Sabahın erken saatleri,ESMİLLA'NIN GELİŞİ...
Saygıdeğer Efendi, tüm hışmıyla kuru Orman Korusu'nu katederek geriye yüz tane kalan Baredd korusuna ulaştı.
İçinde yanan öfkesi, o gizemli yaratıktan uzaklaşırken daha da artarak en ihtişamlı kulenin, yani kendi kulesinin yanına vardı.
Kapıda bekleyen tek nöbetçi geri çekilerek ona yol verdi ve EsMilla parıldayan gözleriyle kuleye adımını attı.
Dar ve yüksek tırabzanlara tutunarak, sayısız taş merdivenleri aşıp ana koridora ulaştı. Tavana çıkıldıkça yuvarlanan yüksek duvarlarda bulunan pencerelerden sızan cılız güneş ışığının altında sessizce ilerleyerek taht odasına ulaştı.
Kapıyı sessizce açıp içeriye girdiğinde, Alnial'ı geniş odanın ortasında bulunan taş basamaklı tahtta düşünceli bir şekilde oturuyordu.
Büyüyle süslenmiş ihtişamla parlayan tahtın hemen yanlarında ise gözünde hiçbir değere sahip olmayan Trisa ve gücünden yararlanabileceğini düşündüğü savaşçısı hariç, diğer rahibeleri saygıyla bekliyordu.
Onları kısa bir süreliğine gözden geçiren EsMilla, sessizlik büyüsünü bozarak ilgiyi kendi üzerine çekti.
"Efendim, gelmişsiniz." onu ilk duyan Rinali saygıyla tahtın arkasından çıkıp önünde eğildi.
Rinali'yi duyan Vendess ve Alnial başlarını ona dönderip ayağa kalktı.
"Efendim," diye söze başladı Alnial, Efendi'nin yanına gelirken. "Tacı geri alabilirsiniz." deyip EsMilla'nın önünde eğildi.
Önünde eğilen rahibeye gülümseyerek bakan EsMilla, gururla ona ait olan tacı rahinenin başından alıp, sarı saçlarına taktı.
Artık tekrardan yönetici olan EsMilla, ondan emir bekleyen rahibelere dönüp,
"Birkaç saate diğer Baredd'lardaki draellları Asit Nehri'nin bulunduğu yere toplayın. Önemli bir mevzu var." dedi odadan ayrıldı.
'Alnial, sen beni takip et.'
Telepati ile gönderilen bu emir üzerine hızla odadan ayrılan Alnial, Efendi'nin peşine takılıp onunla beraber odaya girdi.
"Ee, ne öğrendin?" dedi Alnial, masaya geçerken.
"Ticaret yollarını kapatmalıyız, korkunç bir şey bizi bekliyor." dedi Efendi masaya oturup, korkuyla rahibesine bakarak.
Güzellikleri ile nam salan draellların en güçlülerinden biri olan Alnial, altın renkli kaşlarını düşünceli bir şekilde çatıp EsMilla'ya bakarak:
"Tahminen kaç günümüz var? " diye sordu.
Hafif çıkıntılı yüzünü örten saçları önüne düşen EsMilla güçlükle yutkunup,
"İki..." diyebildi.
"Peki, bunları yapmaya cesaret edenler de kim?" dedi Alnial, dişlerini sıkarak.
"Bak, anlamıyorsun," diye sönükçe çıkan sesi, karşısında oturan rahibenin sesiyle bastırıldı.
"Neyi anlamıyorum?!"
"Şehre gelip de fırtınayı getirecek olanlar Set* ve Apep*."
Bu cümleyle öfkesi dizginlenen Alnial, şaşkınca,
"İki tane felaket tanrısı mı?" diye sordu.
"Evet, durumlar çok vahim. İki gün sonra korkunç bir fırtına olacak, bu yüzden ticaret yollarımızı ve girişlerimizi kapatmamız emredildi."
![](https://img.wattpad.com/cover/219477367-144-k858485.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸)
FantasyBen, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanlığa gömülen kadim uygarlığın son umudu... Kayıp medeniyetin son varisi, bana edilen son vasiyetin k...