27. Bölüm

105K 5.1K 592
                                    

Keyifli okumalar 🌸

___

Elimdeki metni okuyup ilk denemeler için ezberlemeye çalışırken karşımda oturan Ata'ya kaydı gözlerim. O da metnin üstünde gözlerini dolaşırırken birden başını kaldırdı. Gözleri benimle buluşurken fazla uzun sürmeden tekrar metne döndüm. Ne klasiktir ki bize de iki sevgili rolü gelmişti. 

Aileleri evlenmelerini istemeyen iki genç aşığın hikayesiydi oynayacağımız oyun. Aralarındaki bağ ne olursa olsun kopmuyor ve çok özel. Romeo ve Juliet olmaması sevindirmişti. Sevgilimle izlemek için henüz ona bakmamıştım çünkü. Hoca üstünkörü anlatırken bile hoşuma giden bu oyunda o aşkı, acıyı, zorluğu yaşayan kızı oynamak gözümde büyüyordu git gide. Bir de karşımdaki partnerim Ata tabii. Onunla karşılıklı böyle duygulu sahneleri oynamak gerçekten zor olacaktı benim için.

 Hoca deneme için bizleri çağırırken son defa kağıda göz atıp ayağa kalktım. Birlikte sahneye çıkarken kendimi içten içe role sokmaya çalışıyordum. Derin bir nefes alıp başladım. "Yapamam."

 Karşımda üzgünce bana bakan Ata bir adım yaklaşırken elimi tuttu. 

"Yapacağız. Beraber üstesinden geleceğiz. Yeter ki yapma bunu bize. Bırakma bizi. Eğer sen bırakırsan gücüm kalmaz benim." 

Kafamı sallayıp bir adım geri çekildim. 

"Özür dilerim sevgilim. Senin için. Seni seviyorum." 

Bir adım daha geri giderken bana yaklaştı tekrar.

" Yapma. Yapma bunu. Ailelerimiz istemiş istememiş önemli değil. Sen ol yeter. "

Kafamı sallayıp üzgünce sahneyi geri geri giderek terk ederken ayağım takıldı. Düşmek üzereyken hızla belimden yakalayan Ata ile gözlerimiz buluştu. Etraftaki insanları unutmuş birbirimize bakarken bunu bozan bir alkış sesi oldu. Refleksle kollarında duran elimi çekip kendimi toplarken alkışlayan kişiye döndüm. Hoca bize bakıp gülümserken çok güzel olduğunu söylüyordu. Ufak bir tebessüm edip buradan çıkmak için hareketlenirken Ata'nın inatla gözlerime baktığını gördüm. Bir şey demek istiyor ama diyemiyor gibi bir hali vardı sanki. Fazla takmamaya çalışarak salonun çıkışına ilerlerken içeri neşeyle giren Kardelen gelip bana sarıldı. 

Sabahtan burada olduğumuz için o derse girmişti. Görüşememiştik yani. "Off özlemişim seni salak" 

Gülerek kafasına vururken koluma girip yürümeye başladı. Salondan çıkarken karşıdan bize gelen Burakla konuşmamıza bir ara vermek zorunda kalmıştık. Gülümseyip konuştu konuştu. 

"Selam." 

"Selam"

 
"Çok şey kaçırdım mı ya? Gelemedim izlemeye. Benim rol olmayınca takık kadın izin vermedi gelmeme." 

Sitemle konuşurken bu tavrı gülmemize neden olmuştu. "Yok ya. Sadece bir sahnenin denemesini yaptık zaten." 

Arkadan gelen kapı sesi ile oraya dönerken Ata'nın çıktığını gördüm. Önce bize daha sonra Burak'a dönerken ters bir bakıp atmıştı ona. Burak sesini biraz yükseltip konuşurken bunların arasında ne döndüğünü hâlâ anlayamamıştım açıkçası.

" Seninle provada olabilirdim ama malum." 

Ata'ya son bir bakıp atıp bana dönerken zoraki bir tebessüm edip konuştum. "Başka rol alırsın sende nolcak."

 "Kısmet. Belki bir şey olur istediğim role geçerim."

 Kendinden emin gibi bir tonla konuşmuştu sanki. Ya da bana öyle gelmişti bilmiyorum ama birbirlerine karşı bu iş inada binmişti. Ata'nın yanımızdan geçip gitmesi ile Kardelen beni hafiften dürterken bu konuşmaya bir son verip gitmek istiyordum bende. Durumu anlatıp o lafa girerken sesimi çıkarmadım. "

Neyse. Bizim gitmemiz gerek Burak. Görüşürüz." 

Cevabını bile beklemeden hızla çocuğun yanından beni çekerken şaşkınca ona döndüm. Bu kız gerçekten manyak. "

Kızım ayıp oldu çocuğa"

 Omuz silkerken cevap verdi. "Gözlerinden anladım ben sende zor duruyordun orada. Amaaan olursa olsun. Ne bu böyle ilkokul çocuğu gibi laf sokmalar ,artistlikler" 

Gülüp arka bahçedeki bir banka oturduk. 

"Yani evet ama bu ayıp olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bunların arasındaki olay ne ben çok merak ediyorum açıkçası."

 Bana dönüp bağdaş kurdu. Aynı şeyi bende ona doğru yaparken bu halimize gülüp konuşmaya başladı. "Yanii benim bir tahminim var ama. Desem mi demesem mi bilmiyorum." 

Merakla baktım. "Söylesene işte. Niye bilmiyorsun." 

"Sen bu aralar iyice saf oldun. Anlamadın gerçekten seni kıskandığını?" Elini tutup gülümsedim. 

" Düşündüm ilk başta ama şimdi çok takmak istemiyorum. Gelip yüzüme söylerse zaten böyle olmayacak. " Kafasını sen iflah olmazsın dercesine sallarken güldüm.

" Hadi be, ben bilmiyordum. " Koluna vurduğumda ekledi. "Bunların derdi başlı başına sensin valla"

🌙

Bölümü nasıl buldunuz? Düşünceleriniz merak ediyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin