54. Bölüm

46K 2.5K 745
                                    

Keyifli okumalar🌸

___

Ata ile yemek yedikten sonra beni salona bırakmış ve takım arkadaşları ile beraber derse girmemiş ya bahçede takılacak ya da kaçacaklardı. Ne mükemmel bir öğrenci değil mi ama? Ne derse girer ne ders dinler falan. Bir süre kim var kim yok diye sorguya çeksem de göndermiştim.

Eren bizi duyup hanım köylü diye laf atıp sataştığı için yine az daha dayak yiyecekti Ata'dan. Ama o da çok sataşıyor sevgilime. Üzülüyorum vurunca da ama bazen hak ediyor gibi işte. Neyse hak ediyor falan diyince şimdi olmadı da. Eniştem olabilir yakında. Atayı azıcık durdurmam gerek sanırım.

Kardelenimle sevgili olmadan enişte adayımın başına bir şey gelmesini istemem elbette. Tabi Erenin gidişatına bakarsak bu zor ama olsun. Kardelen yanıma gelirken birlikte yeniden parmak pas çalışmaya başladık. Hem çalışıyor hem konuşuyorduk. "Bugün dediğinde ciddiydin dimi?"

Topu ona geri yolladığımda manşetle bana gönderdi. "Evet. İlk başta da diyordum iyi hoş falan diye ama bilemiyordum. Bugün daha net anladım. Öyle yakınken kalbimin sesi ele verdi."

"Allah'ım! O yerde yatarken ne dedi de sen kızgındın?" Elleri bu sefer topa sertçe vurduğunda aklıma yine geldiğini anladım. Yerimden hareketlenip karşılık verdiğimde bir süre cevap vermedi. En son topu eline alıp dururken konuştu.

"Kızın biri yanımıza gelip konuşmak istemişti. Sana söylemeden önce yani... Bu kıza kibarca hayır diyince sevindim içten içe. Sonra beni sinir etmeye başladı. Belli etmemeye çalıştım ama o an... Kızla konuşsam mı sence düşüneyim mi falan dedi işte."

"Gerçekten sinir etmek için demiştir ya. Sanmıyorum ben ciddi ciddi düşündüğünü. Öyle olsa en başta olur gözüyle bakardı."

"Bilmiyorum. Üsteledi biraz. Bende sinirlendim. Yok kızla konuşayım mı konuşsam nasıl olur sence güzel mi sence yakışır mıyız" Ereni taklit ederken bu ciddi konuşmanın ortasında gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Ağzının üstüne bir tane çakasım geldi ya! Başlayacağım kızına da sana da dedim çıktım. Bu sefer de koridorda görünce piç gülüşü atmaya başladı." Sinirle topu elinde sektirirken elimi çırpıp at işareti yaptım. "Sen onu yola getireceksin kanka. Ben biliyorum."

Topu atıp oynamaya başlarken Erenin belki de tepkisini ölçmek için yaptığını düşünüyordum. Ata ile bu konuyu konuşmayı aklıma yazdım.
~

Üzerime montumu giyip salondan çıkarken esen rüzgarla saçlarım uçuştu. Yüzüme gelen saçlarımı itmeye çalışırken bir yandan da beremi takmaya çalışıyordum. Neden içeride takmadıysam. Kardelen erken çıkmış ve benimle birlikte birkaç kişi daha kalmıştı. Onlarda yanımdan geçerken tebessüm edip baş selamı verdim.

Nihayet beremi Saçıma geçirirken karşıdan montunun önü açık elleri cebinde bana gelen Ata'yı görünce kaşlarımı çattım. Deli mi bu? Böyle havada önü açık gezmek ne? Zaten bere atkı bişey takmıyor üstüne bir de önünü açık bırakıyor. O gülümseyerek bana geldiğinde kaşları çatık beni görünce gülüşü dondu. "Ne? Noldu? Niye öyle kocasını başkasıyla basmış kadın gibi bakıyorsun kızım?"

"Salak! Önün açık ne geziyorsun bu havada? Ayrıca o nasıl benzetme ya!" Gözlerime sen ciddi misin der gibi bakarken aynı şekilde bende ona karşılık verdim. Hâlâ önünü kapatmak için yeltenmezken en sonunda elimi montunun fermuarına attım. Önünü kapatıp yakasını düzeltirken dikkatli gözlerini üzerimde hissediyordum.

" Ne bakıyorsun öyle?" Birkaç saat önce kendi kendime karar almış ve artık utanmamaya karar vermiştim. Yani tabiki de bu benim için mümkün değil gibiydi ama olsun. En azından daha az utanmaya gayret edeceğime inandırmıştım kendimi. "Hiç... Bakıyorum öyle"

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin