26 - Tuğra

660 66 12
                                    

Bölüm Şarkısı= Tuğkan ~ Romantizm Bitti

Büyük özürlerle geldim. Çok ama çokkk uzun zaman oldu ama amacım bu değildi kesinlikle. Bir önceki bölümü yeniden okuyup bu bölüme gelirseniz sizler için daha anlamlı olur diye düşünüyorum.🙈

Anlayışınıza sığınıyorum 😇

Oy ve yorumlarınızı merakla beklemekteyim

Keyifli okumalar; Sevgilerle ❤️

26. Bölüm

Tuğra göğsünden akan kana inat ellerini çözmeye uğraşıyordu. Birkaç saattir bu depoda kan kaybetmeye mecbur bırakılmıştı. Acılı bir ölümü kendisine reva görenlere bunun hesabını soracaktı. Acıya acı çekerek alışmak diye bir şey vardı ve Tuğra bunu her saniye yaşıyordu.

Ellerini zorlukla çözdü. Ayaklarındaki bağları çözerken ansızın deponun kapısı açıldı. Göğsüne bıçağı saplayan adam karşısındaydı.

"Aptal herifler! Kim size Tuğra Kılıç'ı tek bırakın dedi!" diye bağırdı. Tuğra daha adını öğrenemediği adam ve dört beş korumayla karşı karşıyaydı. Bu kadar yarayla hepsini alt edemezdi. Ölüme gittikçe yaklaşıyordu....

Ayaklarındaki ipi ağır hareketlerle çözdü ama sandalyeden kalkmadı. Başaramayacağı bir şeyin savaşını vermeyecekti genç adam.

"Sen! Göğsüme bıçağını sağlayan ahmak! Artık öldür beni!" dedi Tuğra.

"Okan ben. Seni öldürecek adamın ismini öğrenip öl be Tuğra," dedi Okan alayla.

Cebinden sivri uçlu bıçağını yeniden çıkardı. Eliyle bıçağın ucuyla oynayarak genç adama yaklaşmaya başladı.

Tam o an duyulan silah sesleriyle duraksadı. Tuğra da gelen seslere dikkat kesildi.

Eren'in; "ABİİ!" diye bağıran sesini duyduğunda ayağa kalktı hızla. Acıdan sendeledi.

Okan'ın yüzü ise gerilmişti.
"Gidin şu leş kargalarının işini halledin! Tuğra Kılıç'ı ben öldüreceğim!" dedi.

Korumalar depodan çıkıp kapıyı kapattılar. Gidip Tuğra'yı kurtarmaya gelenlerin icabına bakacaklardı.

Okan bıçağını beline taktı ve gömleğinin kollarını dirseğine doğru kıvırmaya başladı.
"Tuğra ne var biliyor musun? Seni öldüren adam olarak tarihe geçeceğim ama sen benim kim olduğumu asla öğrenemeyeceksin!"

Tuğra ise patlayan dudağı, şişen gözlerine inat gülümsemeye çalıştı.
"Öyle mi dersin Okan efendi! Ben senin gibilerini cebimden çıkarırım!"

"Ha sen şimdi seni kurtarmaya gelenlere güveniyorsun?" dedi alayla Okan.

"Cık cık Okan efendi! Beni kurtarmaya gelenlere seni alt ederek aslında kurtarılmaya ihtiyacım olmadığını göstereceğim."

"Öyle mi dersin?" diye sordu Okan. Ardından belindeki bıçağını yeniden eline aldı.

Tuğra günlerdir bağlı olduğu sandalyeyi tutup olağan gücüyle yere çarparak kırdı. Tahta bacaklardan birini eline aldı.

"Gel bakalım koca oğlan!" dedi Tuğra. Okan bir hazla bıçağı tahtaya vurdu. Tuğra ise iki eliyle tuttuğu tahtayla ona karşı koyuyordu. Ani bir hareketle tahtayı sertçe itti. Tahta ve bıçak ellerinden düştü. Tuğra fırsattan istifade ederek ilk yumruğu geçirdi Okan'a. Okan kısa bir sendelese de kendini toparlayıp tekme attı Tuğra'ya. Tuğra aldığı yaralarında etkisiyle devrildi yere.

Dışarıdan silah sesleri hız kesmeden devam ederken yerdeki bıçağı aldı Okan ve ardından Tuğra'nın üzerine çıktı.

"Açtığım yarayı deşerek öldüreceğim seni," dedi Okan.

Kan RevanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin