Mavi, bir renkten daha fazlası bence. Sonu olmayan bir gökyüzü, umut dolu bir deniz. -~Cemal Süreya ~
Bu bölümde de bomba bir şeyler olacak . Ama daha sakinim bu bölümde. Alya kendini ilk kez Miray'a tamamiyle açtı mı?
Sizleri çok seviyorum.Yorumlarda ve mesajlarda buluşmak dileğiyle...~Ad koyunca büyüsü bozulur diye, isimsiz, izinsiz, içimden seviyorum seni.~
Arkadaşlar hikayeye geçmeden önce bir duyuru yapmak istedim. Karakter paylaşmayı düşünmüyorum. Nedeni de şu ki hayal gücünüzü darlaştırmak istemem. Sizler karakterleri gözünüzde nasıl canladırıyorsanız öyle kalsın. Tabi siz karakter tanıtımı isterseniz illa ki olsun derseniz de hani sizi de asla kırmam. Yorumlarda belirtin lütfen tüm fikirlerinizi. Ona göre yapacağım istenilenleri...
~Keyifli okumalar...~
Hâlâ gözlerim kapalıydı. Konuşmaya mecalim kalmamıştı.
Bir sıcaklık hissetmiştim gözlerimde.
Gözlerimi sıkı sıkı kapatan o bandana çözülmüştü. Karşımda üç isim duruyordu. Sedef,Alya ve Berrin...Meşhur kaş kaldırma hareketimi uygulamanın tam sırasıydı. Çünkü neler olduğunu anlayamamıştım.
İçlerinde en mutlu olan Sedef'ti. Benim çaresiz hallerimden resmen zevk alıyordu. Biz Alya'ya kötü demiştik demesine de beterin de beteri vardır diye boşa dememişler demek ki.
Berrin'i ise kendime daha yakın buluyordum.
Konuşmaya ilk önce Sedef başladı.
"Seni ne zaman Diren ile görsem çıldırıyordum. Neden biliyor musun?" diye yönelttiği soruyu telkin etmemi istiyordu sanırım.Onu bozmak istemediğim için "Neden?" kelimesi dökülüvermişti dudaklarımın arasından bir fısıltı gibi.
Omuzlarını düşürüp: " Biz hayal kurduk siz yaşıyorsunuz be Miray. Herkes seni tercih ediyor. Bunu göremeyecek kadar kör ve aptal olma."
Alya Sedef'e gözleriyle artık sus işareti yaptı. Ve toparlanarak söze girmeye çalıştı.
"Bak sen her şeye rağmen anlayışlı bir kızsın. Seni dersten çıkartıp tuvalete çağırdığımız gün bile beni kışkırtmaya çalışmadın. Astım krizim tuttuğunda da çok endişeliydin. Hatta ve hatta Diren'e hastanede ilk beni sordun bunların hepsini biliyorum."
"Evet?" diyebilmiştim sadece. Çünkü diyecekleri bitmemişe benziyordu.
"Yani sen sana kötülükle gelenlere bile iyilikle yaklaşıyorsun. Bu yüzden sen dinlersin beni sadece. Diren de inanmıyor bana. Anlatacaktım aslında hatta DNA testi bile yaptırdım. O kağıt da yanımda ama gösteremedim işte. Gözlerimin önünde mahvolurken yapamadın ona bunu."
Diren'e karşı içinde cidden kardeş sevgisi olduğunu anlayabiliyordum. Kan kanı çeker derler ya doğruymuş demek ki.
Aklımda oluşan soruyu yönelttim.
"Peki DNA testi için örnekleri nasıl aldın tamam Diren neyse de . Cengiz Özdemir?"
Sorduğum soruya buruk bir gülümseme ekledi ve ardından konuşmak için saçlarını gözünün önünden çekti.
"O gün sizin AVM'de sinemadan ve bowlingden çıktığınız gün ben de oradaydım. Senin bir şeyler çektiğini görünce o yöne doğru gittim anneme selam vermiş gibi yaptım. Cengiz Özdemir'in saç telinden aldım bir şekilde işte. Diren'in saç teli zaten vardı . Siz ikiniz arka sıralarda uyurken Sedef'e aldırdım. Öyle işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLERİMDE BULDUĞUM İNCİ TANESİ
Teen Fiction~•BU KİTAP 13.03.2020 tarihinde yazılmaya başlamıştır. Miray, arkadaşlarıyla beraber başlamıştı bu okula. Lise 2'ye geçtiğinde hayat ona ve etrafındaki herkese gerçek yüzünü göstermişti. Beklenmedik insanlar girerdi ya hani bazen hayatımıza. Beklenm...