29. KÖRELMİŞ HİSLER

408 42 9
                                    

Şarkılar: Adele, Skyfall
Au/Ra, Assassin

🍂Keyifli okumalar🍂

Sırlar her zaman insanı yaralardı. Bazen küçük, bazen büyük, bazen parçalayan cinsten her sır etkisini bırakırdı. Hayatımda hep sırlarım olmuştu, kendimi saklamam benliğime bir iyilikken yalnızca bir insana kendim olmuştum. Saklanmadan, gerçekliğimle çıkmıştım karşısına. Şimdi ise karşımda o insanın sırları vardı.

"Kimsin sen?" Kadın kahverengi gözlerini çenesiyle beraber kaldırıp üstten üstten bana baktı. Dikliğimi kaybetmezken bileğim koca bir avuç tarafından sarıldı. "Alya, eve girer misin lütfen?" Elini ittirip olduğum yerden bir milim bile kıpırdamadım. "Hayır. Bu kadının kim olduğunu öğrenmeden hiçbir yere gitmeyeceğim." Farah, bende olan gözlerini Doğukan'a çevirdiğinde içim huzursuzlukla kasıldı. "Demek hamile." Doğukan'ın önceliği beni arkasına çekmek olurken koruma içgüdüsüne direnemedim. Kadının varlığı onu germiş, beni koruması gerektiğini hissettirmişti. "Farah, bu halin beni endişelendiriyor, birini aramamı ister misin?" Sesi temkinliydi. Birden bağırırsa hiç şaşırmayacaktım. "Sana bir şey sormak için geldim, gideceğim hemen." Farah'ta normal olmayan bir sakinlik vardı. Bir şeyin etkisinde olduğunu düşünmem çok kolay olmuştu. "Tamam, sonra konuşalım bunu." Başı iki yana sallanırken gözleri yaşlarla parladı. "Eskiden bu kadar yabancı değildik biz." Farah'ın kim olduğu kafamda yavaşça netleşirken sakin kalmak için nefesler alıp verdim. "Farah, amacın ne?" Doğukan'ın arkasından bir adım yana kayıp ikisini de görüş açıma aldım. "Bize bunu nasıl yaptın Doğukan?" Doğukan'ın her tepkisini dikkatlice izlerken yüzü ulaşılmaz bir maske edindi. Bir an için Ahmet Yeleser'in varlığını karşımda hissetttim. "Ben ne yapmışım size?"

"Kız kardeşimi öldürdün!" Duyduğumu idrak edemezken gözlerimi kırpıştıdım. "Sen benim kardeşimin canını aldın! O seni severken, senin için yapamayacağı hiçbir şey yokken acımasızca öldürdün onu." Doğukan'ın reddedeceği cümleleri bekledim. Saniyeler geçti, reddetmedi. Ben öyle bir şey yapmadım diyemedi. "Farah, bunun seninle ya da Sevda'yla bir ilgisi yoktu. Bir. kazaydı. Kaza olduğunu sen de biliyorsun." Farah'ın intikam arayan elleri Doğukan'ın yakasına yapıştığında adımlarım beni birkaç adım geriye taşıdı. Kabullenmek istemedim. Doğukan'ın bunu yapacağına inanmak istemedim "Siktir git Doğukan! Kazaymış! Hamileydi lan benim kardeşim! Sen bir masuma değil, iki masuma kıydın!" Elim ağzıma giderken mide bulantısı yükseldi. "Hakkında söylenen her şey doğruymuş meğer. Orospunun piçine en başından güvenmememiz gerekiyordu." Bu ana kadar sakin olan Doğukan'ın hiddeti birden harlanırken, Farah'ın kolunu sertçe kavradı. "Benim sınırlarımı zorlama!" Onu evin kapısından sürükleyerek uzaklaştırırken olanları idrak edemiyordum. "Alındın mı? Orospu çocuğu, kalbin mi kırıldı?" Kolunda olan avucu saç köklerine dolanırken kabuslarım gözümün önünde hayat buldu. "Seni buraya kim yolladıysa söyle ona kendisi çıksın karşıma." Saçlarının acısını sebepsiz bir empati sayesinde hissederken Doğukan'a durmasını söylemek istedim. "Geçmişin hatırına laflarını duymamış gibi yapıyorum ama bir kez daha karşıma çıkarsan, orospunun kim olduğunu en ağır haliyle gösteririm sana." Saçlarını iğrenmiş gibi bir yüz ifadesiyle bıraktığında Farah kendini toparladı. Bu adamı tanımıyordum. Bu adam benim bildiğim Doğukan değildi. "Bunun bedelini ödeyeceksin!"

"Hadi siktir git, bana bedel ödetecek piç kurularına." Sınırları aştığımızı ilk defa iliklerimde hissediyordum. İyi değildim. Öğrendiklerim altında eziliyordum. "Ailene dikkat et Yeleser." Farah'ı bir kez daha itip yönünü değiştirdiğinde yüzünü gördüm. Pişmanlık ve acımasızlığın kıran kırana mücadele verdiği yüzü. "Alya." Az önce tüm şiddetiyle Farah'ı çekiştiren kolu nazikçe elimi tuttu. "Sakin ol, anlatacağım her şeyi." Kendimi geriye çekip koşar adımlarla eve girdim. Konuşmak, duymak istemiyordum. Onu görmek bile canımı acıtırken yatak odasına girip kapıyı kilitledim. Kapı Doğukan tarafından zorlanırken yatağın dibine oturup karnımı sardım. Cehennem. İçimdeki ateşin, korkunu tek eş anlamlısı cehennemdi. "Alya, beni dinlemen gerekiyor lütfen. Gerçekten bir kazaydı, yemin ederim." Gözyaşlarımı durduramazken nefesim ciğerlerimi sıkıştırmaya başlamıştı. "Duymak, duymak iste...istemiyorum!" Odanın kapısı gürültüyle açıldığında üzerime gelen gölgeyle irkildim. "Duyacaksın, suçlamadan önce her şeyi bileceksin." Önümde diz çöküp ellerimi avuçlarının arasına aldı. "Yemin ederim kazaydı, arabayı babası kullanıyordu. Ben arabada olduğunu, hamile olduğunu bile bilmiyordum." Aceleci cümleleri beni kaybetmemek içindi. Korkuyordu. Güvenimi, inancımı kaybetmemden korkuyordu. "On sekiz yaşındaydım, hayatım bambaşka bir yerdeydi. Masum birini bile isteye öldürebilir miyim ben?" Ellerim hala avuçlarındayken hafifçe silkeledi beni. "Aşkım inan bana yalvarırım."

İNTİKAM MEVSİMİ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin