Kimsin Sen..
Gözlerimi açtığım anda, o gizemli çocuğun tam da karşımda durduğunu gördüm. nefesini hissedecebileceğim kadar yakınımdaydı. Gözlerini gözlerime sabitlemiş bir şekilde sert bakışlarıyla bana öylece bakıyordu. Gözlerimi açtığım an haykırıp bağırmak istedim ancak elini ağzıma koyup, çığlık atmamı son anda engellemişti.
"Sesini çıkarma! Yoksa bedelini çok ağır ödersin!" dedi buz gibi bir sesle. Yutkundum. Korkuyordum hem de çok korkuyordum. Çünkü gözlerinin ateş kırmızısındaki tonu ürkmeme neden olmuştu. Kırmızı gözler? Gözleriyle gözlerimi delip geçiyordu resmen. Bana sanki yiyecekmiş gibi bakıyordu.
Kimdi? Nasıl gelmişti odama. Aklımda bu sorulara karşı cevap ararken, yavaşça üstümden kalkmaya başladı. bana daha da sert bakışlar attı.
O sırada kapı açılınca içeriye Jessica girmişti. Bugün bende kalıyordu, o yüzden evde yalnız değildim. Ona baktığım sırada endişe ile yanıma doğru gelmeye başladı "Josefina iyi misin? Sanki sesini duydum. Bir sorun yok değil mi? " diye sordu.
Gözlerimi açmış korkuyla ona bakacakken, o gizemli çocuğun odamda olmadığını farkettim. Az önce dibimde iken, şimdi de ortada yoktu. Sanırım kabus görmüştüm. Ama bana hiç kabusmuş gibi gelmiyordu. Resmen yanımdaydı, o kırmızı gözleriyle bana bakıp nasıl gittiğini anlayamamıştım.
Başımı sallayıp" İyiyim. Yok bir şey " afallanmışçasına cevap verdim. Başım dönmüştü. Jessica yüzüme dikkatlice bakıp "Bembeyaz olmuşsun! Hayırdır öcü filan mı gördün? Ay yoksa Adrian mı gördün?" dedi. Adrian mı? Az önceki kimse ondan daha iyi sayılırdı. Kabuslarımın efendisi Adrian ı görmekten daha iyiydi. Ama o kimdi ve nasıl odama girebilmişti. Jessica bana şüpheyle bakmaya devam ediyordu. Korktuğu belliydi, o da en az benim kadar ürkmüştü.
" Jessica ben iyiyim. Kötü bir rüya gördüm sadece, Adrian dan bahsetme lütfen. Umarım bir daha onu görmem?" diyerek yastığıma gömüldüm. Jessica dudaklarını sıkıp başını salladı. "Pekala. Birşey olursa odadayım" dedi. Derin bir nefes alıp verdim. "Tamam" deyip gülümsedim. Ardından Jessica odadan çıkıp kendi odasına yöneldi. Bende hala o gizemli çocuğun etkisinde kalmıştım. Korkmuştum ondan. Kimdi o? Odama nasıl girmişti? Offf gerçekten bu saatten sonra bu düşüncelerle nasıl bir uyku çekecektim merak ediyordum.
🦋
Ertesi gün okula gittiğimde, içimde anlamlandıramadığım bir huzursuzluk vardı. Sanki nefes alamıyordum. Tüm gece uyuyamadım. Tekrar gelebilir diye korkudan uykularımı kaçırmıştım. Dün onu okulda gördükten sonra belki bir daha okulda görebilirdim. İçimdeki korkuyu tetikleyen nedeni kimseye belli etmemeye çalışıyordum. Heleki arkadaşlarıma. Antuan ve Jessica yanıma geldiklerinde heyecanla okulda olup bitenleri anlatmaya başlamışlardı. Onlara kulak verip dinlemeye çalıştım. En azından gerginliğimi azaltabilirdi.
"Josefina okula yeni bir çocuk gelmiş! Çok yakışıklı biliyor musun?" dedi Jessica.
Dudaklarımı kıvırıp "Hımm" diye karşılık verdim.
"Evet! Ve bil bakalım ne oldu? hayatında kimse yok. Kız arkadaşı bile yok? Anlayacağın bekar. yani sence de harika bir avantaj değil mi? Senin için" diye konuştu. Kafamı anlamsızca salladım. Özgürlüğümün daha tadını çıkarmadan erkek arkadaşı edinmek mi? Eyvah kabus geri dönüyordu o zaman.
"Sanmıyorum" diye homurdandım. Jessica kaşlarını çatıp kolumu bıraktı. "Niye böyle diyorsun? Adrian dan daha iyi birisidir belki? Hem ne bilirsin seni daha çok mutlu eder?" dedi.
Gözlerimi devirdim. Benim için yeni bir erkek arkadaşı gerekiyordu ve bu konuda Jessica yanımda olmayı her zaman başarıyordu. Adrian dan sonra açıkçası bu konuda hala çelişkideydim.
Antuan tıslayarak "Kızım sen deli misin? Adrian ı mezardan çıkartmak istiyorsun herhalde?" dedi. Jessica gözlerini devirerek "Josefina ın yeni bir erkek arkadaş edinip edinmediğini biliyor musun? Ya da hazır mı değil mi diye merak etmiyor musun" diye söylendi.
"Henüz emin değilim. Bu konuyu artık konuşmayalım" diye emin bir şekilde söylenince ikisininde sessizleştiğini farkettim. Onlara dönüp minnetle gülümsedim. Beni düşünen tatlı arkadaşlarım.. İyiki Varsınız.
Sınıfıma geldiğimde her zamanki sırama oturup notlarımı çıkarmaya başladım. Öylesine dalmıştım ki başımı çevirdiğim anda görüş alanıma dün gece rüyamda gördüğüm gizemli çocuk girmişti. Gözlerimi panikle açtım. Onun burada sıramda ne işi vardı. O kırmızı gözleri yeniden gözlerime kenetlenmişti. Dün geceki korkunun aynısını tekrar tekrar yaşarken, O sırada sınıfa mikro hocamız Bay Harris girmişti. Gözlerimi hemen devirdim. Bay Harris her zamanki gibi sert ifadesini takınıp yerine oturdu. İkinci saat sınav yapacağını söyleyip çalışmamızı söyledi. Kısaca sözünü kestirip huzursuzca eline almış olduğu kitabını okumaya başladı.
Herkes sessizliğe gömülüp sınava çalışırken, o çocuğun benim sıramda gözlerini benden ayırmadan bakması bütün dikkatimi dağıtmıştı. Derin bir şekilde yutkundum. Nefesim kesiliyordu sanki. Ellerim ayaklarım tir tir titriyor adeta boğuluyordum. Her an ağlayacaktım. Ancak korkudan mı yoksa her an öleceğimi düşünmekten mi? Bilemiyordum. Aynı şeyleri bir kez daha yaşıyordum. Gerçekten iyi değildim. Ne oluyordu bana böyle?
Yavaşça başımı ona doğru çevirdim. Hala bakıyordu. O kadar da korkunç bakmıyordu. Tam tersi gülümseyerek bana bakıyordu.
Tuhaf!
"Merhaba. Ben Damien Scott " dedi.
Kaşlarımı hafifçe çatıp anlamsızca başımı salladım. Elim titriyordu. Bir yandan nefesim sıklaşıyordu. Sanki her an bir şey yapacakmış gibi geliyordu. Dün geceki sert ifadesi beni oldukça ürkütmüştü. Şimdi ise benimle tanışmak istiyordu. Ne değişik bir çocuk? Gözleri az önceki kızıllığını kaybetmiş yerini sapsarı bir irise bırakmıştı.Korkuyordum, bir yandan da ne diyeceğimi de bilmiyordum. Derin derin nefes alıp veriyordum. Şaşkındım. ve bir o kadar da tuhaf hissetmiştim. Ancak bana böyle bakmaya devam ettiği sürece eminim rahat edemeyecektim. Sakince yutkundum. Ardından tüm cesaretimi toplayıp karşısına dikildim. Her ne kadar korkusuz davranmaya çalışsamda pek başarılı olamamıştım.
Elimi uzatıp "Bbende Josefina Steal. memnun oldum." dedim kekeleyerek.
Gülümseyip başını çevirdi. "Bende memnun oldum" dedi.
Yumuşak çıkan sesi içimdeki korkuyu azaltmıştı. Zorlukla gülümseyerek "Eevet. Memnun oldum ama gerçi seninle daha önce tanışmış gibi hissediyorum." dedim. Odama girip bana adının Damien Scott olduğunu söylememiş miydi?
Başını çevirip gözlerini gözlerime dikti. Sırıtarak beni dikkatlice süzdü. İçim yeniden huzursuzluğa gömüldü. Gözleri üstümdeyken konuşamadım.
Sırıtmasını yoğunlaştırıp" Biliyorum" dedi.
Merhaba sevgili okurlarım vurgunun yavaş yavaş finaline geliyoruz. Artık bölümleri düzenleyip final de yayınlayacağım ve Allahın izniyle de bitireceğim inşallah.. Sizden ricam lütfen oy ve yorumlarınızı yazın desteklerinize ihtiyacım var 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VURGUN (TAMAMLANDI) DÜZENLENECEKTİR
FanficGenç ve Güzel Josefina, sevgilisi Adrian ı bir kaza sonucunda kaybeder. Nedeni belli olmayan bu kaza iyice kafasını karıştırır. O sırada Gizemli yakışıklı bir adamla tanışır, Damien Scott. Damien Josefina' ya başta olmamasına karşın son derece tutku...