BOZ EJDERDEN...
Mutluğunu, sevincini, son umut parçanı da kaybettiğinde böyle hissedersin...
Acı, keder, ızdırap, etrafını ölüm gibi sardığında, seni bu durumdan kurtaracak bir kahrama ihtiyaç duyarsın....
Ama ne olursa olsun, tüm kötü duyguların seni ele geçirmesine sakın izin verme...
Acı ve ızdırap yüreğini sardığı zaman, son kalan umut kırıntına tutun....
_______________
Ümidini yavaş yavaş kaybettiğini hissediyordu...
Yüreğini saran kor acı, hareket etmesine aman vermiyordu. Birkaç gün önce, bu uğursuz topraklara ayak bastıktan sonra umudu onu terk etmişti.
Buraya geldiği gece acısı yüreğini ağırlaştırıp, onu bu soğuk ine hapsetmişti...
Izdırapla ağırlaşan yorgun yüreğini sessizce dinledi. İçinde büyüyen acının sesi, her yanını sardığında gözünün önüne küçük dostu geldi.
O minik elleriyle, pullu sert yüzüne dokunuşu, onun yanında oynayışını, beyaz saçları ve yaşam parlayan gözleri hatırlayınca, gözleri kocaman açıldı.
Öfkeyle yanan kalbi, onu ayağa kaldırdı. Mağaranın çıkışına yaklaştığında, uzun boynunu dışarı uzattı.
Sıcak meltem rüzgârları yüzünü okşarken, öfkeyle yanan gözleri uzaklara kaydı. Kocaman kulelerin, ihtişamlı bahçelerine bakıp, tanıdık bir sima arıyordu.
Aradığı kişi, yıllar önce ona acıyı, kederi, ızdırabı ve yok oluşu tatmıştı...
Bu korkunç olayın üzerinden yıllar geçmiş, yüreğindeki acı yeni yeni dinmişti...
Yanında oynayıp duran küçücük dostuyla sakin bir şekilde yaşıyordu.
Lâkin bu huzurlu yaşantısı bir anda yerle bir olmuştu...
Ondan son mutluğunu çalmıştı...
Şimdi ise o, karma karışık duygularla onu arıyordu:
Yüreğindeki ızdırabın sahibini...
İçinde kor gibi yanan öfkesi, duman olup göğe yükseldi. Onunla tekrardan görüşme düşüncesi onu deli ediyordu. Zümrüt yeşili gözleri hışımla parladı.
Umutsuzluk, ızdırap ve keder, ona muazzam bir güç veriyordu. Ona yaşattığı bunca olay yüreğindeki intikam ateşini yakmıştı, ama bir yandan...
Onun elinden neşesini çalmıştı; mutluluğunu, özgürlüğünü, gök mavisi engin suları çalmıştı. Bulut beyazı saçları, toprak kahvesi gözleri...
Ona son kez verilen göreviydi.
Son kez bahşedilen yadigâr...Onun tüm mutluluklarını tek tek elinden almıştı...
Ama bu kez, buna izin vermeyecekti. İçindeki ızdırabı ve acıyı bir kenara atıp, öfke ile ona baktı. O en güçlü draellla, bu ülkenin yöneticisine son kez bakıp inine sessizce girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸)
ФэнтезиBen, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanlığa gömülen kadim uygarlığın son umudu... Kayıp medeniyetin son varisi, bana edilen son vasiyetin k...