4 - Bile Bile

2.7K 216 84
                                    

Bölüm Şarkısı: unutulacak dünler (çok güzel bir şarkı, önyargısız dinlemenizi öneririm ;) )

2150 kelimelik upuzun bir bölüm oldu Can'lar; hikaye nasıl gidiyor ve bölümler hakkında yorumlarınızı, oylarınızı bekliyorum 😍😍🤗🤗

Watpad'de ve instagramda beni takibe alarak hikayelerim hakkımda bilgi, alıntı ve spoiler görebilirsiniz 😊😊

Can'lar, Keyifli Okumalar Sevgilerle 💜💙

4. BÖLÜM

Tuğra koltuğa oturup çayını yudumladıktan sonra; "Abin gitti," dedi. Hira ellerini göğsünde bağladı ve gözlerini adama dikti. "Benim için geri gelecek!"
"Yani, inşallah." dedi.
"Yani derken?"
"Sana umut aşılayıp da gelmeme ihtimali var, demek."
"Tutamayacağı sözler vermez Baran abim."
"Göreceğiz Hira." dedi Tuğra ve çayını içmeye devam etti. Hira bir süre halının desenlerini inceledi, Tuğra ise Hira'yı. Hira ise dayanamadı ve aklındakini sormak için kafasını bir anda kaldırdığında Tuğra ile göz göze gelmişti. Tuğra hazırlıksız yakalandığı için elindeki bardaktan destek alırcasına bakışlarını bardağına çevirip son yudumunu aldı. Hira'nın kalbi ise Tuğra'nın bakışlarını yakaladığı için hızla çarpmaya başlamıştı. O neydi öyle diye düşündü, gereksiz bir şeydi. Sadece gereksiz. Asıl kafasındakine odaklanıp; "Abime neden vurdun?" diye sordu. Tuğra ise omuz silktikten sonra; "Canım istedi." dedi. Hira ise şaşkınlıkla kaşlarını havaya kaldırarak emin olmak için; "Canın istedi?" diye sordu.
"Hira, kendine gel. Neyi niçin yaptığım beni ilgilendirir! Abin gelene kadar misafirimizsin. Sonrası yok!"
Hira şaşkınlıkla ruh hali değişen adama baktı. Kaçırıldığı ilk gece, gözünü ilk açtığı anda gördüğü o kara gözlü adama dönmüştü Tuğra bir anda. Eren elindeki buzu yanağına tutarak salona geldi ve boş koltuğa oturdu.
"Ahh! İyi çakmış şerefsiz." diye söylendi. Dışarıda abisine karşı saygısızlık ettiğinin farkına varmıştı. Eline buzu alıp salona yanlarına gitmenin daha faydalı olacağını düşündü. Hira ve Tuğra gözünün önünde olsa daha iyiydi sanki. Tuğra'nın kafa karışıklığının sebebini anlayamayan Eren gerilmişti. Aslında amcasının kendisine verdiği ve kendisini kanıtlaması gereken ilk büyük iş olduğu için de daha bir hassas davranıyordu. Eline yüzüne bulaştırmak istemiyordu.
Eren Hira'ya kısa bir bakış attı; "Abine şerefsiz diyorum, alınmıyorsun dimi?" dedi ve ardından boşta kalan elini havada savurarak; "Hoş alınsan kaç yazar?" diye de ekledi. Hira ise kafasındaki parçaları birleştirip Eren'in dediklerine takılmazken Tuğra'ya çevirdi bakışlarını; "Kardeşine vurdu diye mi vurdun abime?" diye sordu. Tuğra ise bakışlarını kaçırdı. Eren ise sevinçle yanağından buzu çekerek; "Ne! Helal be aslan abime, benim için o sancak torununa yumruk mu geçirdin. Adamsın!" dedi coşkuyla. Tuğra ise kardeşine sinirli bir şekilde; "Seninle hesabımız daha bitmedi Eren. Ama kimse de benim kardeşime öyle vuramaz!" dedi. Ardından boş bardağını alıp salondan çıktı. Eren ve Hira yalnız kalmıştı. Eren; "Ne oldu bakıyorum da şaşırdın. Kardeşiz be kardeş biz! Herkesten vazgeçeriz de birbirimizden geçmeyiz!" dedi. Hira hiçbir şey demeden boş gözlerle baktı Eren'e. Bu adamın kendisiyle olan derdini çözememişti. Tuğra'nın "Ana ne işiniz var sizin burada!" diyen sesini duyduklarında Eren ve Hira birbirlerine baktılar. Ayşen Hanım ise oğluna aldırmadan hızla salona ilerledi. Eren ve karşısında oturan kızı görünce onlara bakış attı.
"Hoşgeldim oğul, sen gelmeyince biz geldik." dedi Ayşen hanım. Hira istemsizce ayağa kalktı. Eren ise yanağına tuttuğu buz poşetini sehpanın üzerine bırakıp ayaklandı. Ayşen hanım ve yanındaki çilliyi görmeyi beklemiyordu. Hazırlıksız yakalanmıştı. Ağzının içinden; "yol geçen hanı mübarek..." diye söylenip bahçeye çıktı. Ayşen Hanım Eren'in ne dediğini anlamamış ve çok da önemsememişti açıkçası. Buket kapıdan eli kolu dolu gelen korumayı görünce; "Tuğra abi mutfak ne tarafta, oraya götürsünler. Çok güzel yemekler getirdik. Yeme de yanında yat valla." dedi. Tuğra eliyle korumayı durdurdu. Tuğra annesi ve Buket'e bakıp;
"Ben sizin niyetinizi anladım. Ama yemezler! Hadi ana, Buket'i de al eve gidin geri." dedi. Ayşen hanım bakışlarını kararttı; "Höst! Kimin evinden kovuyorsun sen bizi! Anan var karşında. Ne haltlar ettiğinizi bilmiyim mi sanırsın? Bu kız burada oldukça bizde buradayız." dedi. İşaret parmağıyla Hira'yı göstermişti. Hira hem şaşırmış hem utanmıştı.
"Ana!" dedi Tuğra uyaran sesiyle. Ayşen hanımın ise geri adım atmaya niyeti yoktu. "Tuğra! Benim damarıma basma oğul," dedi. Tuğra ise sinirle geri adım attı.

Kan RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin