Nedenlerin içinde kaybolan bedenler...
Gözümü açtığımda hastanede buldum kendimi. Hiç yabancı gelmemişti bu kaldığım oda. Oldum olası hastaneleri hiç sevmedim. İğneden küçükken çok korkardım arada bir kan görünce heyecan ve stresten bayıldığımı bile hatırlıyorum.
Kolumda bir serum vardı. Bedenim uyuşmuştu ama benim bu bile umurumda değildi. Çünkü beynim uyuşmuş ve en önemlisi kalbim yana yana kül olmuştu. Hani derler ya:
"Kalbin kemiği yoktur ama en çok kırılan yer de orasıdır." diye o kadar haklıymışlar ki.En çok da kendime kızıyordum. Bitmişti ya hani bir şeyler bitmiştim ya ben bitmiştik ya hani biz. Çekip gidecektim o an onu herkesi gerimde bırakıp nereye gittiğimi bile bilmeden gitmek istiyordum. Ama ben onu bile başaramadım. İlaçların kokusu mudur nedir bilinmez midem fena halde bulanıyordu.
Tenimin cayır cayır yandığını zaten hissedebiliyordum. Odada kimsenin olmadığını fırsat bilerek serumu kolumdan çıkartıp atabilirdim. Ve hala gitmem için bir şans olabilirdi belki bilmiyorum.Ellerim ve bedenim hala tir tir titriyordu. Ateşim bilmem kaçtı ama benim tek umrumda olan çantamı ve birkaç eşyamı alıp çekip gitmekti.
Serumu zar zor da olsa yırtmayı başarmıştım. İğneyi de acemi bir şekilde damarımdan söküp atmıştım.
Kalbimin acısı kadar acıtmamıştı canımı. Tek bir serum iğnesine mi yenilecektim bunca şeyden sonra?Açılan kapıyla beraber olduğum yerde mıhlanıp kalmıştım. Şey gibi ımm nasıl bir betimleme bulmam gerekir hah hah buldum. Hani hırsızlık yapan hırsızın suç üstü yakalanması gibi bir şey...
Kızlar ellerindeki kahveleri kapının eşiğinde ellerinden düşürüp kaldılar. Tam arkalarında Aras ve Cenk duruyordu.
Özge Ceyda'ya göre duygularını dışarıya daha çok vurur. Ceyda'nın pek çok ağladığına şahit olmamıştım. Ama herkesi korkuttuğum içinde kendimden biraz utanmıştım da ayrıca.
"Sen bizi kalpten götüreceksin kızım bu gidişle. " haklısın Özge'm ne diyeyim...
Gözlerim dolu dolu olmuştu hemen. Yine de kendimi toparladım. Gözlerim bir yandan da istemsizce kapıya kayıyordu. Bir umut hastanede olmasını istiyordu hâlâ aptal yanım.
Gözlerimi kapıdan ayırıp kızlara diktim.
"Kedilerin 9 canı olurmuş. Beni de yavru minnoş bir Miray kedi olarak düşünürsek 3 canım yandı. Kaldı geriye 6. Haklısınız sanırım bunları iyi değerlendirmem lazım." Dediğimde hepsi birbirine bakıp gülüşmeye başladılar."Miniğim, bizi çok korkuttun." Alt üstü ateşim çıkmış. Korkma Casanovam aa...
"Abartılacak bir şey yok ki. Bakın ben gayet iyiyim. Alt üstü ateşim çıktı bu kadarcık." Baş parmağım ve işaret parmağımla ufacık hareketini yapmayı da ihmal etmemiştim.
"Senin o ufacık dediğin şey o kadar da ufacık değildi. 2 ila 3 saattir senin uyanmanı bekliyoruz. Ateşin 41'e kadar yükseldi hastaneye gelene kadar. Havale geçiriyordun. Yani bir nevi-"
Aras'ı devam etmesi için şevklendiriyordum. Devam et dercesine bakışlarımı üstüne saldığımda nefesini düzene sokmaya çalışıyor gibiydi.
"Yani bir nevi işte ölümün eşiğinden döndün."
Şok olmuştum. Ne demek gerektiğini bilmiyordum. Hangi kelime açıklardı ki bunu? Her an ölüme yakındık ama bunu duymak ürkütücü oluyormuş.
Yine de onları daha fazla üzmek istemiyordum. Gülümsemek için dişlerimi zorluyordum resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİNLERİMDE BULDUĞUM İNCİ TANESİ
Ficção Adolescente~•BU KİTAP 13.03.2020 tarihinde yazılmaya başlamıştır. Miray, arkadaşlarıyla beraber başlamıştı bu okula. Lise 2'ye geçtiğinde hayat ona ve etrafındaki herkese gerçek yüzünü göstermişti. Beklenmedik insanlar girerdi ya hani bazen hayatımıza. Beklenm...