Akın

1.8K 87 14
                                    

Karaca ve Azer yüzlerine vuran güneş ışığıyla uyanmıştı. Karacanın saçları azerin göğsüne saçılmış gibiydi. Azer karısının saçlarını öptü
Azer:günaydın!
Karaca:günaydın
Azer:anam beni aramış on iki kere seni de on beş kere
Karaca:eyvah biz kimseye haber vermedik
Azer:biraz öyle oldu
Karaca:azer kalk sen annemi ara giyinip çıkalım hemen kadın deliye dönmüştür şimdi
Azer:ya gülüm bi sakin ol tamam ulan ben ne hayaller kurmuştum
Karaca:azer ya!
Karaca ve Azer Üzerlerini giyindiler etrafı toparladılar son kez etrafa bakıyorlardı ki dışarıdan bir ses duydular karaca hemen silahına sarıldı. Azer usulca dışarıya baktığında boynunda tasma olan beyaz bir köpek görmüştü
Azer:indir silahını gülüm minik bi misafirimiz var
Azer kapıyı açtı
Karaca:ya sen ne güzelsin böyle adın da mı var senin "Munis" adın gibi munis misin sen?
Adam:öyledir
Azer karşılarında duran yaşlı çifte baktı
Azer:sizin köpeğiniz mi?
Kadın:evet bizim küçük oğlan
Karaca:çok güzel :)
Adam:maşallah size
Kadın:yan yana ne güzel görünüyorsunuz doğru tercih kaçmak için burası güzeldir. Kafasını dinliyor insan şehirden uzakta
Adam:sultanım daha da dayanamadı şehre biz de kaçtık geldik buraya e bizim yaş geçti sizin ne işiniz var bu yaşta bu ıssız köyde
Azer:yoğun çalışıyoruz abicim nefes almak istedik
Kadın:ne güzel düşünmüşsünüz aferin buranın havası pek temiz keyfini çıkarın bizim afacan rahatsız etti sizi iyi bakın kendinize
Karaca:ne rahatsızlığı olur mu hiç öyle şey siz de kendinize iyi bakın

Tekrar içeri geçtiler
Azer:gülüm böyle olmaz ama sen hemen silahına davranıyon
Karaca:napiyim azer gelene terlik mi vereyim
Azer:silahla değil kendinle korumayı bil
Karaca:anlamadım
Azer:kızım hiç göstermediler mi sana adam nasıl dövülür
Karaca:yoo
Azer:peki madem eve dönünce başlıyoruz
Karaca:neye?
Azer:dövüş derslerine kahve yapıyorum ayılmak için içer misin?
Karaca:içerim :)

Azer ve karaca kahvelerini içtikten sonra ayrıldılar oradan evlerine döndüklerinde evin önüde gördükleri araçlar biraz ürkmüşlerdi içeriye girdiklerinde mutfaktan gelen güzel kokuları duydular önce ve yılmazla oyun oynayan akını gördüler sonra ikisi de anlamsızca baktılar birbirlerine yılmaz ve akın?

Karaca:noluyo ya?
Yılmaz:hoşgeldiniz kaçaklar
Azer:napıyonuz olum siz
Akın:gol yılmaz
Yılmaz:abi ya size laf yetiştiricem derken of neyse odanıza bi gidip gelin sonra konuşalım
Azer:emredersin paşam
Ayşe:hoşgeldiniz
Azer:hoşbul-duk
Azer:hadi karaca gel

Azer ve karaca odalarına çıktıklarında bir bilgisayar görürler açık olan videoyu oynatırlar videoda akın vardır psikoloğa birşeyler anlatıyordur
"Ben sizin sayenizde iyi oldum kabuslarım anlamsızca hareketlerim istemsiz yaptığım her şey bitti ıslahevindeyken en çok kardeşimi özledim ben onunla olmayı ama iyi değildim dokunmak istediğimde çığılıklar atıyordu karaca ben sadece özlemiştim onu sevmek istiyordum meğer kendimi kaybediyormuşum ben ona zarar veriyormuşum ben her gece onun fotoğrafıyla uyudum hayatta kaldıysam o yalnız kalmasın diyeydi belki o nefret ediyor benden ama ben ben onu çok seviyorum annemi özlüyordum ilk başlarda sonra özlemedim hiç babam gelirdi yanıma kimse bilmezdi hihi bi de dedem gelirdi zaten karacayı sordum hep iyi dediler ama değilmiş işte ben gelince iyi olur sandım ben zarar veriyordum ona korkuyordum yaklaşmaktan şimdi iyiyim ya bi ömür sarılırım ona ben bi ömür"
Karaca izledikleriyle şaşkına dönmüştü sevinse mi üzülse mi bilemiyordu abisi onu gerçekten seviyordu demek ki o evde birileri onu seven birileri hala vardı
Karaca:beni seviyor
Deyivermişti bi çırpıda
Azer kıza baktı gözleri parlıyordu yüzünde öyle güzel bi gülümseme vardı ki ne vardı sanki hep böyle gülümseseydi o evde üzmeselerdi onu
Azer:seni sevmemek mümkün mü ?
Karaca azere döndü hala gülümsüyordu. O sıra da aşağıdan ayşe ve fadik onlara seslendi karacanın yüzü düşmüştü bi anda
Azer:onu affedemez misin?
Karaca:akının bi açıklaması var ama onun yok çok mu zordu bu kadar mı zordu beni zamanında sevmek mesela ben gök gürültüsünden korkarken yanıma gelmek hastayken ilaç getirmek uyandığımda içten günaydın demek ben anne sevgisini senin annende tattım azer size bakarken gözbebekleri titriyor her cümlesinde her duasinda siz varsınız şefkatle söylüyor adınızı benim annem adımı söylediğinde ya kızarak ya da istemeye istemeye söylerdi.
Azer:karaca ne olursa olsun o senin annen her kararında ben yanındayım
Karaca:biliyorum azer sen benim yalnız dünyama ortak oldun iyi ki varsın
Azer karacanın alnından öper
Azer:inelim mi artık
Karaca:inelim daha abime sarılmadım
Karaca yataktan kalktığı anda küçük bir çocuk gibi koşmaya başladı
Azer:yavaş gülüm yav- ohoo
Azer tebessüm ederek çıktı odadan karaca koşarak abisine sarılmıştı
Akın:yılmaz bak zaferimi kutluyoruz
Akında kollarını karacaya sarmış döndürüyordu herkes onların bu haline gülüyordu
Akın:kızım sen baya ağırsın ha
Karaca:abii!

