Belki bir mezar

1.1K 73 48
                                    

Azer girememişti eve ışıklar kapalıydı öyle de kalacaktı karaca dönmeden bu evde ışık yanmayacaktı tekrar döndü kazanın olduğu yere araba hala oradaydı içine baktı karacanın hırkası ? Oradaydı eline alıp çekti kokusunu içine ciğerleri bayram etmişti haftalardır hasretti bu kokuya sıkı sıkı sardı ceketi sanki gelip biri alacaktı ondan içine sokmak istedi bu koku hiç gitmesin istedi ayak sesleri duydu kafasını kaldırdı yamaçtı
Yanına çöktü
Yamaç:özür dilerim bugüne kadar size yaşattığım herşey için özür dilerim korktum sen nasıl kardeşlerin için korkuyorsan bende korktum karaca'm için korktum senden korktum göremedim aşkınızı affet beni lütfen zaten kara kızım küs gitti bana sen bari
Azer:gitmedi karaca dönecek geri
Yamaç:kendini kandırma azer dönmeyecek dönmeyecekler bak biliyorum seni anlıyorum bende kaybettim karımı geçmiyor acısı geçmiyor ama özlediğimde toprağını seviyorum iyi geliyor biliyorum bulamadık karacayı üzgünüm belki bir mezar içi boş olsa da sanki oradaymış gibi özlediğimizde gideriz olmaz mı?

Azer hızla yapıştı yamaçın yakasına
Azer:seni o mezara sokarım benim karımda bebeğimde hayatta duydun mu lan beni duydun mu şimdi defol burdan defol Git

Azer elinden düşen hırkayı hızla çekti arabasına döndü. Başını arkaya attı torpidoyu açtığında içindeki şemsiyeleri gördü karaca için almıştı veremedi canı çok acıyordu 'karaca gerçekten gitti mi? Salak mısın azer düşünme bunları gitmedi karaca gelecek elbet gelecek senin karacandan bahsediyoruz oğlum böyle bi başına bırakır mı seni hiç?'

Ceylan korunun kuytu köşesinde içini çeke çeke ağlıyordu. Arkadan birisi geldi yanına çöktü
Meke:kurtuluş hanım ne bu halin?
Ceylan:karaca öldü mü sence?
Meke:yok ben bacımı tanıyorsam o bırakmaz bizi ölmedi
Meke bunları söylerken dili tutulmuştu kekeleyerek çıktı kelimeleri gözleri dolmuştu ceylan onu öyle görünce anladı kimsenin hiçkimsenin ümidi kalmamıştı artık sığınmak istedi kafasını yanındaki adamın göğsüne dayadı adam derin bi nefes verip kızı sardı ikiside içlerinde biriken bütün gözyaşlarını bırakmıştı delice ağlıyorlardı

Celasun hala arıyordu dizlerinde derman kalmamıştı ama arayacaktı bulacaktı ölmemiş olmalıydı karaca pes etmezdi etmedi de o gözü kara cesur kız sessiz sedasız gitmezdi biliyordu çok iyi biliyordu yola çıktığında arabanın içindeki azeri gördü o da perişandı duramıyordu artık ayakta ama celasun ayaktaydı karaca ondan nefret bile etse onu bulacak ailesine getirecekti yürümeye devam etti.

Selim en sonunda düşmüştü hastaneye uykusuzluk açlık ağır gelmişti bedenine annesi elini tutuyordu ama kadınında hali yoktu
Bütün koçovalılar ümidini yitirmişti salih hariç inanmıyordu ya da inanmak istemiyordu
Kısa süreli sinir krizleri geçiriyordu ağlıyor kendine geliyordu ama yok nafile dönen yoktu
Cumali şu kapıdan girip 'karaca kurtuluş ben' desin diye bekliyordu hem daha çocukları alıp halı sahaya gideceklerdi ah cumali ah ne biçim amcasın çok ağlattın kızı çok 'adam değilsin sen'dedi içinden

Efsun eve gelmiş nehiri bulamamıştı telaşlanmıştı koşarak çıktı kapıdaki korumaya sordu onu gittiği yeri tarif ettiklerinde anlam verememişti hızla oraya gitti

Nehir geceden beri izliyordu olduğu yeri iyide bu adamım burada ne işi vardı adamın evde olmadığı bir saatte gidip çaldı zili kapıyı açan orta yaşlı kadını görünce kocaman oldu gözleri kadınında şaşkınlığı yüzünden okunuyordu 'sen nereden çıktın?'
Nehir:ne yapıyorsun sen burada?
'Asıl sen ne yapıyorsun burada' nehir tam cevap verecekti ki içeriye çevirdi kafasını ve koştu gördüğü manzara ile şok olmuştu nehir şaşkın şaşkın bakıyordu ve bir kapı sesi daha adam dönmüştü nehiri görmeyi o da beklemiyordu
'Sen?'
Nehir:ben ya ben yanılmamışım işte sen ne pisliksin
'Düzgün konuş karşında kim var unutma'
Nehir :benim karşımda haysiyetsiz iki insan var çekilin önümden
Adam kadının önüne geçti
'Sen de benim esirimsin artık tek adamla gelmişsin çıkamazsın buradan'
Nehir:aç o kapıyı hemen
'Açmam geç sen de içeri otur'
Nehir adamın geri döneceğini hesap etmemişti evet tek adamla gelmişti telefonu da yoktu kadına baktı bu kadın göz açtırmazdı ona fena beter olmuştu bu iş onu bekleyen koruma bi akıllılık etseydi keşke el mahkum geçti içeri ve beklemeye başladı er ya da geç bulurdu efsun onu her şekilde içi rahattı güveni tamdı kardeşine kafasını sağ tarafa çevirdiğinde gözleri buğulandı

Ceylan yaslandığı adamın göğsünden kalktı
Ceylan:teşekkür ederim
Deyip koşarak uzaklaştı oradan
Meke:bende
Diye bağırmıştı duydu mu bilinmez ama iyi gelmişti ona hem ruhuna hem bedenine ağlamak sığınmak ikinise de iyi gelmişti

Fadik dilanın ısrarlarıyla odasına dönmüştü elinden düşen ilacını almak için eğildiğinde yerdeki sarı patiği gördü uzanıp aldı süreyyanın ördüğü bebek patiğiydi bu karacaya vermişti o günü hatırladı kızın mahçup mutluluğunu hatırladı
Fadik:süreyyam ilk göz ağrım de hele yok değil mi gelinim orada yok değil mi torunum orda ha? Gelmediler de kızım hala oradalar de azer getirecek onları size de ümidiniz bitmesin de güzel kızım

Dilan annesinin hıçkırıklarını duymuş koşmuştu içeri birlikte başladılar ağlamaya

Dilan karacayla ilk karşılaşmalarını hatırladı üzmüştü onu en hassas yerinden ama karaca kızmamıştı ona dizinde uyutmuştu birde abisinin bskışları mutluluğu bir bebek neden hepsi rüya gibi geçti gitti hayatlarından yine evleri siyah mı olacaktı bu defa bu defa kimse toparlanamazdı çünkü dilan tanıyordu abisini eğer karaca öldüyse abisi de yaşamazdı umrunda olmazdı bu dünya

Azer şirkete gitmişti öylece oturuyordu telefonunda çektiği fotoğraflara bakıyor gözündrn yaşlarını akıtıyordu bıraktığı sigaraya başlamış sağında sigara solunda viskiyle oturuyordu
Yılmaz girdi içeriye kafasını olumsuzca salladı
Azer:çık bitti çık ümidim falan kalmadı benim
Yılmaz:abi deme öyle bak
Azer:ne deme lan ne deme yok işte yok hangi taşı kaldırsam boş yok işte tek kalan bu hırka mı? Bana yok nerde yokk
Barış girdi koşarak içeri
Barış:abi!
Azer:çıkın dışarı çıkın dedim
Barış:kapıdayız
Barış yılmazı da çıkardı içerden demirin yanına çöktüler boş gözlerle bakışmaya devam ettiler bekliyeceklerdi azerin defalarca vazgeçtim dediği gibi yeniden demesini bekleyeceklerdi

Azer parmağındaki alyansı eline aldı belindeki silahı çıkardı ikisin de yan yana koydu gözyaşlarını saklamıyordu daha doğrusu saklayamıyordu artık gözlerini kapattı miniğinin düğme kadar fotoğrafını anımsadı somra ona bakan karısını gözlerinin içi gülüyordu

Azer parmağındaki  alyansı eline aldı belindeki silahı çıkardı ikisin de yan yana koydu gözyaşlarını saklamıyordu daha doğrusu saklayamıyordu artık gözlerini kapattı miniğinin düğme kadar fotoğrafını anımsadı somra ona bakan karısını gözlerinin iç...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Azer:geleceğim bitanem yalnız bırakmam sizi sözümü tutacağım merak etme

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Azer:geleceğim bitanem yalnız bırakmam sizi sözümü tutacağım merak etme

Efsun adamın olduğu yere geldi
Efsun:nehir nerede?
Adam:eve girdi çıkmadı daha
Efsun:sen de burda bekliyorsun öyle mi ?
Adam:arkadaşına gelceğini söyledi rahatsız etmek istemedim
Efsun:iyi halt ettin sarın tüm pencereleri kimse çıkmayacak bu evden neresiymiş burası görelim bakalım
Efsun kapıya ilerledi yanındaki adama zili çaldırdı içerideki adam
'Geldi seninki' dedi nehire gülerek açtı kapıyı efsun karşısında gördüğü adamın şokunu yaşarken adamları silahlarla daldı içeri kafasını çevirip nehire baktığında dikkatını başka birşey çekti adama döndü
Efsun:sen bunu nasıl yaparsın ??

Simsiyahız bugün cenazemiz var ⚰️

"Sevgili"den öte (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin