Cezalandırılmak...Ben bu acı verici kelimeyle birçok kez karşılaştım. Ömrümün birçok yerinde bu kelime beni yakalayıp, boş duvarların arasına hapsetti...
Karanlık, nemli mahzenlerde günlerce zincirlenmiş bir şekilde yanlız başıma kaldım. Ciğerlerinize dolan rutubetli hava nedeniyle doğru düzgün nefes alamadığınız yerlerde birçok günüm geçti.
Aç, susuz ve yalnız...Ama hiçbir şey, bana o gün kadar acı ve ızdırap vermedi. O ilk kez cezalandırıldığım zamanki gibi, ilk kez mahzende geçirdiğim o iki gün kadar acısı yoktur yüreğimde...
Bileklerimi acıtan kalın demirleri asla unutamadım...
Bileklerimi yaralayışını, günlerdir asılı kalmamın sonucu hissetmediğim kollarımı unutamadım...
Bomboş duvarları saatlerce izleyişim, çaresizce beni buradan çözmeleri için dua edişimi asla unutamam.
Hatırlıyorum da, o kadar acının içininde beni en çok yaralayanın zihnime girilmeye çalışılmasıydı...
Lâkin ben yalancı bir varlık değilim...SHNAYNİE YILLIKLARI SAYFA : 9
🐉🐉🐉
Ağırlaşan göz kapaklarını yavaşça araladı. İçinde küçücük de olsa umut barındırarak etrafına baktı. Ancak, gördüğü taş duvar onu tekrardan ümitsizliğe sürükledi.
Kim bilir kaç gündür buradaydı.
Taş duvarlara kim bilir kaç gündür çaresizce bakıyor, onu buradan kurtarmaları için dua ediyordu...Başındaki keskin ağrı yavaşca gözlerine yayıldığında mecburen gözlerini kapadı.
Ağırlaşan başını daha fazla tartamayan boynu aşağı düştü.
"Benim aldığımı biliyorlar..." diye düşündü.
Onu öldüreceklerini, daha da kötüsü azap rahibelerine oyuncak olacağını düşündükçe, engel olamadığı masum yaş gözünden hafifçe süzülerek, yere düştü.
O acımasız draelllara oyuncak olmaktansa ölmeyi yeğlerdi...
Sonsuz ızdırap...
Shnaynie, karmakarışık olan zihninini toparlamak için tüm düşüncelerini beyninden kovdu. Sadece dinlenmek istiyordu.
Uyumak istiyordu, hiçbir şey düşünmeden sonsuza kadar uyumak...
________
Zavallı gencin zihni karanlığın içinde dolanırken odanın kapısı sertçe açıldı. Shnaynie'nin gözleri, ani sesle beraber korku içinde aralandı.
Kısık gözlerinnin ardından içeriye ilk girenin EsMilla olduğunu gördü. Onun ardından da ikinci kez gördüğü, sol gözünde boydan boya yarık izi olan Trisa odaya adımını attı.
EsMilla, odaya girdiklerinde yanındaki rahibeye durmasını söyleyip, hızla odayı kat etti. Shnaynie, hızla yanına gelen EsMilla'yı gördüğünde biraz da olsa korkmuştu. Ama bu ürpermesini belli etmeyerek önünde duran kadına baktı.
"Hiçbir şey hatırlamıyorsun, değil mi?" dedi, soğuk sesiyle.
Shnaynie, EsMilla'nın sesindeki soğukluk nedeniyle istemsizce ürperdi. Sanki bedenindeki tüm enerji EsMilla tarafından emiliyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸)
Viễn tưởngBen, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanlığa gömülen kadim uygarlığın son umudu... Kayıp medeniyetin son varisi, bana edilen son vasiyetin k...