24. ÖLÜM VE YAŞAM

574 51 38
                                    

Şarkılar: Supervıllaın , yan*
Hatun, Duman

🍂Keyifli Okumalar🍂

İki ay dolmak üzereydi ve ben geçen bu süreye hayatta kalma mücadelem demiştim. Karnımda bir bebek saklamak her şeyin seyrini değiştiriyordu. Onun için zehirli dilimi kullanmıyor, onun için hayata sıkı sıkı tutunuyordum. Bu eve adım attığımız ilk gün bir aferin alıp hemen ardından sert bir tokat yemiştim. Doğukan'ı onlara getirmem elbette bir başarıydı fakat başarıya ulaşırken başarısız olmam hoşuna gitmemişti. Ancak sabır ve sakinlik lehime olmuştu. Benden hırsını aldığında Doğukan'ın ona getirdiği her şeyden memnun olmaya başlamıştı. İlk kez bir işe yarıyordum ve bunu nasıl yaptığımla ilgili türlü hakaretler dilinden düşmüyordu. Tek güvencem Doğukan'dı. Kaçmak ya da farklı bir riske girmek karnımdaki can için tehlikeliydi, bu yüzden Doğukan'ın planına uyuyordum. Fakat son yaptığını aklım almıyordu. İclal'i kaçırmalarına sebep olması fikri kafama yatmıyordu. Yeleserler bunu affetmezdi. İclal, onların gözünde en savunmasız ve el uzatılmayacak olanıydı. Odamın kapısı gürültüyle açıldığında yattığım yerden hızlıca doğruldum. "Uras seni aşağıya çağırıyor." İclal'in karşısına çıkıp daha fazla nefretini kazanmak istemesem de, nefretinden daha çok korktuğum diğer kişi Uras'tı. "Tamam, geliyorum."

"Doğukancığın senden yine ayrıldığı için mi üzgünsün? Kıyamam." Güçlü adımlarla yere basıp karşısına yürüdüm. "Gerçek yüzüne vurduğunu için mi kızgınsın? Kıyamam." Onu ittirip geçecekken kolumu sertçe sıkıp duvara doğru çekti bedenimi. Sırtımı vurmak nefesimi keserken öksürmemek için kendimi sıktım. "Bu işin sonunda gerçekten ona kavuşabileceğini mi sanıyorsun? Uras'ın hedefi tüm Yeleserleri yok etmek. Doğukan'ı sağ bırakıp mutlu mesut yaşamanıza izin mi verecek?" Yüzü yüzüme yaklaşırken kafamı hızlıca yana çevirdim. "Kendine bir kurtarıcı arıyorsan onun Doğukan olmayacağını sana temin ederim." Genişçe güldüm. Buraya geldiğimde bana açılması iki hafta sürmemişti. Onu reddedene kadar korumacı ve nazik olan tavrı, hayır cevabını alınca düşmanlaşmıştı. "Sen mi olmak istiyorsun kurtarıcım?" Yüzümü yüzüne çevirip meydan okurcasına yaklaştım. "Sen önce kendi götünü kurtar." Afallamış halini ittirip yolumu açtığımda, peşimden gelip yine sıkıştıracağı korkusuyla neredeyse koşarak indim merdivenleri. "Alya, Serçe'm. Arkadaşını misafir ediyoruz, neden yanımıza gelmiyorsun?" İclal beni gördüğünde gözlerinden alev fışkıracak sandım. Bağlı olduğu sandalyede çıldırmış gibi tepinirken bir yandan bantlı ağzından çıkamayan çığlıklar atıyordu. "Git arkadaşının ağzını aç, sohbet edin biraz."

Kocaman bir yumruyu yutup tereddüt içinde İclal'e doğru adımladığımda çığlığının net bir anlamı vardı. Bana dokunma.

"Siz arkadaşken de böyle anlaşamaz mıydınız?" Bantın ucunu kavrayıp saliseler içinde ağzından söküp aldığımda çığlığı tüm duvarlara çarptı. "Bırakın beni! Hepiniz öleceksiniz! Hepiniz! Kimi kaçırdığınızın farkında değilsiniz!" Hareketleriyle sandalye yerden kalkıp yeniden parkeye vuruyordu. "Soyadının verdiği yalancı güç." Uras ayağa kalkıp İclal'in tepesine geldiğinde, İclal titreyen dudaklarını birbirine sıkıca bastırdı. "Mesela şimdi kafana sıksam, senden geriye ne kalır ki? Mezar taşına yazılacak bir soyadı." Silahı çıkartıp alnına dayadığında İclal, korku dolu bir çığlık atıp imkanınca silahtan kafasını kaçırmaya çalıştı. "Yapma! Yapma! Alya yardım et!" Uras gülüp bakışlarını bana çevirdi. "Denize düşen yılana sarılırmış." Silahı indirip beline sıkıştırdığında, İclal'den geriye yalnızca ağlama kalmıştı. "İclal sakin ol. Ailene geri döneceksin." Saçlarını geriye toparlayıp omuzları düşmüş elbisesini düzelttim. "Tabi ailesi isteklerimi gerçekleştirirse."

İNTİKAM MEVSİMİ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin