Karaca:dilan? Napıyorsun burda? Dilan:hak ediyorsun Karaca:anlamadım Dilan karacaya yaklaştı yanına oturdu Dilan:sevilmeyi hak ediyorsun karaca affet beni ben biraz haddimi aştım Karaca:olur mu hiç öyle şey Dilan:yok yaptım işte yılmaz abim seni anlattıkça ben yerin dibine girdim yenge benim de abimler gibi yaralarımı sarar mısın Karaca elini kızın yanağına uzattı Karaca:tabi ki elimden geleni yaparım ama sen de kendine güven her şeyin üstesinden gelebilirsin sen
Dilan:gelemem senin gibi değilim ki ben ne gücüm var ne cesaretim Karaca:sen öyle sanıyorsun her insan cesurdur sadece cesareti saklıdır inanırsan herşey mümkün Dilan:öyle mi ? Diyorsun inanmak istiyorum sana Karaca:inan bana Dilan:ne okuyorsun? Bana da okur musun? Karaca:okurum tabi bak bu satırı demin okudum "Bir gerçek içinde yaşıyoruz, duvarlarını yıkıp aşamadığımız bir gerçek içinde. Onun da güzellikleri var elbette, ama pek alıştığımız için göremiyoruz, tadamıyoruz o güzellikleri." Dilan:güzel kitaba benziyor Karaca:son sayfalardayım bitirince sen oku :) Dilan:hı hı olur sen devam et rahatsız etmiyorsam ben yatayım böyle Karaca:rahatsız etmiyorsun şu battaniyeyi örtelim üşüme Dilan:aramızda sanırım 3 yaş var ama sanki 10 yaş var gibi o kadar olgunsun bense o kadar acemi Karaca:nereden baktığına bağlı dilan :)
Karaca kitabına geri döndü okumaya devam etti. Aradan geçen yarım saatte azer aşağıya inmişti kardeşlerini annesini böyle görünce mutlu görmek iyi geliyordu ona karacanın burada olmadığını farketti açık olan balkon kapısına baktı karaca oradaydı ona doğru yürüdü
Azer:gülüm! Karaca:azer sessiz ol Azer:ne oldu Karaca eliyle dizinde uyuyan dilanı gösterdi Azer:dilanım niye burda uyudu ki? Karaca:dertleştik biraz sonra da uyudu kaldı Azer dilanı yavaşça kaldırdı içeriye götürdü. Yatağına yatırdı üzerini örtüp alnından öptü odadan çıktı Azer:e gülüm sen üşümüşsün Karaca:gönderme Azer:ne? Karaca:kızları gönderme bizimle kalsınlar olmaz mı? Azer:dedim ya karaca istediklerini yapsınlar Karaca azere sarıldı azerin dikkatini o sıra da bişey çekti Azer:karaca Karaca:efendim Azer:içeri geçelim hadi gel Karaca:tamam Onlarda salondaki yerlerini almıştı Fadik:dilan nerde? Ceylan ürkek bakışlarla karacaya döndü Azer:uyumuş odasında Fadik:he yol yorgunu malum hadi bakim herkes yatmaya hadii Demir:iyi geceler valla uyku akıyodu gözümden
Herkes birbirlerine iyi geceler diledi odalarına dağıldı
Azer:karaca Karaca:efendim Azer:bişey diyecem bak hele Karaca:söyle niye öyle bakıyorsun? Azer:seviyorum kızım seni Karaca elini azerin yanağına koydu Karaca:bende seni seviyorum Azer:bugün çok yoruldum şu saçlarını sal hele kendime geleyim
Karaca saçlarını açtı yatakta ayakları yere sallanarak oturan kocasının kucağına geçti ellerini omzuna götürdü masaj yapmaya başladı
Karaca:kimleri dövdün de yoruldun acaba Azer:saymadım Karaca:azer!! Azer:şaka yapıyorum ya son depoları boşalttık bugün ordan oraya derken yorulmuşum işte de seni görünce gidiyor hepsi hele bi de dokundun mu uçuyor vallah
Karaca güldü alnını azere dayadı ufak bi öpücük bıraktı dudağına
Karaca:uyusak mı? Azer:uyumasaydık Karaca:uyuyalım bence Azer:e bugünlük öyle olsun bakalım Karaca kalktı yatağın içine girdi azerin yatmasını bekledi o yatınca göğsüne yerleşip uyudu
Sabah olduğunda yine büyük bir gürültüye uyanmıştı kurtuluşlar yılmaz&ceylan kavgasıydı bu
Azer:oğlum noluyo lan? Ceylan:ya abi şuna bişey desene vermiyor kumandayı Yılmaz:ne vercem ya abiyim ben Azer:ya sabır sabah sabah ver oğlum şu kumandayı sen de Yılmaz:al be gıcıksın kızım gıcık Ceylan:bende seni seviyorum abicim Barış:günaydıınnn Karaca:günaydın Kızlar hep birlikte kahvaltıyı hazırladılar Barış:abim biz şu işleri halledelim düzenimizi kuralım diyoz artık Azer:tamam oğlum olur Barış:bugün varalım adanaya ha ? Az kalsaydınız ne bu acele Demir:abi adana veterinerler odasına kayıt yaptıracaz e dükkanda boş ne zamandır bakım lazım bi de ev tut falan geliriz geri Fadik:çocuklar haklı kızlar biz de gidelim gezer geliriz Dilan:olur anne teyzemleri görürüz hem Ceylan:iyi olur karaca sen de gelsene Karaca:yok ben gelmiyeyim selam söyleyin siz sonra gideriz Fadik:sen bilirsin kızım yılmazım sen bizim yol işini ayarla da bugün çıkalım yola Yılmaz:olur anam ayarlarım
Kahvaltı bitmişti herkes adanaya gideceği eşyalarını ayarlıyordur
Karaca kızların odasına gelir kapıyı çalar Ceylan:gel Karaca:yardım edebileceğim birşey var mı? Ceylan:yok üç beş parca bişey zaten Karaca:peki dilan yolda okursun Dilan:teşekkür ederim yenge Karaca:size kolay gelsin ben anneme bakayım Dilan:tamam
Karaca bu defa fadiğin kapısını çalar Fadik:gel Karaca:anne? Fadik:hazırım Karaca:bırak sen ben alırım
Dilanla ceylanım bağırış sesleri gelmeye başlar Fadik:kızım noluyor Dilan:ya anne ablama bişey desene bu kılıkta gidecekmiş Ceylan:ne var gayet normal sen fazla süslüsün Fadik:ikiniz de gayet güzelsiniz didişmeyin hadi bakim hadi Demir koşup karacaya sarıldı Demir:yengecim güzel günlerde tekrar görüşmek dileğiyle seviliyorsun ha bi de abimi boşarsan beni ara Karaca:özletme :) Azer demirin kafasına vurur Azer:gevşek herif Barış:yengem görüşürüz dikkat et bunlara da kendine de Karaca:ederim iyi yolculuklar Fadik:hadi selametle
Yılmaz:abi ben de bi anamları bırakacam da geç gelirim Azer:niye ki Yılmaz:işlerim var biraz Azer:ulan sen bomboş bi adamsın ne işi Yılmaz:kırılıyorum ama Azer:ne halin varsa gör belaya bulaşma da
Karaca ve azer evde yalnız kalmışlardı yılmaz gittikten sonra azer karacayı giderken belinden tuttu kendine çevirdi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karaca:azer napıyosun? Azer:karımı özledim Karaca:ne zamam özledin hemen hem senin işlerin vardı bugün noldu Azer:hayal oldu Karaca:azer :) Azer:söyle gülüm! Karaca:akşam olacak neredeyse evde yemek yok sonra tembel oluyorum ben bi yemek yapayım Azer:yapma bence Karaca:tembel gelin olmak istemem azer kurtuluş
Karaca azerden kurtulup mutfağa ilerledi Karaca:yılmaz yemeğe gelmez mi? Azer:gelmem dedi sen ne yapacaksın? Ya da biz ne yapıyoruz? Karaca:ne yapalım Karaca dolaba yöneldi azerin mutfakta oluşu dikkatini dağıtıyordu kendini toplamaya çalıştı Karaca:sebzemiz bol annem ette çıkarmış karışık ızgara Azer:olur napıyoruz şefim? Karaca:sen ızgarayı çıkar ben sebzeleri yıkayayım aa reyhan var mis gibi kokuyor reyhan şerbeti sever misin? Azer:içmedim ki Karaca:o zaman ben önce şerbeti yapayım muhteşem bişey Azer:senin kadar olamaz Karaca:Azer dikkatimi dağıtıyorsun Azer:şu saçlarını toplamana gıcık oluyorum Karaca:yemek yapıyoruz herhalde önce hijyen Azer:hele bak ya
Karaca şerbeti hazırlarken azer de bi yandan sebzeleri yıkıyordur. Karaca:şerbet tamam yemeğe kadar soğur herhalde sen de durumlar nasıl? Azer:valla ızgaranın kızmasını bekliyorum Azer ve karaca mutfakta yemeklerini hazırlar yılmazın tabağını tezgaha bırakırlar. Kendileri masaya geçerler. Karaca tabakları bıraktıktan sonra elinde şerbetle geri gelir Azer:ne güzel kokuyor böyle Karaca:tadı daha güzel :) Azer şerbeti içince tadına bayılır birlikte yemeklerini yerler ve baş başa olmanın keyfini çıkarırlar
Kapının kilidinin oynandığını duyunca ikisi de kapıya bakar yılmaz gelmiştir ama morali bozuk gibidir. Yılmaz:oo bu ne şarap mı Şerbeti bardağa koyup kafasına diker azer de karaca da ona anlamsız bi şekilde bakıyordur. Yılmaz:oha bu ne oha Karaca:reyhan şerbeti canım o Yılmaz:yengee ? Bu yemek bana da var mı ulan bileydim az yer gelirdim Azer:bana bak lan ne bu halin? Yılmaz:yakışıklıyım dimi
İkisi de yılmazın bu haline güler. O sıra da azerin telefonu çalar
Azer:efendim ne? Emin miyiz peki? tamam tamam eyvallah Karaca:azer noluyo? Azer:haklıydın karaca bu gece çok kötü şeyler olacak Karaca:ne olacak??