Kavga

2.1K 85 8
                                    

Azer efsundan gelen mesajla bir hışım evden çıkmıştı.

Fadik:kızım senin bandajın nerde?
Karaca:şey anne uyurken rahatsız ediyorda
Fadik:e kızım gülsüm getirsin de tak
Duygu:siz zahmet etmeyin ben getiririm odayı gösterin
Duygu odaya çıktı karacanın bandajını ararken yerdeki düğmeler gözüne ilişti etrafa saçılmışlardı. Geldiğinde fadik hanım yoktu
Sırıtarak Duygu:gel bakalım takalım şunu
Karaca:komik olan ne duygu?
Duygu:hiiç
Karaca:duygu
Duygu:yerdeki düğmeleri toplayın valla basar düşersiniz
Karaca o an kıpkırmızı oldu hemen arkasını döndü annesinin onları duyup duymadığına baktı
Karaca:duygu!
Duygu:tamam demedim bişey

Azer efsuna gelmişti tüm gücüyle kapıyı vuruyordu
Yamaç:kim bu?
Efsun:açmadım bilmiyorum
Azer:nerde lan o it?
Yamaç:oo azer gelmiş hoşgeldin damat
Yamaç yüzüne yediği yumrukla kendini yerde buldu
Azer:ben sana ailemden uzak dur dedikçe durmuyosun niye lan niye
Efsun:azer dur
Azer durmuyordu ardı ardına yumruklarını geçiriyordu. Bu defa sıra yamaçtaydı o azere vurmaya başlamıştı
Yamaç:karaca benim ailemin bi parçası senin değil onu oradan alıcam
Azer:sen buna cüreet bile edemezsin o benim karım
Azer tekrar yamaça vurmaya başlamıştı
Azer:o kız sırf senin bebeğin babasız kalmasın diye senin canın için yalvardı lan bana yalvardı sen naptın? Bana bak yamaç bir daha sakın aileme yaklaşma sakın

Azer yamaçın üzerinden kalktı
Azer:bu adama da güvenme evde hamile sevgilisi bekliyor
Efsun:ne?
Azer:hadi bana müsaade
Efsun:yamaç?
Yamaç:efsun bak ben
Efsun:çık evimden bir daha da gelme çııık!
Yamaç:yine gelicem efsun yine

Azer arabasına bindi eve doğru gidiyordu ki telefonu çaldı
Arık:azerrr
Azer:kimsin?
Arık:arık böke erdenet ben nasılsın?
Azer:ee?
Arık:teşekkür etmek için aradım bu oyunun için ama ben oyun oynamayı sevmem azer bi daha bu masaya dönemezsin
Azer:öyle bi niyetim yok zaten tepe tepe kullan
Azer sinirle telefonu kapattı arabayı sürmeye devam etti.

Yılmaz evin önünde onu bekliyordu
Yılmaz:abi bu ne hal?
Azer:yok bişey yılmaz sen niye burdasın?
Yılmaz:muhabbet koyu bölmeyeyim seni bekleyeyim dedim
Azer:iyi hadi geçelim içeri

Azer ve yılmaz içeri geçer
Karaca:azer? Ne bu halin?
Azer:yok bişeyim gülüm ufak bi tartışma
Duygu:ben kalkıyordum zaten rahatınıza bakın siz
Azer:kalsaydın
Duygu:geç kalmayayım eve
Azer:yılmaz
Yılmaz:tamam abi ben bırakayım sizi
Duygu:gerek yok motorla geldim zaten
Yılmaz:peki
Karaca:yine gel :)
Duygu:gelirim
Duygu gider.
Fadik:oğlum sen hiç akıllanmayacan mı ?
Azer:ya anam yok bişeyim
Fadik:he yok
Yılmaz:anam gel sen kremini süreyim ben senin

Karaca:hadi gel temizleyelim şunları

Karaca ve azer odalarına çıkarlar. Karaca önce pamukla azerin yaralarını temizler
Karaca:acıdı mı?
Azer:cık
Karaca pamuğu bastırır
Azer:ah yav napıyon ?
Karaca:acısın diye yaptım
Azer:o niye o?
Karaca:çünkü ben öyle istiyorum
Azer:iyi madem çek vur sesim çıkmaz
Karaca:azer!! Amcam ne halde
Azer:hı daha beter
Karaca:of azer of
Azer:yok öyle dayaktan değil
Karaca:azer ?
Azer:efsun gerçekleri öğrendi
Karaca:efsun ne alaka amcamla?
Azer:ohoo gülüm senin bu amcan biraz hızlı hem efsunu idare ediyor hem de o kızı
Karaca:azer sen ne dediğinin farkında mısın?
Azer:hani sen bana dedin ya o çocuk babasız mı büyüsün diye ulan onun gibi babası olacağına neyse
Karaca:ben ben amcamı tanıyamıyorum o asla böyle bişey yapmazdı
Azer:üzgünüm karaca ama gerçekler böyle bende istemezdim efsun zaten yalnız bi kadın kimsesi yok diğer kızı bilmem ama tası tarağı toplayıp çukura geldiğine göre onun da ardı arkası yok
Karaca:yok
Azer:asma yüzünü gülüm hem ne demişler bebek umuttur bakarsın düzelir
Karaca karşısındaki adama gülümsedi. Az önce kavga ettiği adamı mı savunuyordu azer sırf ben üzülmeyeyim diye sen nasıl bi adamsın azer bildiğim bütün doğruları yerle bir edip yeni doğrular ekliyorsun her geçen gün Uzanıp yüzündeki yaraları öptü elini kalbine koydu
Karaca:azer iyi ki burdayım ben
Azer:sen olmadan önce orası ıssızdı karaca şimdi sen güldükçe yeşeriyor
Karaca utanmıştı sebebini bilmediği bi şekilde yüzünü yere eğdi gözü yerdeki düğmelere takıldı ve gülmeye başladı
Azer:niye gülüyorsun?
Karaca:duygu kolumun bandajını almaya geldi bugün odaya
Azer:hay ben bunları toplamamış mıyım?
Karaca:toplamamışsın :)
Azer:hele bak yav bi de gülüyor
Karaca:azer
Azer:efendim
Karaca:yarın hastaneye gitmem lazım bu sargıdan kurtulacam
Azer:biliyorum randevumuz öğlen
Karaca:tamam :) inelim mi aşağıya gülsüm hanım yine bir sürü şey yapmış
Azer ayağa kalkan karacaya arkadan sarıldı
Azer:şu sargıdan kurtulalım da bi kendi ellerimizle yaparız yemeğimizi
Boynundan öptü
Karaca:yaparız :)

İkisi de aşağıya indiler yılmaz annesine çorba yediriyor fadikse istemiyordu
Azer:ana niye inst ediyosun
Fadik:oğlum kendim yerim ben
Yılmaz:ana olmaz zorlanıyorsun görmüyor muyum sanki ben
Yılmaz çorbayı kadının ağzına sokmaya devam eder.
O sıra da zil çalar
Gülsüm:kızımdır. Gel kızım geç
Mercan:afiyet olsun
Fadik:sağol kızım
Mercanla gülsüm mutfağa ilerler
Mercan:ayy anne bu muymuş gelinleri hiç yakışmıyolar azer beyle ona böyle daha güzel manken gibi bi kız yakışırdı
Gülsüm:sus kız sanane
Yemekleri alıp dönerler
Karaca:gülsüm hanım siz de oturun artık yoruldunuz birlikte yiyelim
Gülsüm:olur mu hiç?
Azer:niye olmasın abla hazır kızında burda eve yetişme derdin de yok geç otur
Gülsüm:peki son bi kaç şey kaldı getireyim
Fadik:sen otur mercan gel
Mercan:olur oturayım
Fadik:nasıl gidiyor mercan?
Mercan:iyi gidiyor işte ajans ajans geziyorum
Azer:hani gitmeyecektin bi daha
Mercan:şansımı deniyorum
Karaca:ne ajansı bu
Mercan:mankenlik ajansı
Karaca:hm
Mercan:yani bu fizikle bu boyla manken olamayacaksam kim olacak
Yılmaz:ya sabır
Karaca:olursun tabi niye olmayasın
Gülsüm:ikna edemiyorum okulunu bitirdi ama çalışmazmış
Karaca:yaa ne okudun?
Mercan:amaan ingilizce öğretmenliği
Karaca:ne güzel ya neden çalışmıyorsun
Mercan:hayallerim büyük benim ömrümün sonuna kadar çalışamam
Gülsüm:napalım işte bu da böyle
Yılmaz:allahın o neyse
Mercan:bana mi dediniz?
Yılmaz:yok gülsüm ablaya dedim eline sağlık diye
Gülsüm:afiyet olsun oğlum

Koçovalılar evlerindedir yamaçın yaralarını sultan hanım temizlemiş herkes sessizce oturuyordur cumalinin telefonu çalar
Cumali:alo kimsin? Ne dedin?
Salih:cumali?
Selim:abi noldu?
Cumali:anlat bakayım bi ulan doğru mu bu? Vay anasını işte şimdi sçtık
Selim:abiii!
Yamaç:yüzün kireç gibi oldu abi
Cumali:erdenetler!
Yamaç:nolmuş erdenetlere?
Selim:konuşsana abi
Cumali:arık böke erdenet!

Merhaba nasıl gidiyoruz??? Yorumlarınızı bekliyorum

"Sevgili"den öte (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin