11 - Özgürlük

2K 169 108
                                    

Multimedia: Ali

Bölüm Şarkısı: Bağzıları - Sen zaten kırılmış bir kızsın

Can'laarrr 2250 kelimelik uzuunnn bir bölüm oldu. 🤗🤗
Oy vermeyi unutmayıp beni mutlu edebilirsiniz kuzullaarrr💙💜

Bölümü okuduğunuz tarihi buraya yazarsanız çok sevinirim 🤗

Cümle araları yorumlarınızı da bekliyorum

Keyifli Okumalar; Sevgilerle 💜💙

11. Bölüm

Baran takip edilmediğinden emin olup eve geldiğinde arabayı garaja park etti. Boynunu sıkan kravatı hızlı bir şekilde çıkarıp yan koltuğa fırlattı. Zor bir gün olmuştu onun için. Hayata karşı bir mücadele vermeye çalışıyordu.

Hira'yı daha fazla zarar görmeden kurtardığına inanmak istiyordu. Hem dedesinden hem de Kılıç'lardan. Bugün Tuğra ve Eren ile karşı karşıya kalmak germişti genç adamı. Hira'yı alıp silahları verdiği gün Eren ile kapışmış olsa da kendisini asıl zorlayacak olanın Tuğra olduğuna adı kadar emindi. Bakışları, duruşu ve tavrıyla sürekli huzursuz etmişti Baran'ı.

Arabanın içinde biraz soluklanıp indi. Garajdan çıkıp bahçeye geldiğinde Ali'yi gördü.
"Naber?" diye sordu.
"İyidir bro, asıl senden naber?" diye sordu Ali.
"Zor bir gündü. Ama her şey yolunda."
"Kim zorladı seni?"
"Boşver. Hira nasıl?"
"İyi, bir haftadır nasılsa şimdi de aynı."
"Psikolojik destek almayı kabul etmiyor."
"Korkuyor çünkü abi. Kolay şeyler yaşamadı. Gidip karşısında üç maymunu oynayan birine tüm sırlarını nasıl döksün?"
Baran kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Terapi öyle bir şey değil Ali. Kadın profesyonel."
"Her ne haltsa. Kızın üzerine gitme, biraz sal."
Baran ellerini göğsünde bağlayarak;
"Allah Allah! Kadın uzmanı konuştu. Sence ne yapalım Ali efendi?" diye sordu Baran. Şakayla karışık da olsa tavsiyeye ihtiyacı vardı. Her şeyi tek başına kontrol etmeye çalışmak oldukça yorucuydu.
"Bence asıl terapi bir kadın için alışveriştir. Sen kızı aldın, kurtardın amenna! Ama Hira kendini özgür hissetmiyor. Onu bir hapishaneden alıp başka bir hapishaneye koyduk. Tabi daha konforlusuna." dedi ve göz kırptı.

Baran kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hira alışveriş yapmayı sevmez. Kıyafet falan sıkılır hemen."
"Her kadın alışverişi sever Baran. Sadece alacağı şeyler değişir. Kıyafet sevmezse başka bir şey seviyordur illa. Düşün!"
Baran elleriyle yüzünü sıvazlayıp kısa bir an düşündü. Ali haklıydı, Hira'yı bir esaretten alıp diğerine koymuşlardı.
"Kitap okumayı çok sever ve bir de kokuları."
"Kitabı anladım da koku ne abi?"
Baran aklına gelenlerle neşelendi.
"Kahve kokusuna da bayılır. Hira yeni parfüm almayı sever. Yeni kokular koklamayı falan."
"İyi yarın o zaman sen işteyken ben dolaştırayım onu. Kokusunu koklasın, kendine yeni kitaplar alsın da havası değişsin."
"Dikkatli olmak şartıyla..?" diye sorguladı Baran. Ali ceketini düzeltip;
"En herhalde Baran. Bana güvenmiyor musun?"
"Haşa! Sana güvenim tam ama adresimizi kimse bilmezken deşifre olmayalım gözünü seveyim."

"Tamamdır, merak etme. O iş bende."
Konuşmaları bittiğinde eve girdiler. Hira yemek pişiriyordu. Baran mutfağa geçip kardeşini ocağın başında görünce tüm yorgunluğunu unuttu.
"Ne pişiriyorsun güzellik?" diye sordu. Hira kısa bir an irkilse zorlukla gülümsedi ve arkasına dönüp abisine baktı.
"Hoşgeldin abicim. Et haşlama yapıyorum, en sevdiğinden."
Baran dudaklarını yalayıp; "Deme!" dedi. Hira ise kıkırdayarak; "Dedim bile," dedi. Abisi kendisi için bir sürü fedakarlık yaparken onun için küçük de olsa bir şeyler yapmak genç kızı mutlu ediyordu.
"Ne zamana pişer yemek?" diye sordu Baran.
"Sen üstünü değiştirip gelene kadar hazır olur. Tabi bir de ellerini yıkamayı unutma." dedi Hira. Baran kardeşinin sözünü dinleyip üstünü değiştirmeye gitti.

Kan RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin