|30|

419 44 59
                                    

( 3 Yıl Sonra)

Kocaman sarayın bahçesine girer girmez gözüme bir hizmetçi ilişmişti. 

Jk: Hey!

Ona seslenmemle birlikte kafasını eğdi ve yanıma koştu. Karşımda eğilmesini tamamladıktan sonra gözlerime baktı.

Jk: Yine mi orada?

Kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Gülümseyip yanında ayrıldım. Hızlı adımlarla arka bahçeye yönelmiştim. Saçlarımı savuran sonbahar meltemi gözlerimi kısmamı sağlamıştı. Yüzümdeki belli belirsiz gülümseme ile arka bahçeye ulaştığımda onu görmüştüm.

Senelerdir aynı duygu bedenime ilmek ilmek yayılıyordu. Gözlerimi iyice kısıp süzdüm onu. Bembeyaz uzun elbisesi ve kahverengi saçları ile...Mükemmeldi. Onu tarif edecek kelime bulamıyordum.

Dudaklarımı kemirerek ona ilerledim. 

Bana ait olan bu saray oldukça yüksek bir yerdeydi. Arka bahçenin bulunduğu uçurumluk alan masmavi gökyüzüne, yemyeşil dağlara sunuyordu kendini. 

Tzuyu'nin tam arkasında durup omuzlarına dokundum. Hafiften kafasını sağa çevirip gülümsedi.

Tamamen bana döndüğünde burnumu çektim ve kaşlarımı havaya kaldırdım.

Gözlerindeki masumluk ve asilliği  bir kez daha aşık ettiriyordu kendine. Her günkü gibi yere oturup birbirimize sıkıca sarıldık. Gün boyu yaşadığım olumsuzlukları bir anda unutuyordum. O bana çok iyi geliyordu.

Tz: Ne yaptın bugün?

Her günün bu saatlerinde sorduğu soruya cevap verdim.

Jk: Her zamanki gibi aynıydı. Eunwoo ve Bangchan'ın inşaa etmek istediği büyük kilise ile ilgilendim biraz. Ardından Kasabada gezindim. Chaeyoung her zamanki gibi meydan dövüşleri düzenliyordu.

Tz: Yine mi?

Jk: En son dövdüğü çocuk bugün tekrar gelmişti. Milyonlarca kez dayak yese de vazgeçmiyor. Chae'ye aşık olduğunu daha ne kadar belli edecek bilmiyorum

Tz: Şu siyah saçlı yakışıklı çocuk mu? Adı neydi...ım şey... Yugyeom?

Ona ters bir bakış attıktan sonra kafamı olumlu anlamda salladım.

Jk: Evet o yakışıklı çocuk.

Tzuyu ses tonumdaki kıskançlığı fark edince kafasını yere eğip gülümsedi.

Tz: Yakışıklı olduğunu bildiğin halde neden kıskanıyorsun ki?

Kurduğu cümle kalp atışlarımı hızlandırırken dağın eteğindeki çam ağaçlarına baktım.

Jk: Yine de başkasına demene katlanamıyorum Tzuyu. Senin için sadece ben yakışıklı olmalıyım. Dünya yakışıklısı kim diye sorduğumda beni söylemelisin.

Tz: Evet seni söylerim. Ama ikinci olarak.

Kaşlarımı iyice çattım ve biraz öne eğildim. Ateş saçan gözlerimi tam gözlerine dikmiştim. dudağının sol tarafı yukarıya doğru kıvrılınca kendimi kaybetmiştim. İstifimi bozmamaya çalışsam da güzelliği karşısında yenik düşüyordum.

ᵍᵃʳᵈᵉᶰᶤᵃ//ʲᵘᶰᵍᵏᵒᵒᵏ⁺ᵗᶻᵘʸᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin