Jungkook
Seobin hyung ve Yoongi ile şu vakıf işini halletmiştik. Yani 2 hatam artık yoktu. Şimdi iyilik yapma zamanım gelmişti.
Şimdi Yoongi ile pratik çıkışı duş aldıktan sonra kafeye gelmiştik. Ne tesadüftü ki Taehyung ve Jimin hatta Yuji bile burdaydı. Gerçi bu kafe okula yakın olduğu için tanıdıkların olması normaldi.
Yuji, Yoongi'ye el salladığı zaman Taehyung'ta bunu fark edip bizi yanına çağırmıştı. Yoongi tam Yuji'nin yanına gidecekken kolundan tuttum ve durmasını sağladım. "Gitme Yoongi."
"Ama-"
Tek kaşımı kaldırıp otoriter bir sesle konuştum. "Ne konuşmuştuk? "
Mızmızlanarak Taehyungların yanına gitti ve oraya oturdu. Evet işte şimdi beni doğru düzgün dinliyordu. Yanlarına gittiğimizde Taehyung'un bana göz kırpması yüzünden Jimin bana tek kaşını kaldırmış bakıyordu. Ona omuz silktim ve Yoongi'ye döndüm. Yuji'nin olduğu tarafa baktığını görünce gözümü devirdim. Hayır yani sapık mısın kıza böyle bakıyorsun? Off kimi kandırıyorum ben? Ya ondan hoşlanıyorsa? Biterim ben.
Birinin geldiği hissettiğim zaman arkama dönmüştüm. Oha meleklerin başı niye burda? Taehyung onla bakışırken ayaklandım ve ona döndüm.
Bana otoriter bir sesiyle konuştu "Konuşmamız gerek."
Yoongi bana ne oluyor anlamında bakınca mırıldandım. "2 dakikaya dönerim."
Hayır yani benim buyum şuyumda diyemiyorum yalan olmasın diye.
Dışarı çıktığımız zaman uzatmadan lafa girdi. "Bir ölümlüye aşık oldun."
"Ben-"
Başını olumsuz anlamda salladı. "Onunla neler yaptığını söylememe gerek yok sanırım."
Yutkunmuştum. "Üzgünüm ama hislerim elimde olan bir şey değil."
Ciddiyetini sürdürdü. "Görevini diyelimki yerine getirdin, cennetteki yerine geri döneceğini biliyorsun değil mi? Onu göremeyeceksin."
Kalbim birden maratona çıkmış gibi atmış, tüylerim diken diken olmuştu. Taehyung gelmişti. "Selam iki gözümün çiçeği, uzun zamandır görüşemiyoruz."
Niye ciddiyeti bozdunki yani?
Taehyung'u umursamayıp bana konuşmaya devam etti. "Zaman azalıyor Jungkook. Ona aşık olup kıskanacağına artık bir şeyler yap. Tik tak, tik tak. "
Arkasına dönüp gittiğinde öylece durmuştum. Soğuğu yüzüme yememe izin veriyor gözlerimi yumuyordum.
Taehyung kalın sesiyle mırıldandı. "Duygularına odaklanarak bana oyununu kaybedeceksin Jungkook."
Yanımdan ayrıldığı zaman ben biraz daha dışarda kalmış ve düşünmeye başlamıştım.
Onu bir daha göremeyecektim. Bu kadar kısa bir sürede ona bu kadar bağlandıktan sonra ayrılmak pek bir zor olacak gibi. Bir banka oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım. Sanki biri kalbimi eline almış sıkıyordu. Bir melek olmaktan ilk defa pişman olmuştum.
Omzuma atılan ceket ile bakışlarımı yanımdaki Yoongi'ye çevirdim. "Neden ağlıyorsun prenses?"
Söylemese ağladığımı fark etmeyecektim bile. Şakasını boşverip gözlerini sildim. "Y-yoongi." Ona döndüm. "S-sana sarılabilir miyim?"
İçten gülümsemiş ve kollarını açıp sarılmamı beklemişti. Hemen sarıldım ve yüzümü boynuna gömdüm. Eğer ondan ayrı kalırsam kokusunu unutamayacaktım.
Bana sıkıca sardığı kolları ile şuan Tanrı bile bana bir şey yapamaz gibi hissediyordum. Bana verdiği hisler çok güzel hislerdi. Ancak benim ona karşı hissettiğim hisler aynı değildi. O benden hoşlanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Angel/Yoonkook ✔
FanfictionMeleğimiz Jungkook, Min Yoongi'yi günahlarından ayırmak için işe koyulmuştu. Başlangıç tarihi: 11 Nisan 2020 Bitiş tarihi: 19 Mayıs 2020 ©dbSakura 21 - #yoonkook