Ayşe onları izlerken gözleri dolmuştu azerde ayşeye bakıyordu kafasını sağa sola sallayıp önüne döndü
Fadik:ee hadi sofra hazır gelin bakalım
Tam sofraya geçeceklerken tekrar zil çalmıştı.
Karaca kapıyı açtığında karşısında babası vardı.
Karaca:baba?
Selim:tatlısız olmaz şimdi
Fadik:hoşgeldiniz ne zahmet ettiniz buyrun
Selimde yer bulmuştu sofrada azer sofraya göz gezdiriyordu ne garip bi sofraydı burası düşmanlarıyla kardeşinin katilinin ailesiyle birlikte oturuyordu sofrada yılmaza çevirdi bakışlarını yılmaza ne zaman zarar verirler diye düşündüğü adamlarla az önce oyun oynuyordu yılmaz annesine çevirdi sonra bakışlarını ablasını kaybettikten sonra bi daha böyle gülümsememişti bu kadın ama içinde bi yerlerde hala soğumayan alevler vardı azerin sönermiydi bir gün bilinmez? Mutfaktan elinde demlikle gelen karacayı görünce bütün düşünceleri silindi öyle mutluydu ki karaca emindi kimse onu daha önce böyle mutlu görmemişti iç geçirdi son kez içinden şu cümleler geçti "seyhan savaş kadir beni affedin lütfen abim beni affedin!"
Karaca:azer? İyi misin?
Azer:iyiyim iyiyim ne yesem diye düşünüyordum da
Ayşe:bak dereotlu poğaça var hem karaca da çok sever
Karaca:ben hiç dereotu yemem
Azer:olur ben yerim
Yine sönmüştü karacanın gözbebekleri işte azer iyice hallenmeye başlamıştı bu kadına yıllardır yıktığı şeyi yapmaya çalışıyordu ama nafile daha da batıyordu azer masanın altından karacanın elini tuttu ben hep burdayım der gibi
Karaca da kenetledi hemen parmaklarını ona
Akın:e azer sen de yılmaz kadar iddalı mısın ?
Azer:ne konuda?
Akın:futbolda valla kardeşin iddialıyım dedi ama golleri dizdim
Azer:değilim ama oynarız ben pek anlamam bu işlerden
Akın:aa siz karacayla oynamadınız mı hiç o çok fena oynar bak teklif dahi etmiyorum ona
Azer:bak sen
Karaca:e napalım tek eğlencem oydu
Selim:iyi oynar benim kızım bi top sektirir ki sorma
Fadik:maşallah benim kızıma maşallah
Karaca annesinin övgüsüyle yeniden gülümsemişti. Ayşenin ona bakışlarını hissettiğinde ise düşmüştü yine yüzü herkes burdaydı ama karaca için o bi yük bi fazlalıktı neden böyle hissediyordu ki sonuçta annesiydi. Olmuyordu işte affedemiyordu içindeki küskün kız çocuğu müsaade etmiyordu azerin elini sıktı yine gözleri gözlerine değdi ona bakınca her kötü şey uçuyordu aklından azer hayatına girdiğinden beri seviliyordu karaca hem o seviyordu hem ailesi bütün dünyaya bedelmiş sevilme duygusu abisine baktı onun geçirdiği korkunç ve yalnız geceleri düşündü artık o da mutluydu işte ve emindi karaca daha da mutlu olacaktı Akın.

Herkese merhaba bu yola çıkarken korkarak çıkmıştım bu kadar okunacağını düşünmemiştim belki benden değil AzKar için bu kadar okunuyor ama yazabilmek hayal gücünü aktarabilmek öyle güzel bişey ki okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️❤️

"Sevgili"den öte (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin