Azer ve Karaca kamera kayıtlarına bakarlarken dikkatlerini öğle saatlerinde giriş yapan tanıdık bir sima çeker
Karaca:ama bu?
Azer:kahretsin
Karaca:ce-lasun bu kızım ?
Azer:bulucam o iti sen merak etme gülüm hiç nerak etme
Karaca bi hışım dışarı çıkar
Azer:karaca nereye ?
Karaca:çukura
Azer:olmaz
Karaca:olur azer olurBirlikte çukura geldiklerinde mahallenin girişinde onları yine meke karşılar azer arabadan inip mekenin üzerine yürümeye başlar
Meke:hop hop azer bey noluyo?
Azer:nerde lan kızım nerde?
Meke:ne demek kızım nerde karaca noluyor?
Karaca:meke celasun nerde kızımı kaçırdı
Meke:hay ben bekleyin arayayım ya da dur akşın iki gündür akşını sayıklıyormuş hep seyit bak lan buraya
Seyit:buyur meke
Meke:celasun geceleri akşını sayıklıyor dedin değil mi?
Seyit:evet akşına geleceğim sana getireceğim bizim hayalimiz falan bişeyler dedi
Meke:tamam tamam mezarlığa kesin ordadır celasun hadiÜçü de mezarlığa gelir akşının mezarının başında celasun kucağında güneşle oturuyor birşeyler anlatıyordur azer tam gidecekken karaca onu tutar dinlemeye başlarlar
Celasun:getirdim akkız bizim hayalimizi getirdim sana sen teyze oldun karacanın bebeği bak hadi akşın kalk kalk bak o da görsün senin melek yüzünü sen de alsana kucağına minicik biliyor musun bizim kızımız olacaktı ama karacanın oldu olsun sen ona da bakarsın bizim kızımız gibi akşın kalk artık bak ağlıyor ben nasıl susturayım ki ? Bilmiyorum hadi kalk akşın ağlamasın lütfen kalk sen de mi duymuyorsun beni biz gidicez sen gelmiyecek misin? Adını ne koymamı istersin? Bari buna cevap ver akşın ben kızımızla yepyeni bi hayata başlayacağım sen de gel lütfen olur mu? Bekliyorum seni güzelim sana söz ikinize de çok iyi bakıcam asla ayrılmıycaz
Meke:celasun
Celasun arkasını döndüğünde azer karaca ve mekeyi görür karaca dolu gözlerle ona bakıyordur
Karaca:celasun
Celasun:gelmeyin
Meke:oğlum manyak mısın versene bebeği
Azer:lan bana bak
Celasun:ben söz verdim bırakmam akşına söz verdim bebeğimize iyi bakıcam
Azer:ulan benim kızım o
Celasun:bizim hayalimiz bu bebek senin değil bizim hayalimiz
Karaca:celasun kızımı ver bana lütfen
Celasun:hayır biz kızımla çok güzel günler yaşıycaz gidicez burdan sonra akşın gelicek
Karaca:celasun akşın gelemez öldü o
Celasun:ölmedi ölmez benin akşınım bırakmaz bizi bak bak soralım akşın inamıyorlar bana sende bisey söylesene kızıma birlikte bakacağız gideceğiz yanlarına deseneMeke celasunun dikkatinin mezarlıkta olmasından yararlanıp arkasına dolanır yerde bulduğu büyük taşlardan birini ensesine indirdiği anda güneşi tutar karaca o kadar gerilmiştir ki o da bayılır
Azer:karaca karaca'm aç gözlerini hadi
Meke:e bu ağlıyor
Azer:off karaca hadi uyan güzelim yok bu böyle olmayacak
Azer karacayı kucağına alıp arabaya yerleştirir. Mekenin kucağındaki güneşe bakar bir de yerde yatan celasuna
Azer:lan ben napıcam şimdi
Meke:adam kafayı yemiş meczup dokunmazsın herhalde
Azer:skerim celasununuzu yatırın hastaneye banane güneşi nasıl alıcam
Meke:ben bırakmam onu bekle çocuklardan birini ararım gelir alırlar bunu hah şurdalar pişt orkun
Orkun:abi?
Meke:aliçoya götürün bunu ben abilere haber veririm
Meke güneşi azere uzatır
Meke:anahtarı ver bana sen kızını al bakma öyle abi fazla oyalandık zatenAzer anahtarları verip sağ koltuğa geçer meke arabayı çalıştırıp karacanın yattığı hastaneye sürer hastaneye geldiklerinde selim akın salih ve kurtuluşlar kapıdadır
Selim:meke azer?
Akın:güneşim
Akın güneşi azerden alır
Selim:karaca?
Meke:sedye getirin!
Azer karacayı kucağında içeri götürür akında peşlerinden güneşle içeri girer
Selim:oğlum noldu söylesene?
Meke:abi celasun almış güneşi de
Salih:de?
Meke:meczup gibi be abi
Meke celasunu anlatır
Selim:nerde şimdi ?
Meke:aliçoya götüreceklerdi
Salih:sonrası belli kendi elimizle teslim edicez hastaneye
Selim:başka türlü olmayacak zaten ben karacaya bakayımDr:iki hafta uzun bir süre değil kısa bir süre önce doğum yaptınız biraz daha dikkatli olmanız gerekiyor
Karaca:peki teşekkürler kızım iyi mi?
Dr:iyi iyi hiç merak etmeyin dayısıyla birlikte güvendeymiş öyle söyledi beyefendi geçmiş olsun tekrar
Azer karacanın yanına oturdu alnından öptü sıkıca sardı
Azer:iyisiniz
Karaca:iyiyiz sevgilim çok iyiyiz evimize gidelim
Azer:gidicez serumun bitsin ben minikleri getireyim sen dinlen şimdi
Karaca:tamamAzer Duygu ve Yılmazın yanına gider
Yılmaz:abi
Azer:oğlumu almaya geldim
Duygu:gittiğinizden beri uyuyo valla
Azer:iyi olmuş
Duygu:karaca nasıl
Azer:iyi serum bitsin gidicez eve
Yılmaz:abi sen rüzgarı ver bana güneşi al
Azer:e iyi hadi bakalım
Duygu:güneş nerde?
Azer:akındaAzer Akından Güneşi alır karacanın yanına dönerler selim karacayı göğsüne yatırmış öylece duruyorlardır
Yılmaz:biz geldik
Karaca:hoşgeldiniz :)
Duygu:iyi misin?
Karaca:iyiyim duygu
Duygu:o nasıl?
Akın:sonra konuşuruz bunu boşverin
Selim:güzelim biz şimdi gidelim eve geliriz
Karaca:tamam baba
Selim:dikkatli olun
Azer:oluruz
Yılmaz:artık eve gidelim de minikler amcalarının yaptığı harika parkı görsün
Yılmazın Bunu söylemesiyle hepsi gülerArtık eve dönme vakti gelmiştir duyguyla yılmaz çıkış işlemlerini tamamlatıp aşağıda bekliyorlardır
Karaca:azer iyiyim ben
Azer:olsun ben alırım hadi yürü bakalım
Azer çocukları alıp yürümeye başlar karaca arkasında kalır onları izlerCebinden telefonunu çıkarıp bu anı fotoğraflamak ister tekrar gülümseyerek yoluna devam eder arka koltuğun ortasına oturduğunda iki yanına bebekleri koyup yola çıkarlar
Evlerine geldiklerinde büyük bir kalabalık onları karşılar
Yılmaz:abi önce parka gidelim
Azer:hay allahım ya
Karaca:iyi hadi bakalım
Kurtuluşların bahçesine gelirler
Karaca:yuh yılmaz bu ne bildiğin mahalle parkı kurmuşsun oğlum
Yılmaz:VİP Yılmaz Kurtuluş Parkı nasıl ama fiyakalı dimi?
Karaca kucağındaki rüzgarı yanında duran duyguya veriri koşup yılmaza sarılır
Karaca:çok güzel yılmaz bayıldım ama bana bak biz de oynarız ha
Yılmaz:ne sandın yengem senin bebeler ayaklanana kadar keyfini biz çıkarırız
Azer:ulan siz harbi delisiniz ha :)
Fadik:şşt napıyonuz bakiyim siz burda yormayın benim kızımı gel kızım gel duygu sen de kaç gündür bunla uğraşıyon zaten gel sende güzel kızım yılmaz al rüzgarı hah şöyle siz eyleyin bebeleri biz bi karnımızı doyuralım
Azer:vur anam vur sen de vur e minikler ilk günden satıldınız valla işiniz zor ha ben böyle koaliyon görmedim hayatımda
Yılmaz:e abi bu bana bakıyor böyle garip garip kesin ağlayacak
Azer:yürü yürü gidelim peşlerindenSelim:oğlum sen ver güneşimi bana az öpüp koklayayım
Azer:tabi baba
Azerin gayri ihtiyarı söylediği bu kelime herkesi şaşırtmış selimi ise gururlandırmış sevindirmişti karaca öylece iki adama bakıyordu kalbindeki bütün sevgiyi adadığı adamlara yüzündeki tebessüm öyle yayılmıştı ki omzunda hissettiği el le döndü annesine
Fadik:bak gördün mü nasıl da tamamlandı eksikleriniz
Haklıydı kadın karacanın annesi azerinde babası vardı artık
Karaca:haklısın anne :)
Azer söylediğinin farkına sonradan varmıştı selimin gözlerine baktı adam gururla bakıyordu bozmak istemedi bu anı ilk defa annesi gibi bakan biri vardı ona gururla sevgiyle şefkatle sessizce uzaklaştı karacanın karşısına oturdu karacayla buluşturdu gözlerini karısının gözlerinin içi gülüyordu işte bunun için bile değerdi her şey bu kadının bir tebessümü için her şey değerdi
Minik kurtuluşlar elden ele geziyordu karaca ve azerde ailelerini izliyordu iki minik mucize Karaca ve Azere kat ettikleri bu dikenli yolda yoldaş olmuş dikenleri şimdiden gül bahçesine döndürmüştü bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Sevgili"den öte (TAMAMLANDI)
Non-FictionYalnızca AzKar Karaca Kurtuluş ve Azer Kurtuluşun Hikayesi.