Azer:ben sizi tanıyamadım Kadın:aman abim sen beni nerden tanıyacan sen bir jönsün ben bir çingene kız latiş koş koş bak kimler gelmiş filiz akınla tarık akan gelmiş Kadın2:amaan ayy ayy a be bu ne manzara tablo gibi Karaca ve azer kadınların konuşmalarına gülüyorlardı Kadın:abim alasan bi gül ablama Karaca:teşekkür ederim gerek yok Azer:abla kara gülün var mı? Kadın:ah be ablam nerde keşke olsa Azer:benim var ama sana vermem sen yine de şu beyaz olanlardan ver bakalım Kadın:buyurasın abim ablam gibi saf güzeldir bunlar Kadınlar gider. Karaca:teşekkür ederim Azer: :) benin sana etmem gereken o kadar teşekkür var ki
Akşama doğru artık azer ve karaca eve dönmüşlerdir.
Çukurda selim hiçbişey yok gibi davranmaya devam ediyordur. Salih bi plan yapıp kara kızına ulaşmaya çalışıyordur en sonunda selimi bi yok bulup dışarı çıkarır Selim:sana karacanın yerini söylemem salih Salih:selim ben babamınoğullarına benzemem sen yapmasan senin yapcağını ben yapardım o yamacı da sap bırakmazdım güven bana hadi şimdi bi sesini duyayım kara kızımın Akın:baba! Selim:akın bişey mi oldu? Akın:hayır baba ama Salih:lan sen bana güven miyor musun? Akın:niye güveneyim Salih:bak lafa bak senden daha güvenilirim lan ben Selim:sevdadan anlarsın sen salih biliyorum saadet için neleri göze aldığını Salih:ulan bunun sevdayla ne alakası var Akın:çok alakası var Salih:kara kızım sevdalı mı? Kime? Akın:hiç olmaması gereken birine emanet ettik kızımızı ama o şeref yoksunu celasundan iyidir. Selim:arıyorum karacayı kimse yok değil mi? Salih:ulan bu allahın belası yerde kim olsun Karaca:baba Selim:kızım nasılsın? Karaca:iyiyim baba sen nasılsın? Selim:ben iyiyim kızım sesini duymak istedim Karaca:iyi yaptın baba özledim seni Akın:galiba ben özlenmedim Karaca:akın ya :) Akın:bana bak kız yaban eldeyim diye iyi rolü yapmıyorsun değil mi? Karaca:akın ben gerçekten iyiyim Selim:kendine dikkat et güzelim Karaca:siz de Salih:ulan ben bi halt anlamadım komser yazıyo karaca çıkıyo ne yaban eli? Akın:karaca Adana da Salih:ne ne işi var ulan adana- bi dakka azer kurtuluş ? Selim:müstakbel damadım Salih:hay ağzına bu yamaç duyunca delirdi tabii yediği boklardan ötürü hesabını kara kızıma kesmeye çalıştı Akın:öyle oldu Salih:aferin lan size valla bak ee ne zaman gidiyoruz Selim:gidiyoruz? Salih:he adanaya diyorum Akın:davet ne zaman gelirse o zaman
Sultan evin içinde dört dönüyordur o anda telefonu çalar arayan fadik hanımdır Sultan:buyrun Fadik:karaca döndü mü? Sultan:dönmedi Fadik:neden gitti peki nereye gider? Sultan:babası götürdü benim oğlanlardan biri bi terslik çıkarınca Fadik:oğlunuzda karacayı kendi ailesinden korumaya çalışıyor öyle mi? Sultan:öyle Fadik:güzel gızımın rahatı yerindedir inşallah neyse ben sizi meşgul etmeyeyim iyi akşamlar Sultan:iyi akşamlar Ayşe:kimmiş anne? Sultan:fadik hanım karacayı soruyor Ayşe:anladım akın nerde biliyor musun? Damla:selimle çıktılar Ayşe:tamam Damla:hay akınına Nehir:şey ağrı kesici nerdedir? Damla:iyi misin? Nehir:karnım ağrıyor biraz Damla:gel ben vereyim Saadet:anne ben de eve geçiyorum Sultan:tamam kızım bende yatarım şimdi
Metinin ısrarları ile bütün aile oyun oynuyormuş. Metin:ee sıra bende mi tamam anlatıyorum Karaca:yerli Metin:evet Elif:iki kelime hah bildim eyvah eyvah Metin:ya anme bi anlatsaydım Elif:e olum hep en son aynı şeyi anlatıyorsun Metin:of ya Elif:oflama oflama Gülizar:oo çok yoruldunuz bakıyorum Karaca:siz niye zahmet ettiniz biz demlerdik çayı Metin:yook ananem kimselere demletmez çayını benden kıymetlidir valla Gülizar:zevzek :) Azer:gülüm benim dışarı çıkmam lazım geç gelirim sem bak keyfine tamam mı? Karaca:tamam Metin:oh be dayım gidince daha çok eğleniriz kasıntı Azer:metin duyuyorum alırım ayağımın altına ha Karaca:hopp yavaş nereye alıyosun Azer:hayda gülüm yanında durman gereken kişi benim ama Metin:haha metin 1 azer0 Azer:bak ya :) neyse çıkıyorum ben sevgilimi doldurma sakın Metin:bakarız bakarız
Azer gitmişti tabii karacanın bu evde sıkılma ihtimalı yoktu ama azer sabahtan beri bişeyler karıştırıyordu bunun farkındaydı. Herkes yatmak için hareketlenmişti saat çok geçti ama azer hala gelmemişti aklına ilk günleri geldi karacanın azerin evinde kaldığı işk günler gibi azer eve gelmiyordu sanki yine öyleydi ondan kaçıyormuş gibi ama hayır azerr ona bunu yapmazdı. Bundan adı kadar emindi yine de uyuyamamıştı. Bunları düşünürken neredeyse sabah olmak üzereydi yavaşça kalktı ve azerin odasına gitti ancak azer yoktu. Usulca odasına döndü ve zar zor gözlerini kapattı. Bir kaç saat sonra kapısının tıklamasıyla uyandı karaca Karaca:gel Elif:günaydın Karaca:günaydın elif abla Elif:azer aradı seni bekliyormuş metin kapıda götürecek seni hadi hazırlan Karaca:tamam :) Karaca üzerini giyinip çıktı. Ne olur ne olmaz diye cüzdanını aramıştı ama bulamadı. Metini daha fazla bekletmemek için dışarı çıktı.bir süre sonra gelmişlerdi metin onu bırakıp döndü. Karacanın geldiği yer bir mesire alanını andırıyordu merakla azeri aradı gözleri Önünde akan nehrin sesiyle derin bir nefes aldı tam arkasını dönecekken bir el sarıldı beline dokunuşundan tanıdı karaca sevdiğini Karaca:azer Azer:kapat gözlerini ve sadece dinle akan suyun uçan kuşların sesini karaca sımsıkı tuttu belindeki elleri ve gözlerini kapattı Azer konuşmaya başladı Azer: Sevgili, yetmiyor 'sevgili' sözü tek başına.Karşılamıyor içimi dolduran duyguyu. Oysa ben 'sevgili' derken neler düşünüyorum bilsen. Sonsuz,bir güneş, bir yudum rakı, çiçeğe durmuş ince bir bahar dalı, oğlumun sıcak yanağı, anamın acılı gözleri, babamın tütün kokan eli, evimizde ki kuş, yarının güzel günleri, anlatılması güç binlerce duygu ve SEN... karaca azerin kulağına fısıldadıklarıyla mest olmuş kapalı gözleri çoktan dolmuştu bile Azer Kurtuluş şiir okuyordu Azer:sen şimdi açsan gözünü dönsen yüzünü elimdeki yüzüğü geçirsem parmağına biz bir olsak sevgili... Karaca gözlerini açtı gözünün önünde duran yüzüğü gördü kara elmastandı bu yüzük yüzünü azere döndü Azer:benim öyle süslü laflarım yok belki gülüm ama sana verebileceğim bir ömrüm bir de soyadım var eğer kabul edersen Karaca nemli gözleriyle kocaman sarıldı azere Karaca:ömrümün sonuna kadar seninle olurum Azer kurtuluş
İkisi de öyle mutluydu ki azer hemen aldı yüzüğü narince geçirdi sevdiğinin parmağına narin bir buse kondurdu eline ardından dudakları dudaklarını buldu sanki nehrin sesi daha gür çıkmaya başladı adeta onlara eşlik eden bir melodiydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.