2.BÖLÜM :YALNIZLIK 🦋

359 188 6
                                    

Yalnız ve Mutlu..

Gözlerime süzülen ışığın güzelliği kurtuluşum olduğunu söylüyordu..Çok tuhaftı Öylesine derin ve kamaştırıcı bir özelliği vardı ki? bir türlü anlam veremedim, korktum. Sanki başka bir tehlikenin içindeydim, böyle düşünceler arasında toparlanıp koşmaya başladım. O güneşi hiçe sayarak alacakaranlığa doğru durmadan koştum. Evime vardığımda derin bir nefes aldım ve tüm açıkta kalan kapılarımı kilitledim. O gün benim için zor ve korkutucu bir gündü.

Ucuz atlamıştım.. " deyip bitirdim. Ardından memur beyin gözlerine baktım.  Oldukça şaşırmış görünüyordu, ama bunlar benim yaşadıklarımdı. Anlatsam kimseye bu kadar normal gözükmezdi. O güneş her neyse de pek normal gelmemişti bana. Başını sallayıp kalkmaya davrandı.

" Pekala bayan Steal. İfade verdiğiniz için teşekkür ederim. Yaşadıklarınız gerçekten korkutucu! bu durumda sizi korumak için yetkili çağırmam gerekiyor " dedi. Anlamsızca bakındım, gerek yok dedim. Zaten yorgun ve bitkindim kimsenin beni korumasına ihtiyacım yoktu. benim kendime ihtiyacım vardı. Adrian da yoktu zaten. Bu demek oluyordu ki başım daha az beladaydı. Anlayışla başını sallayıp "Siz bilirsiniz Bayan Steal. Lütfen acil bir durum olduğu zaman bana haber verin. İyi Günler dilerim" dedi ve kapıdan çıktı. kapımı sıkıca kapatıp yatağıma uzandım.

Derin düşüncelere dalıp gittim. Demek bundan sonra Adrian olmayacak hayatımda! O artık yoktu. Ölmüştü. Bu da demek oluyordu ki ben tamamen özgürdüm. O olmadan bundan sonra istediğimi yapabilecektim.

Gerçekten onun ölebileceğine inanmak o kadar güç birşeydi ki? Sanki her an kapıdan çıkacakmış ve beni rencide edecekmiş gibi hissediyordum. Ondan sonrası kabus.. Bunu düşünmek bile istemiyordum. Ölüm! Ondan kurtulmamı sağlamıştı. Peki ama nasıl ölmüştü? Bir türlü anlayamıyordum. Kim yapmıştı bunu? Sadece bunu merak ediyordum. Aniden telefonumun çalınmasıyla Düşüncelerimden irkildim. Arayan çok yakın bir arkadaşım Antuandı.
Telefonu açıp konuşmaya başladım. "Antuan?"
"Bebek nasılsın? Merak ettim seni kaç gündür yoksun! Okula da gelmedin bugün? bir sorun mu var !" dedi. sesinde endişe verici bir ton vardı.

"Bilmiyorum. Kendimi hissetmiyorum" dedim. Başım ağrıyordu. Bu ölüm olayı beynimi ağrıtmıştı. Konuşamıyordum bile.

"Neyin var senin? bak istersen seni sahile götüreyim konuşuruz nedersin?"

"Bence sen direk bana gel! Hiç halim yok kalkayım. Burada konuşuruz." dedim. Antuan anlayışla "Tamamdır Kanka! yoldayım zaten geliyorum." deyip kapattı. Yatağımdan kalkıp hazırlık yaptım, Antuan gelene kadar.. Aynada yüzüme baktım. Halsiz ve çökmüş  bir durumdaydım. Adrian ın beni bu halde görmesi alay konusu olurdu herhalde. kendime bakım yapmamı tembihlerdi. Hım sanki çok umurunda olurmuşum gibi? Beni ne kadar düşünsede, sevgisini asla göstermezdi. Ki bana olan aşkı gerçek mi? değil mi? onu bile anlamakta güçlük çekerdim. Hep öfke hep kötü ve hep rencide.. Bu üç kavram hayatımın olmazsa olması olmuştu. Onun yüzünden..

Her şeyi toparlayıp Antuan ı bekledim. En sonunda kapı çalınınca yerimden kalktım. Kapıyı açar açmaz Antuan kollarını açmış bir şekilde bana sarıldı. Beni yanına çekip saçlarımı öptü. ona gülerek içeriye buyur ettim 'Nasıl mış benim bebeğim "diye söylendi. bir yandan halsiz halim dikkatinden kaçmamıştı.

" İyiyim yani sayılırım "diye kestirdim. Koltuğa oturup yüzüme baktı. Gözlerini kısıp " Sen hiç iyi görünmüyorsun?  Şu haline bak? Birşey olmuş belli ? Neler oluyor söyler misin "dedi. Hazırladığım abur cuburlardan yemeye başladım. Sıkıntıyla nefesimi alıp verdim. Ardından Antuan ın soru dolu bakışlarıyla başını salladığını gördüm. Hala cevap bekliyordu.

" Adrian! O öldü Antuan " Antuan içmeye hazır olan kolasından yudum alacağı sırada gözlerini kocaman açtı." What!! "dedi şaşkınlıkla. Ardından kolasını yavaşça masaya bıraktı." Anlamadım. Adrian Campell mı? "diye sordu. Dudaklarımı sıkıp başımı salladım." Aman Tanrım. Ama bu nasıl olur? Gerçekten inanamıyorum " deyip şaşkınlığını yeniden dile getirdi. Umutsuzca başımı salladım. Durgunluğumdan nefret ediyordum ama gerçekten normalmiş gibi davranamıyordum. Heleki bu olaydan sonra. Antuan boğazını temizleyip çaresizce bana baktı." Kanka gerçekten çok üzüldüm yani ııımm!! Ne desem bilemedim şimdi "diye söylendi. Üzgün hissetmiyordum. Tam tersi mutlu hissediyordum. Biraz durgundum sadece. Adrian ın ölümü bir gün öncesinden olmuştu ve bu durum Kafam karıştırmıştı. Antuan dudaklarını sıkıp sessizliğimi böldü. elini elime koyup teskin edici sözler söyledi." Bak güzelim ben şu an çok zor bir aşamadan geçiyorsun. Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Adrian iyi bir adam değildi! evet ama senin için nasıl biri olduğunu sen daha biliyorsun. Üzgün olmanı anlıyorum. Onun dışında İstersen benimle gel! Seni kendine getirecek aktiviteler yaparız Hım? Hem belki birazda olsa unutursun. " dedi.

Gülümsedim. beni düşünmesi çok ince bir davranıştı. Arkadaşlık bugünler içindi. Ancak öylesine yorgun ve bitkindim ki, halim yoktu." Teşekkür ederim antuan. Sadece Uyumak istiyorum "dedim. Bence şu an uyumak en iyisiydi. Anlayışla gülümsedi. " Pekala? Yarın konuşuruz o zaman. tamam mı? Sende fazla düşünme. Takma kafana, biliyorsun o iyi biri değil? En azından senin için nasılsa artık! Imm her neyse görüşürüz. " diye geveledi. Sırıttım. yerinden kalkıp alnımdan öptü. "birşey e ihtiyacın olursa ara tamam mı?" dedi. Tamam deyip başımı salladım. Ardından kapıyı kapattım. Yatağıma uzanıp yorganı burnuma çektim. Adrian için üzgün değildim. Şaşkın ve durgundum o kadar. artık hayatımda yoktu. Evet! Onsuz bir hayata merhaba diyecektim. Yüzümü geniş bir gülümseme kapladı. mutlu hissediyordum. Yalnızdım ama mutluydum.. Kendimi hiç bu kadar özgür hissetmemiştim.

Oy ve yorumlarınızı yazın desteklerinizi bekliyor olacağım teşekkür ederim ❤️☺️

VURGUN (TAMAMLANDI) DÜZENLENECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin