Bizim eve vardığımızda Diren'e uygun bir dille anlattım pek bir tepki vermedi neden bilmiyorum ben de pek üstlenmedim."Ben çok açım minik kuşum." Aha duyuldu zilin sesi (çapkın casanovamız Cenk Yiğiter konuşmuştu.)
Allah'tan dünden yaptığım mercimek çorbası ,türlü yemeği ve kara kız kurabiyesi vardı. Onları ısıtıp aç olan hayvancıklarımı doyurmuştum.
"Ellerine sağlık İnci Tanemmm"
"Afiyet bal şeker olsun koca eşeğime.""Öhöm öhöm aile var burada şapşikler". Diyen bir çapkın sığırım vardı.
Diren Cenk'e dönerek "Sus be salak "diye bağırınca hepimiz kopmuştuk.
"Eee kampa gidiyoruz değil mi ?"
"Açıkçası tam emin değilim Ceydoşum Diren annesinden uzakta olursa aklı onda kalır o iyi hissetmezse ben hiç iyi hissetmem." dedim.
Diren ağlayarak sarıldı bana. Bu kadar duygusal olduğunu bilmiyordum...
"Se se-sen çok düşünceli bir meleksin.
Ama inan senin yanında huzur buluyorum ve o kampa gideceksin çünkü ben de geleceğim güzelim."Böyle güzel arkadaşlara ve Diren'e sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum. Onlar lisenin bana verdiği en özel en güzel şey olmalıydılar...
Zilin çalmasıyla hepimiz mutfaktaki sandalyelerden sıçramıştık. Bir bahar yağmuru yağıyordu. Gök gürledi o an ve biz tir tir titredik korkudan...
Ben kalkıp açacakken Diren kolumdan tuttu o önümde ben arkada kapıyı açtık.
Ama hiç kimse yoktu. Kapının önünde bir kutu vardı özenle kurdelenmiş. Küçük ama içinden çıkanlar bizi yeterince etkileyecek gibiydi.Diren eline aldığı kutuyla beraber mutfağa doğru yürüdü. Tüm meraklı gözler bizim ve kutunun üstüne doğru yönelmişti.
Aras mantıklı yanıyla "Olum açın şu kutuyu da anlayalım neyin ne olduğunu. "
Özge ve Ceyda daha çok tırsmış gibiydiler. Birbirlerine sarılmış halde bakınıyorlardı. Cenk ise çapkın casanovamız evet o bile durumun gizemine kapılmıştı.
Kutuyu yavaşça açtık. Tabi bembeyaz bir mektup bizi bekliyordu.
Yazanları sesli bir şekilde okumaya başladım:"Tüm hepiniz şu an da bunu meraklı meraklı okumaya koyuldunuz biliyorum. Psikopat falan değilim ama her an nerede olduğunuzu biliyorum. Mesela ben de siz eğlenirken yanınızda olmak isterdim ama olmuyor. Bu mektubu da tek başıma yazmadım. Şu an anlayamıyorsunuz biliyorum. Anlamayın da zaten...
Kamp gününü herkes iple çekiyor. Kiminin iyi planları, kiminin kötü planları üzerinize bulut gibi çökecek.Bizim kötü niyetimiz yok. Benim cesaretim yok yanınıza gelmeye ama kamp günü çok güzel şeyler olacak. Kendinize dikkat edin..."
Sevgilerimizle..."Lan bir tane normal günümüz yok he. " diyen Cenk'e ilk kez hak vermiştim.
"Kamp günü göstersinler maharetlerini bakalım her kimlerse böyle notlarla mektuplarla olacak iş değil bu." dedi mantıklı çoccuum Aras'ım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLERİMDE BULDUĞUM İNCİ TANESİ
Teen Fiction~•BU KİTAP 13.03.2020 tarihinde yazılmaya başlamıştır. Miray, arkadaşlarıyla beraber başlamıştı bu okula. Lise 2'ye geçtiğinde hayat ona ve etrafındaki herkese gerçek yüzünü göstermişti. Beklenmedik insanlar girerdi ya hani bazen hayatımıza. Beklenm...