12.Bölüm Dökülen Sırlar

344 349 53
                                    

*Herkes fazlasıyla sevmiş, ben eksikleriyle de sevdim oysa. Özdemir Asaf*

Kendimizi çalılıkların arkasından
geçen bir patikanın ortasında bulmuştuk. Tam yakalandık derken tam arkamda duran Diren'i görünce rahat bir nefes vermiştim.

Peki ya Diren bizi kurtarmak için yanımıza geldiyse çocuklar ve şu Yalın Dinçer bozuntusu neredeydiler?

Sarp ve Berrin'in sesinden uzaklaştığımızı yeni anlamış olacağım ki Diren'e aklımdaki bu soruları yöneltmek dank etmişti.

"Sen buradasın yanı başımdasın. Başımı her belaya açtığımda,her kötü anımda, iyi anımda yanımda oluyorsun olmasına da neyse çok duygusal bir ortam olmasın. Şey çocuklar ve Yalın neredeler?" gözlerimi onun açık kahverengi irislerine dikip cevap vermesini bekliyordum.

"Onlar Yalın'ı sırtlanıp gittiler. Benim aklım sizde daha doğrusu sende kaldı. Peşinizden geldim çünkü yardıma ihtiyacınız var gibiydi. 6.hislerim çok kuvvetlidir bu arada demiş miydim sincabım?"

Hislere bak hele sen. Yok seninki his falan değil. Sen direk pusula falan olmalısın Özdemir. Beni sürekli şaşırtmak zorunda mısın?

Şaşkınlıkla durup çehresini izlemeye devam etmiştim.

"Arkadaşlar romantik bakışma anlarınızı bozuyoruz belki ama hani şu ormandan artık bir çıksak da kurtuluşa falan mı ersek ha nasıl fikir?"

Ceyda'nın sesi bir nebze de olsa getirmişti bizi kendimize.

Ah söyle Özge'm söyle annem sen de eksik kalma bize laf sokmak için.

"İsterseniz sizin için bir ajansa başvuru falan yapalım. Dizinin yarısında bakışma sahnelerini üstlenirsiniz. Bakın yalnızca bakışarak bir sürü para vaat ediyorum size. Şansınızı iyi alanlarda değerlendirin."

Diren kulağıma eğilip (şaka maka bu arada boyuma yetişmek için baya bir eğilmişti.)

"Bunlar bizi dizi setine yollamadan şu ormandan kurtulsak çok iyi olacak gibi sanırım İnci Tanem." Çok hak veriyorum sana sırıkların efendisi...

"Kızçelerim tamam kızmayın. Teslim oluyoruz efendim götürün bizi karakollara." Gözlerindeki öfkenin daha fazla büyümemesi için yürümeye başlamıştık.

Aklımdaki soruları hala susturamıyordum. Ben bu mektup,harita vs. olaylarının altından Alya ve Koray'ın çıkmasını beklerken cidden Sarp ve Berrin'in çıkması beni fena halde şaşırtmıştı. Sopa yutmuşa dönmüştüm.

Hele o çalılıkların arkasına gizlenmeye çalıştığımız an ki gerginliği anlatmaya hiçbir kelime yetmezdi.

Sonunda o karmakarışık yoldan çıkıp da odalarımıza kavuşacağımız anda Müdür Haluk Karaman Diren'i çağırdı.

Ben kafamla neler oluyor işareti yaptığımda Diren'de bilmiyorum anlamında omuzlarını silkti.

Diren müdürün yanına giderken o sırada Aras ve Cenk de bizim yanımıza geliyorlardı.

"Neler oluyor yine burada?" endişeyle her ikisine de yöneltmiştim sorumu.

Aras gayet soğukkanlı bir tavırla:

"Endişelenecek bir durum söz konusu değil. Buraya en yakın hastaneye gidecekler Yalın Dinçer için. Müdür Bey şu meşhur motor yarışını öğrenmiş. Ve bil bakalım nasıl öğrenmiş?"dedi.

DERİNLERİMDE BULDUĞUM İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin