BİR HAFTA KADAR SONRA..."Bir savaşçı için oldukça iyi." diye yorumladı Alnial, taş duvara dayalı masaya yaslanmış kıza bakarken.
Bir yandan da elindeki kalın defteri aralamış, EsMilla'nın dediği gibi not tutmaktaydı. Sadece on gündür yazdığı mürekkepli sayfaları aceleyle geçip, açtığı temiz sayfaya yazı yazmaya başladı.
Birkaç dakika sonra, yazı yazmayı bitirip, yerde oturan kıza baktı. Onu son kez gözden geçirip, elindeki defteri masanın üzerine bıraktı.
Loş ışıklandırmayla aydınlanan masanın üzerinde duran meyvelerden bir tane alıp yemeye koyuldu. Neden sonra, aklına gelen bir düşünceyle arkasını dönen Alnial, kızın avucunda çıkan alevlere kenetlenip kaldı.
Shnaynie'nin elinde yanan ateşin büyülü dansının içinde kaybolan Alnial'ın tüm geçmişi, zihnine doluşmaya başladı.
Büyülenmişçesine kızıllığa bakan rahibenin sarkan kolundan meyve kurtulup yere düştü. Sarı gözleri kocaman oldu ve hayretle çenesi aşağıya sarkttı.
Unuttuğu, tamamen kendinden ıraklaştırdığı bütün anıları her bir kıvılcımla birlikte zihnine doluştu...
Alnial, geçmişini anımsadıkça sırtında bir ürperme hissetti. Bu üşüme hissi kuyruk sokumundan yavaşça ilerleyip, boynunun arka yerinde son buldu.
Bu hisle kendine gelen rahibe, kızı bir kez daha hafife aldığını düşünüp kendini azarladı. Onun neler yapabileceğini asla kestiremiyorsu.
Bu durum Alnial'ı az da olsa endişelendiriyordu. Aslında savaşçıdan korkmuyordu, onun hoşuna gitmeyen tek şey...
Yaşanan birkaç dakikalık olaydan habersiz yerde oturan genç kız, rahibenin dediklerine cevap vermeyerek, avucundaki kıvılcımlara baktı.
'Bir savaşçı...' diye tekrarladı içinden.
'Savaşçı...' Bu kelime bir yerlerden tanıdık geliyordu.
Daha önceki yaşamından ona miras kalan bir kelime...
Kıvılcımlar çatırdayarak havaya yükseldi...
Kızıl renkli alevlere her baktığında, geçmişin kopuk parçalarını biraz daha anımsadı. Gittikçe derinleşen kızıllığın içinde kaybettiği son anılarını hatırladı.
En önemli hatıraları...
'Ben...' diye sordu kendine,
'Benim burada ne işim var?..'
Bir müddet sonra, sorusu kaybettiği anılarını usulca anlatmaya başladı...
Boşluğu aşıp, buraya geldikten sonra, hiç vakit kaybetmeden eğitimlere başlamıştı. İlk iki gün güçlük çekse de, kısa süre içinde ateşi kontrol altına almayı başarmıştı.
O sıralar Alnial ona kılıçlarını almasını söylemiş, sonra aniden düşüncesi değişerek -EsMilla'nın telapatik olarak Alnial'a bu işin daha çok erken olduğunu söylemesi ile- kılıçlarını bıraktırıp, genç kıza eski eğitimine geri dönmesini söylemişti.
Shnaynie'nin 'eğitim' diye bildiği gözlem işinin beşinci günü yavaşça son bulurken, genç kız tamamen ateşi kontrol etmeye başladı.
Bu gelişme üzerine Alnial kısa süreliğine gözden kaybolmuş, tekrar geldiğinde ise alevlerin üzerinde azıcık daha çalışması gerektiğini söylemişti.
O günden sonra, o kızıl renkli güle yönelmeye başlamıştı...
Shnaynie, daldığı anılardan silkilerek ayındı. Elindeki ateşi söndürüp, Alnial'ın ona fırlattığı iksir şişesini çevikçe yakaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸)
FantasyBen, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanlığa gömülen kadim uygarlığın son umudu... Kayıp medeniyetin son varisi, bana edilen son vasiyetin k...