Gözlerimi açtığımda hastanede buldum kendimi. Başımda Diren bekliyordu. Neler olmuştu bana böyle başımda neden her şeyin altından çıkan Diren vardı yine? Alya peki ama ona ne olmuştu biz tuvaletteydik sonraaa ben bayılmıştım ve onun astım krizinin tuttuğunu bilmiyordum.Gözlerimi açar açmaz sorduğum tek soru "Alya nerede ?olmuştu.
Diren'i ise bu kadar telaşlı gördüğüm için şaşkındım. Çocuk gibi masum görünmüştü o an gözüme.
Ve kendini toparlayıp "Alya gayet iyi zaten ben de o an derste değildim Alya'nın çetedekiler müdüre yakalanmışlar bana mesaj attılar bende nöbetçi öğrenciyi bulup tuvalet anahtarını aldım müdüre haber verip ambulans çağırdık ailene haber verecektim ama telefonun okulda kaldığı için ben buradayım ama müdür haber vermiştir.
O değil de Alya sana ne kadar kötülük yaparsa yapsın sen merhametinden ve iyi niyetinden hiçbir şey kaybetmiyorsun beni büyülüyorsun Miray Akman."
Bu konuşan havalı çocuk Diren miydi yoksa ben halüsilasyon falan mı görüyordum zira Diren Beyin ağzından ölse böyle sözcükler çıkmazdı hadi hayırlısı...
"Eee napalım bende böyleyim neyse boşver sen beni de Alya da kendine geldiyse yeter bana bu kadar macera Behlül kaçar Aras ve Cenk eşyalarımı eve getirmişlerdir zaten eve geçeyim en iyisi her şey için sağol bu arada Diren görüşmek üzere"deyip kendi çapımda teşekkürümü ettikten sonra Alya'nın sinirli gözleri yine beni bulmuştu hadi ama ne yaptım ben yine sana acaba?
Kendime gelmek için biraz yürümeye karar verdim eve kadar...
Eve vardığımda Aras ve Cenk de beni bekliyorlardı tahmin ettiğim gibi eşyalarımı getirmişlerdi.
Olanları özet geçtikten sonra şimdilik bu olanları düşünmemelerini ve çok yorgun olduğumu söyledim onlar da üstelemediler zaten .
Cidden şu anlayışlı tavırlarına minnettardım. Biraz kahve içip uyumak iyi gelecekti eminim ki...
Ama önce annemle babama iyi olduğumun haberini verdim onlar ise müdür beyin bir kaç dakika önce aradığını söylediler bende rahat bi nefes verip yatağıma uzandım.
2 saat sonra
Uyandığımda saat 5.40 olmuştu.
Telefonum sessizdeyken saçma sapan bir sürü bildirim gelmiş ve yine bir olay olmuştu.Özge ve Ceyda telefonumu çökertmişlerdi resmen.
Yine ne olmuştu ki? Alt üstü öğlenden sonraki dersleri kaçırmıştım.
Gelen mesajlara tıkladığımda bu tantananın sebebi açıkça belli oluyordu.
Tiyatro kolunda olan öğrencilerin kurs saatleri ve drama etkinlikleri verilmişti hatta o çok meşhur Romeo ve Juliet de oynanacakti. Ve hoca en iyi oynayan 1 kız öğrenci ve 1 erkek öğrenciyi seçecekmiş.
Tabi bende uzun zamandır bu koldayım.
Mimiklerimi duygularımı en üst seviyede yaşadığım için kızların gazıyla katılmıştım ama pişman da değildim.Mesajlara görüldü atıp bir çift cevap yazıp telefonu tekrar kapattım. Ve bağımlısı olduğum şarkıyı açtım.
"Düşmedi mi hala cemre başına?
Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?
Var mısın bu yolda yanı başımda
Yasla ruhunu bana kır papatyası."Ahhh çık artık aklımdan da dilimden de bu şarkının müptelasıyım.
Labirent serisini bitireli çok olsa da tekrar tekrar izlemiştim şimdi tekrar Uyumsuz'a sarmaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLERİMDE BULDUĞUM İNCİ TANESİ
Jugendliteratur~•BU KİTAP 13.03.2020 tarihinde yazılmaya başlamıştır. Miray, arkadaşlarıyla beraber başlamıştı bu okula. Lise 2'ye geçtiğinde hayat ona ve etrafındaki herkese gerçek yüzünü göstermişti. Beklenmedik insanlar girerdi ya hani bazen hayatımıza. Beklenm...