12 - Yasak

2K 169 146
                                    

Video: Hikayemizin güzeller güzeli klibi 😍😍 izleyin mutlaka kuzularımmm
Bu güzel video için can dostuma teşekkür ederim 💜💜😘😘 HAZALLYAZARR

Okunmalar fazla ama oy ve yorumlar az kalıyor sanki biraz 🤔🤔 oy kutucuğunu dolduralım lütfen 😉😉

Merakla Oy ve Yorumlarınızı bekliyorum kuzuullaarrr😍😍 hepsini tek tek okuyorum cevaplıyorum düşünceleriniz benim için çok önemli 🤗🤗

Bu bölümde en beğendiğim yorumu yapana bir dahaki bölümü ithaf edeceğim Can'laarrr 😍😍

Keyifli Okumalar; Sevgilerle 💜💙

12. Bölüm

Necla hanım, minik kızını bayram sabahına hazırlıyor gibi güzelce giydirmişti. Sızlayan burun direğini gözardı etmeye çalışıyordu.

Minik Hira kendi küçük çantasına baktı. Annesinin hiçbir eşyasını göremedi. Korkuyla gözlerini kocaman açıp;
"Anne sen gelmeyecek misin?" diye sordu.
"Hayır kızım," dedi Necla hanım. Boğazındaki düğümleri yok saymaya çalışıyordu.

"Ben sensiz uyuyamam ki.." dedi küçük Hira. Dudakları titremeye başladığında Necla hanım kızını kollarının arasına alıp saçlarını kokladı, kokusunu bir kutuya koyup saklayabilmeyi diledi.
"Uyursun prensesim benim. Onlar senin ailen. Baran abin seni hep sevecek. Deden sana yeni oyuncaklar alacak."
"Ben oyuncak istemiyorum, seni istiyorum."

Necla hanım kızının güzel yüzünü severek gözlerinin içine baktı.
"Bak Hira. Burası cezası olan insanların kaldığı bir yer. Sen hiç işlemediğin bir günahın cezasını daha fazla çekemezsin kızım..." dedi. Daha kızı gitmeden hasreti çökmeye başlamıştı.

Gardiyan demir kapıyı sertçe açtı.
"Necla, kızı getir!" dedi.
"Anne, bırakma beni! Lütfen..." derken annesinin dizine sıkıca sarıldı. Necla hanım güçlükle kızını kucakladı. Hira ağlayarak annesinin boynuna sarıldı.

Necla hanım boştaki eliyle çantayı alıp gardiyana verdi.
"Kızım ben buradan çıkana kadar uslu dur olur mu? Şimdi üzülüyorsun ama ileride seni bir esaretten kurtardığımı anlayacaksın!" dedi.

Altı yıllık ceza bile fazlaydı kızına. Dünyayı hapishane duvarlarından ibaret sanıyordu Hira. Gardiyan küçük kızı annesinin kucağından zorlukla alırken;

"Hayır... ANNE!" diye bağırarak ağlıyordu!

Yüzüne su dökülünce irkilerek uyanan genç kız etrafına korku dolu gözlerle baktı. Korumalardan biri su dolu kovayı kızın kafasından aşağı dökmüştü. Kız uyanınca geri çekildi.

Hamit bey uyanan torununu görünce kahvesinden son yudumunu alıp ayaklandı.
"Merhabalar sevgili torunum. Karşılama törenimiz hoşuna gitmiştir inşallah." dedi. Hira korkuyla duyduğu sese doğru çevirdi bakışlarını. Hareket etmeye çalıştığında ise elleri ve ayaklarının oturduğu sandalyeye bağlı olduğunu fark etti.
"Bırak beni. Bırak..." dedi korkusunu gizlemeye çalışıyordu.

Küçük depoda loş ışık altında dedesinin o yüzünü görmek bile rahatsız ediciydi. Hele etrafındaki iki koruma o kadar kötü görünüyorlardı ki. Ama dedesi kadar korkutmuyordu kızı.

Kan RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin