Karanlık geceyi süsleyen ay, sanki bu topraklara öfke duyuyormuş gibi hızla doğuya kaydı ve sessizce dağların arasında kaybolup, yerini kadim dostu güneşe bıraktı.Aya veda eden kızıllık, usulca kibar ışığını güneşe muhtaç canlılara yönlendirdi. Ayın eski dostu; yaklaşık yarım saat sonra dağlardan yükselmeye karar verdi ve tüm haşmetini ortaya serip mavi gökyüzüne gururla tırmandı.
Batı tarafa dönük masada oturan draell kadın, bu durumdan pek memnun kalmayarak, gözünü alan ışıkla beraber kara cübbesinin kapişonunu sonuna kadar çekip, yıkımın efendisini beklemeye koyuldu.
Blodie'yi çalan kişinin başlattığı olaylar silsilesi bir türlü dinmek bilmiyor, sular bir türlü durulmuyordu.
EsMilla'nın parmakları, düşünceleriyle ritim tutup masaya sertçe vuruyordu.
"Neden bu kadar meşgul oldum da, bana verilen emaneti koruyamadım."
Genç kadının dudağından dökülen bu sözcükler belki de yüreğindeki pişmanlıktandı.
Belki de hısı yüzündendi. O kıymetli kitapla Boz Diyarlar'ın en kudretlisi olabilirdi...
"Görüyorum ki gözüne hırs perdesi inmiş, Glodia yöneticisi."
EsMilla, kadife gibi sesle irkilip hızla önüne baktı.
Kadının karşısında neredeyse iki metrelik boyuyla duran yaratık, bir elinde uzun, kara bir değnekle yavaşça yürüdü ve EsMilla'nın karşısında bulunan bış sandalyeye oturdu.
Soğuk kuzey rüzgârları bol, kapkara pelerinini yavaşça savurturken, yaratık ona kızıl gözlerle bakıyordu.
Yaklaşık bir dakika geçmesine rağmen hâlâ draelldan bir yanıt alamayan yaratık, en sonunda konuşmaya karar verdi.
"Seni neden buraya çağırdığımı biliyor musun?" diye küstahça sordu.
O esnada savrulan kuru çalı ve ağaç dallarını dalgınca izleyen EsMilla, başını yaratığa dönderip:
"Neden?" demekle yetindi.
"Çünkü," deyip, pelerinini düzelten yaratık sandalyesinde hafif yan dönerek konuşmasına kaldığı yerden devam etti.
"Seni buraya önemli bir mesele için çağırdım. Kölen yanıma gelip de bana olayı anlattı vakit, kimsenin bilmediği şifreleme yöntemiyle seni çağırdım."
"Anlıyorum." dedi draell, elini düşünceli bir şekilde çenesine dayayıp gözlerini yer yer çürüyen masaya sabitledi.
"Güzelss."
Bu ses diğerinden farklı çıktığından EsMilla şaşkına dönerek başını kaldırıp bu sesin sahibini aradı.
Şaşkınlığını çok iyi gizleyen kadın, çevreyi tarayıp kısa süre sonra bu tıslama benzeri sesin sahibiyle göz göze geldi.
"O zamanss..." dedi masa ve çevresini boydan boya saran yılan.
"O zaman, neden buraya geldiğimizi biliyorsunnss." dedi dev yılan.
Bir yandan da çatallı dilini tekrar tekrar dışarıya çıkartıp onu tehdit ediyordu.Onu sur gibi kuşatan bu devasa yılana tiksinerek bakan EsMilla, bu büyüklükte bir yaratığın nasıl ses çıkarmadan geldiğini merak etmeden duramadı.
"Evet, buraya neden geldiğimi biliyorum." dedi draell kadın.
Bir yandan da köşeli kuyruğunun bu iğrenç yaratığa değdirmemeye özen gösteriyordu."O hâlde ne bekliyoruz," dedi siyah pelerinli yaratık. "Haydi, önemli meseleyi anlatalım." dedi kızıl gözleri parlarken.
Yoldaşına sırıtarak bakan dev yılan, pelerinli adamın yanından ayrılarak ağırca masanın ve EsMilla'nın etrafında sürünmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎ KARANLIĞIN RUHU༒︎ (𝙴𝙹𝙳𝙴𝚁'𝙸̇𝙽 𝚁𝚄𝙷𝚄 𝚂𝙴𝚁𝙸̇𝚂𝙸̇-𝙸)
FantasyBen, buraların en güçlüsü; yaşayan iki ejderden biri... Ben, BOZ EJDER'İM... Adı anılmayan, sonsuz yıldız ışığı ve kızgın güneşin şarkılarında karanlığa gömülen kadim uygarlığın son umudu... Kayıp medeniyetin son varisi, bana edilen son vasiyetin k...