Yoksa o da?

1.1K 76 44
                                    

Karaca:eğer öldüyse bi karar vermek zorundasın murat deler annen mi kardeşin mi? Şimdi söyle azer nerde?
Murat:tamam ulan tamam çek o silahı anlaşma yapalım ne dersin?
Karaca:dinliyorum

Damla olanları öğrenmiş koçovalılarla birlikte karacanın yanına dönüyorlardı Koçovalılar heryere haber salmış ancak murattan bi iz bulamamışlardı kapıya geldiklerinde ceylan kapıda karşıladı onları karaca yere çökmüş oturuyor evin içinde de tanımadıkları iki insan vardı
Selim:kim bunlar?
Yılmaz:murat delerin anasıyla kardeşi
Cumali:ne işleri var burda?
Demir:yengem alıkoyuyor
Akın karacayı kaldırdığı gibi odaya sürükledi
Akın:kızım sen delirdin mi adam kaçırmak ne demek manyak mısın sen ? Napıcaksın insanlara endişeyle bakıyor kadın sana
Karaca abisine baktı
Karaca:canım yanıyor
Diyebildi akın kocaman sardı kollarını kardeşine
Akın:bulucaz bulucaz güzelim geçicek hepsi söz geçicek
Karaca:zarar vermem abi o insanlara ben ulaşmam lazımdı o adama
Akın:tamam tamam güzelim tamam
Ceylan içeriden karacaya seslendi
Ceylan:yenge telefon
Karaca koşarak döndü içeriye murat telefondaydı
Murat:tamam akşam 20:00 de evinin önünde olacak azer annemle kardeşim?
Karaca:azeri gördüğüm an onları görürsün ama sağ salim
Murat:yaşıyor kocan merak etme şimdilik
Barış:yenge napalım
Karaca:akşama doğru dönelim eve annemle dilanı yukarıya çıkarın inmesinler hiç bi ihtimale karşı
Barış:tamam yenge

Damla:yengecim üstünü başını bi değiştir duşa gir rahatlarsın
Karaca:yok yenge sırası değil şimdi
Akın:kızım bi kere de söz dinle
Karaca abisine gözdevirir
Cumali:tamam tamam gitmeyin üstüne kara kızın kızım bak biz de gelelim seninle
Yılmaz:gerekmez bin tane adamız
Akın:ulan oğlum bi sevemedin bizi be meraklın değiliz
Karaca:siz bilirsiniz ben bakarım başımın çaresine
Selim:geliyoruz biz de!
Karaca:anıl sen yanına üç beş kişi daha al leman hanımla oğlunu murat beyin istediği yere götür bizden haber gelmeden vermek yok
Anıl:tabi yenge
Karaca:asla ve asla ikisinin de burnu kanamayacak duydunuz mu?
Anıl:duyduk sen merak etme
Selim:biz de inelim yavaştan
Damla:siz gidin ben geliyorum
Koçovalılar iner
Leman:kızım sana bişey söylemem lazım
Karaca:bakın ben sizi bu duruma soktuğum için özür dilerim ama
Leman:anlıyorum ben seni çokta güzel ağırladın sağol yamaç koçovalı geldi bize bi de şey ayşeydi adı böyle siyah saçlı bi kadın muratla konuştular murat onlardan sonra çıkmadı ortaya
Karaca:ayşe mi? Teşekkür ederim herşey için
Damla duyduklarıyla delirmişti ama öncelikleri azeri bulmaktı saat yaklaşırken hepsi hazırlandılar koçovalılar çukurdan adam toplayıp kurtuluşlara yerleşmişti çoktan
Karaca adamın aramasını bekliyordu bir terslik olup olmadığını sormak için bir yandan da anılla irtibattaydı

Karaca fadik ve ceylanı çatı katındaki odaya götürmüş saat gelene kadar onların yanında kalmak istemişti annesinin dizinde yatıyor kadında onun başını okşuyordu
Fadik:gözü karam sakın korkma düşünme kötü şeyleri sen bulacan oğlumu getirecen evimize hiç merak etme birazdan gelecek buraya geçecek hepsi geçecek

Dilan çok korkuyordu bu her halinden belliydi ceylan onu sarmıştı kollarıyla birazdan ayrılacaklardı
Ceylan düşünmeden edemiyordu ya abisini sağ salim vermezlerse hiç bilmiyordu ki bu işleri belli şerefsizdi bu adamlar o her hallerinden belliydi o zaman nolurdu ? Annesi abileri karaca ne yaparlardı ? Bir tek abisi sırtlıyordu onları yılmaz barış demir ? Becerebilir miydi ? En önemlisi karaca nefes almaya devam edebilir miydi ? Yoksa o da? Ceylan kafasını sallayıp kendine geldi iki dakika da kafasında yazdığı senaryo boka gidiyordu o sıra da kapı açıldı yılmaz girdi içeriye annesini kardeşlerini öptü
Yılmaz:yenge inelim artık hazırda bekleyelim
Karaca:tamam
Annesini elini öpüp indi aşağıya
Beklemeye başladılar

Murat:evet azer kurtuluş yolun sonuna geldik sen bana sakladığın malların yerini söylemedin ben seni öldüreceğim
Azer:ulan sen malmısın yok mal falan bende iş yapmıyorum ben neyini anlamıyosun git kime istersen sor işte
Murat:yook benim kaynağım sağlam sen de mal varmış en kalitelisinden tatlı tatlı istedim vermedin e senden başka bilende yok galiba olsa çoktan sevgili karıcığın bulup getirirdi
Azer:ne?
Murat:senin hanım da pek cesur pazarlık yapıyo benimle valla helal olsun kurtuluş sen gitsen de işlerini sırtlar karın gözün arkada kalmasın yani merak etme bak bunu kimse yapmaz ha rahat öl diye anlatıyorum bunları ben
Azer:burdan bi kurtulayım bi kurtulayım
Murat:haha zor konuşuyosun zaten bi kurşuna pertsin daha neyin egosu bu azer bey
Azer:sen harbiden gerizekalısın malın biri seni kandırmış ona inanıyorsun zavallısın sen zavallı
Murat:insanların canı yanınca insanlar daha da kötüleşiyor azer biliyor musun ilk parladığım zamanlar tabi o zamanlar sen daha bebesin belki de dediler bi mahalle var mal sokamazsın dedim ki hadi lan izleyin görün başardım malı çukura soktum bi hafta oldu olmadı çukurdaki torbacılar aradı ters durum var diye tabi bi yandan da kardeşe öğretiyom işleri o da yanımda indik çukura mermiler tepemize yağıyor tepemize bi acı inleme baktım benim kardeş yerde pes dedim pes oğlanı hastaneye götürdüler beni de idris koçovalının karşısına tabi bir dayak yedim ki uff seninki yanında ne ki el öptürdü puşt bana sonra eve döndüm bi de annem dövdü ne malım var elimde tabi ne başka bişey çekildim köşeme bekledim duydum idris bey ölmüş şimdi tam sırası derken bi de ne olsun kimse bana mal tedarik etmiyor ama birileri gelip kulağıma bu işte senin olduğunu söylüyor sen de naza kısıyorsun kendi sonunu hazırlıyorsun olmaz azercim olmaz düşünsene kardeşlerin karın sen öldükten sonra ne yapar ? Karın baba evine dönüp yeni taliplerini mi bekler kardeşlerin intikam almak için tek tek ölür mü ? Bak bilemedim ya da karın hapiste gençliğini mi çürütür çünkü senin o karın benim annemle kardeşimi aldı kuş beyniyle beni tehdit ediyor azer
Azer:ağzını kırarım senin lan sensin kuş beyinli doğru konuş
Murat:bu kadar bağırma sesine yazık ya da bağır anasını satayım öleceksin nasılsa

Kurtuluşlar sokağa giren araba ile hareketlendiler. Bir araba yanaştı kamyonet gibi karanlıkta seçilmiyordu demir kapının önüne birşey düştü sessizlikte bütün sokağı inletmişti araba uzaklaştı karaca hemen koşarak gitti kapıya yerde duran şey bi tabuttu uzunca bi tabut göğsü sıkışıyordu karacanın babası koştu geldi ardından
Karaca yere çöktü elleri yerde duran tahtaya gidiyor ancak açmaya cesaret edemiyordu derin bi nefes alıp açtı önündeki tabut dedikleri şeyi gözleri kocaman açıldı yavaşça yanındaki babasına döndü gözlerinin önündeki suretin kaybolduğunu görüyordu babası mı gitmişti yoksa karaca mı gidiyordu derken her yer simsiyahtı artık bir daha ne zaman aydınlanırdı bilinmez
Selim kollarına yığılan kızını var gücüyle kaldırdı ayağa eve girse ne hesap verecekti bilmiyordu ama karaca uyandığında evinde olmazsa her şey çok daha karışık olacaktı titrek adımlarla arkasında şaşkın ve acılı gözlerle bakan adamları bırakarak eve girdi kızını yatırdı yavaşça kimsenin olmadığından emin olunca bıraktı gözyaşlarını kızının evim dediği eve

Pek iyi olmadı ama İYİ BAYRAMLAR HERKESE 😘

"Sevgili"den öte (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin