40. Bölüm

83.6K 4K 624
                                    

Keyifli okumalar 🏵️

___

"Nasıl? Şimdi mi?" Heyecanla ona dönerken tepkime gülüp cevapladı. "Ne zaman istersen. Şimdi de şimdi gidelim." 

Etrafa bakıp sahneye göz atarken şimdi gidemeyeceğimizi biliyordum. "Şimdi gidemeyiz. Sahne sırası bize geliyor zaten."

"Umrumda mı? Sen şimdi de birlikte gidelim diyorum."

 Ellerimi tutup gözlerimin en derinlerine bakarken elimi yavaşça yanağına koydum. Anında gözlerini kapatıp kafasını elime yaslarken kedi gibiydi gözümde şuan. "Çok isterdim ama şimdi değil. Bir sorumluluk aldık ve hocayı mahcup etmeyelim. "

" Ne güzelsin sen." Gözlerini açıp bana bakarken gülümsedim. 

Arkadan gelen bağırma sesiyle oraya döndük. "Sahnesi gelen takip etsin çıksın yaaa! Bu ne böyle milletin keyfini bekliyoruz!" 

Sude'nin bağırmasıyla iyice kulak tırmalayan sesini yüzümü buruşturarak dinlemek zorunda kalmıştım. Yerimden kalkıp ona cevap vermek için dönerken Ata da benimle birlikte kalkarak benden önce ona döndü." Kendi keyfine duruyorsun burada Sude. İstemiyorsan kapı orada." Eliyle kapıyı gösterip sözlerini bitirirken yüzümde küçük bir gülüş olmuştu istemsizce. Nasıl da kapak etmişti ama?

Sude susup sinirle yerine otururken bizde sıramız geldiği için sahneye çıkmıştık. Sude'nin kıskanç bakışları oradan bile anlaşılırken bugünün son provası olan sahnemize başlamıştık.
~

Sevgili olarak ilk kez beraber eve doğru yürüyecekken Ata beni kenarda beklerken Kardelenle vedalaşıp yanına ilerledim. Gülümseyip kolunu açarken hemen gelip memnunca girdim. Omzumdaki eli orada olan saçlarımı yakalarken hafifçe parmağına dolamaya başladı. Telefonumun ekranını açıp annemi ararken çıktığımı ve yürüyeceğimi haber verip kapattım. Ona dönüp bakarken o da bana döndü ne oldu dercesine. "Eeee? Geçen ki gibi mi olacak?"

Beraber çıktığımız ama doğru düzgün muhabbet etmediğimiz günü hatırlatırken güldü. "Sıkıldın mı sen yine?" Küçük çocuğa sorar gibi bana sormasıyla güldüm. "O gün aklında olan şey neydi? Söylememiştin sorduğumda."

"Sendin." 

Adımlarım aniden dururken onun da durması ile kendime gelip devam ettim. "Nasıl yani? Neden bendim?" 

Gülümsedi. "Omzumda uyumuştun kızım nasıl sen olmayasın. Aylardır uzak durmaya çalıştığım kızın kokusu doluyordu burnuma inatla. Nasıl düşünmem?" 

Güzel kokuyor muydum acaba o gün? "Çok güzeldi" 

Ona dönerken ne der gibi bakıyordum herhalde. "Kokun diyorum" Elimi yüzüme kapatıp rezilliğime sövdüm. "Sesli mi düşündüm ben?"

"Hayır. Düşünüyor gibi bir suratın vardı. Ben tahmin ettim." 

Heeeh! Şimdi daha büyük rezillik. Allah seni kahretmesin Arya. Konuyu değiştirme ihtiyacı hissetmiştim. "Sizin maçlar ne zaman başlıyordu?" Bir süre düşünmüş olacak ki sessiz kaldı.

"Sanırım haftaya."

"Hem maçlar hem prova hem dershane nasıl olacak? Yorulmayacak mısın?" 

Zaten maçlarda aşırı yorulduğu çıkışlarda belli oluyordu şimdi bir de üstüne provalar çıkmıştı başına. "Güzelim sizin de var. Hem beni düşünme sen hallederim bir şekilde." Sinirle ona döndüm. 

"Ne demek düşünme? Sen hiç düşünmüyorsun ki. Çok yorulacağını biliyorum Ata." Onaylar bir mırıltı çıkardı. "Bende biliyorum ama tiyatrodan çıkamam."

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin