göz gezdirdim.

Lanet olsun fındık!

Mia bana yaklaştıkça geriledim. Gözlerimi bir kez olsun gözlerinden ayırmadım. Nihayet durup beni süzdüğünde kafamı sağ tarafa çevirdim. Fındık kokusu burnuma geldikçe öksürme isteğim ve kaşıntılarım artıyordu.

M: Bir kaçak. Takım arkadaşlarını bırakıp tahta tek başına kurulmak mı istiyorsun Chan?

Dişlerimi gıcırdattım ve ters ters ona baktım.

Bc:Sahibin Eunwoo ve beni karıştırma! Sizi kullanıp bir köşeye attığı günü bir an önce görmek istiyorum.

Mia hafifçe sırıttı ve bana doğru bir adım attı. Ve bir adım daha...

Parmak uçlarında durup boyuma yetiştiğinde öksürdüm. Boynumdaki kaşınma o kadar artmıştı ki gözlerim sulanıyordu.

M: Beni takip et.

Mia benden uzaklaşınca kaşlarımı çattım.

Bc:N-ne?

Mia göz devirdi ve bir fındık daha attı ağzına.

M: Sana saraya girmen için yardım edeceğim. Daha ne istiyorsun?

Çatılan kaşlarım yavaşça gevşedi. Uçuklamış dudaklarımı şaşkınlıkla yaladıktan sonra işaret parmağımı ona uzattım.

Bc: Sen mi? Güldürme beni. Bu bir tuzak.

M: Euneoo'nun bizi kullanıp köşeye atacağını senden daha iyi biliyorum Bangchan. Bu yüzden acele et ve imparatorluğu işgal et. Bu fırsat eline bir daha geçmez.

Mia gayet soğuk bir şekilde önümde ilerlemeye başladı.

Güvenmeli miyim ona?

Lanet olsun ne kaybedeceğim ki?

Koşar adımlarla ona yaklaştım ve yüzüne baktım. Buz gibi soğuk...

Bir kere bile gülümsediğini görmediğim bu sert kızın bana yardım edeceğini hiç düşünmemiştim.

Birlikte sarayın arka kapısına geldiğimizde Mia kapıya tıkladı. Ardından.

M: Benim, Mia.

Dedi. Demesiyle birlikte kapı açıldı ve Sanha'nın güneş gibi parlayan saçları yüzüne çarpıp uçuştu.

Bc:Şaka mı rüya mı?

M: 3. Seçenek ; Gerçek.

S:Hadi hemen içeri girin.

Kafamı olumlu anlamda salladım ve saraya daldım. Kapkaranlık bir koridor boyunca ilerledik. Ardından parlak, kırmızı halılara döşenmiş merdivenlerden çıktık.

ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin