7 - Armağan

2.3K 193 60
                                    

Gonca_Ince kapak için tekrardan teşekkür ederim 😍😍 gerçekten çok güzel olmuş, eline emeğine sağlık 🤗🤗

Can'lar evde kalalım güvende kalalım. Lütfen kurallara uymaya özen gösterelim. Bu günleri de birlikte atlatacagiz inşallah 🙏🙏

Can'lar Upuzun bölümler yazıyorum, 3-4 akşamda bir bölüm atıyorum ancak oy ve yorumlar çok az. Sınır koymaya karar verdim;
Oy sınırı 75, Yorum 50
Merakla oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🤗🤗

Keyifli okumalar Can'lar; Sevgilerle💜💙

7. Bölüm

Hira kimsenin gözüne batmak istemediği için Buket'e yardım ettikten sonra kaldığı odaya çıkmıştı. Odayı topladı elinden geldiğince. Camı açıp ikili koltuğa oturdu. Dışarıyı izleyip yüzüne vuran rüzgarla kendine gelmeye çalıştı. Biri ölüm, biri yaşam demişti Laz İsmail. O an kalbi durmuştu adeta. Bir an ciddi olma ihtimalini düşündü. Gerçekten bir seçim yapmak zorunda olsa kimi seçecekti? Kimi seçmeliydi? Böyle bir seçim fikri bile genç kızı ürpertti. Abisinin geleceği ana odaklanmak istiyordu Hira. Yakında bir daha görmeyeceği insanları düşünmek istemiyordu. İlaç paketini eline alıp inceledi. Bir ilacı bile yenememişti. Hayata karşı mağluptu. Bu ilaca mahkumdu. Düzenli içecek ve bir daha kriz geçirmeyecekti. Eğer bir daha kriz geçirirse ölse daha iyiydi. Herkesin kendisini öylesi bir kriz anında görmüş olması utanmasına sebep olmuştu. Daha da beteri vardı, Tuğra vücudundaki yaraların ve izlerin bir kısmını görmüştü. Tuğra karşısındaki acizliği aklına gelince gözleri doldu. Derin bir nefes çekti içine, sindirmeye çalışıyordu yaşadıklarını. Bu olanlar gerçek dışı gibi hissettiriyordu ona. Asıl gerçekliğine döndüğünde hafifleyen acılarının katlanarak can bulacağına emindi. Dedesi dayaksız geçen günlerini büyük bir zevkle tamamlayacaktı. Baran abisi hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken artık hep yanında mı olacağını kastediyordu? Baran işler dolayısıyla yurt dışına gidip geldiği için çok yalnız kalıyordu, çok kötü şeyler yaşıyordu onun yokluğunda. Belki de daha az yurt dışına çıkacaktı bunu kastediyor olabilirdi.

Kapısı tıklatılınca irkildi. Hemen ayağa kalktı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kapının arasında onu korkutan şekilde kapıyı tıklatan kişi dedesi değildi. Ama her seferinde kısa bir an nerede olduğunu unutuyor ve dayağın geldiğini belirten bu kapı tıklatma sesinin sahibini dedesi sanıyordu. Kapı ikinci kez tıklatılınca elindeki ilaç kutusunu komidinin üzerine bırakıp usulca kapıyı açtı. Elinde bir yemek tepsisiyle Tuğra'yı gördü. Tuğra zorlukla gülümseyerek odaya girdi. İkili koltuğa oturdu ve tepsiyi kendi kucağına yerleştirdi. Hira'ya bakarak; ''Hadi kapıyı kapatta gel, Buket tost yapmış bize.'' Dedi. Hira tostun kokusuyla ne kadar çok acıktığını fark edip gülümsedi. Kapıyı kapatıp; ''İçinde ne var?'' diye sordu. Tuğra ise genç kızın değişen ruh haline uyum sağlamak istercesine tostun birini eline alıp koklayarak; ''Bence bir ısırık alıp kendin bil, bayılacaksın.'' Dedi. Hira ise utana sıkıla genç adamın yanına gidip oturdu. Tuğra tostun birini peçeteye sarıp Hira'ya uzattı. Hira elini uzatıp alacakken Tuğra az geri çekti. ''Olmaz, önce bir ısırık al bakalım içinde ne var bilecek misin?'' dedi. Hira boş gözlerle Tuğra'ya baktı. Kim küçük kim büyük belli değildi. ''De haydee!'' dedi genç adam. Hira koltukta biraz Tuğra'ya yaklaşıp uzattığı tosttan ısırdı. Çiğneyip yutarken gözlerini kocaman açıp adama baktı. ''Immm, bu çok güzel olmuş,'' dedi. Tuğra gülerek baktı kıza. ''Buket bu işi biliyor, küçüklükten beri en sevdiğimiz tost bu. Ee söyle bakalım, içinde ne var?'' diye sordu. Hira ise işaret parmağını kaldırarak; ''Bir kere daha ısırsam?'' diye sordu. Tuğra ise kızın bu hali karşısında kafasını geriye yatırıp kahkaha attı. Bu kız tüm dengesini alt üst ediyordu. Ama yine de iyisiyle kötüsüyle yaşadıkları her anı hafızasına kazımak istiyordu. Kazıyordu...

Kan RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin