GLODİA GÜNLÜĞÜ SAYFALARI BÖLÜM X

474 261 4
                                    

Tüm kişilerden bağlantısı kesilen Shnaynie, birkaç gün önce buraya geldiğinden beri yaptığı şeyi yapıyordu:

Alnial'ın genç kızın rahat hissetmesi için verdiği beyaz kolsuz tişörtü ve aşırı bol, paçalarını dizlerine gelen yumuşak çizmelerine attığı, kavemsi ince keten pantalonuyla yerde bağdaş kurmuş oturuyordu.

Tepeden gevşekçe bağladığı ak saçlarıyla sırtını dimdik yapıp, gözlerini kapamıştı.

Bu konsantrasyon sürecinin ne kadar süreceğini ve ne zaman yemek yiyeceğini merak eden Shnaynie, açlığını unutmaya çalışarak sabırla bekliyordu.

Ona neden yemek yememesini söylediğini bir türlü kavrayamayan genç kız, zihnini boş tutmaya çalışarak öylece oturuyordu.

Karşısında olduğunu düşündüğü Alnial, sayfa karıştırma sesine benzer bir takım sesler çıkartıp, kalın deri kapaklı defterini kapadı.

Buraya gelirken yanına aldığı ince bez parçasından yapılma kesesinin ağızını açıp, kitabı güzelce yerleştirdi.

Kesenin ağızında bulunan ipi sıkı sıkıya çekip, bez parçasını kapattı. Elindeki tüy kalemi de mürekkep şişesine batırıp, sandalyesinde yarım 'U' dönüşü yaparak yerde ona dönük oturan kıza baktı.

İki gün boyunca yerde sabırla oturmuş, onu itaatla bekleyen kızı dikkatle inceleyen Alnial, kıstığı gözlerini açıp,

"Pekâla, istediğinin bir elini yavaşça göz hizana getir."  dedi, sakin ses tonuyla. Bu tür konularda sakin ses tonu çok işe yaradığından, ölçülü davranıyordu.

Rahibenin emriyle birlikte Shnaynie seçtiği sağ elini, gözleri kapalı bir şekilde yukarıya kaldırıp, Alnial'ın buyruklarını dinlemeye koyuldu.

"Güzel, şimdi de avucunun içinin giderek ısındığını düşün. Yalnız sakın heyecan yapma."  diyen Alnial, kollarını önünde birleştirip taş duvara sırtını yasladı.

Alnial'ın söyledikleriyke beraber Shnaynie avucunun giderek ısındığını düşünmeye başladı.

  Giderek ısınıyor...

Heyecan yapmamaya gayret eden genç kız, düşüncelerinin arasında rahibenin sesini duydu.

"Şimdi de, elinin giderek turunculaştığı ve küçük kıvılcımlar çıkarttığını düşün..."

Bu metodu uygulamaya koyulan Shnaynie, elinin sıcaklaştığını hissetmeye başladı.

Giderek ısınan elinin her santiminde heyacanı artan kız, sakinliğini koruyamayarak kapalı olan gözleri açtı.

Yaptığı bu hata sonucu, elinde oluşan küçük kıvılcımlar  duman olup, havada kayboldular.

Bu olayın olacağını önceden tahmin eden Alnial, yanına aldığı iksir şişesini kavrayıp hızla kıza fırlattı.

Morumsu iksir şişesi, hatasını anlamış haylaz çocuklar gibi boynunu büken Shnaynie'nin kucağına sert bir iniş yaptı.

"Eline bir damla döküp yanık yaralarını iyileştir." diye sertçe azarladı onu Alnial.

Alnial'ın isteğini cevap vermeden yerine getiren Shnaynie, iksir şişesinin kapağını açıp avucunun içinde bir damla damlattı.

Mor sıvıyla iyileşen yaralı elini iksir kabına götürüp, tıpasını kapattı. Genç kız, kolunu havaya kaldırıp aynı hızla şişeyi Alnial'a fırlattı.

Şişeyi havada yakalayan rahibe, yuvarlak cam şişeyi tahta masaya koyup kıza bakmaya başladı.

"Tekrar dene, gerekiyorsa tekrardan yap." diye emir verip, masanın üzerinde duran ve iki gün boyunca Shnaynie'nin iştahla baktığı mavimsi meyveden bir tane alıp ağıza attı.

༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin