Jungkook
Okul bittikten sonra şirkete gitmiştik. Menajer hyung bizi pratik odasına girmemizi sağladı.
Sinirlenmemeye çalışıyor gibiydi. "Bara gittiniz." Bana döndü. "Senden beklemezdim."
Ben ne yaptım ya?
Yoongi konuştu. "İçki içmedik."
İşaret parmağını kaldırdı ve salladı. "Yalan söyleme."
"Yalan söylemiyorum,istersen Jungkook'a sor. "
Başımla onu onayladım ve güven verici bir şekilde gülümsedim. "Cidden hyung, onu uyardım. İkimizde içki içmedik. "
Offladı. "Umarım saçma birşey yapmadınız."
Yoongi 'hah' sesi çıkarmştı. "Bize inanman için ne yapmamız gerek? "
Hyung saçımı karıştırdı. "Jungkook, sana güveniyorum. "
Yoongi dudağını büzerek kendini parmağıyla gösterdi. "Ben?"
Odadan çıkmadan önce konuştu. "Sana güvenmiyorum."
Çocuk gibi mızmızlandı. "Ama hyung ya~!"
Sevimliliğine güldüm ve görmemesi için başımı eğdim. Ancak Yoongi bunu fark edip gülümsemişti.
Hyung odadan çıkmadan önce bize döndü. "Birazdan dans hocanız gelecek. Pratikleriniz devam ediyor çocuklar kendinizi salmayın. Fighting. Ve bir daha bara gittiğinizde bana haber verin."
~♥~
Şirketten çıktıktan sonra eve gelip duş aldık. Hoseok sohbet grubuna kafede bulaşmamız için bir mesaj atmıştı. Onun için hazırlandık ve yanlarına gittik. Kafeye geldiğimiz zaman onların masasına ilerledik. Taehyung ile göz göze geldiğimizde sakin kalmaya çalıştım ancak çabalarım boşaydı. Cidden ona acayip kıl oluyordum.
Yanlarına oturduğumuz zaman Taehyung önüme çikolatalı pasta itiştirdi. "Sizler için sipariş verdik." Yoongi'nin önünede bir kahve itiştirdi.
Onlar sohbetlerine başlamışken ben güzel gözüken pastamdan bir çatal aldım. Ağzıma gelen tatla Taehyung'a sinirle sordum. "Ne var bunun içinde?"
"Hmmm." Sırıttı. "Tahmin edebilirsin."
Elimi ağzıma götürmüştüm. Ayaklandım. "Seni öldüreceğim." Hızla lavaboya gittim ve kusmaya çalıştım.
Mantar vardı.
Meleklerin kanatlarının çıkması için ya mantar yemesi gerekti ya da kendi istekleriyleydi. Ancak böyle bir şey yapabileceğini hiç düşünmemiştim. Eğer kusamazsam kanatlarım çıkacak ve ifşa olacaktım. Sonunda kusabildiğim zaman rahatlıkla suyla gargara yaptım ve tükürdüm.
Cidden şaka gibi!
İçeri Yoongi girdiği zaman peçeteyle ağzımı sildim ve çöpe attım.
"Hey iyi misin?"
Sinirle güldüm. "O piçi sikeceğim."
Şaşkınlıkla bana baktı. "Oha küfür ettin! Bu tarihi bir an!"
Hasiktir küfür ettim! Ay bir daha küfür ettim! Kendine gel Jungkook! Nasıl ya?! Nasıl küfür ettim ben!? Ben küfür edemem!
Kendime gelip hızla lavabodan çıktım ve Taehyung'un yanına gittim. Sinirlerime hâkim olmaya çalışıyordum.
Taehyung bana alayla bakarken ensesinden tutup pastayı aldım ve sertçe yüzüne yapıştırdım. Herkes bize şokla bakıyorken benim içimin yağları erimişti. Yoongi'nin bana gülerek baktığını görünce gözümü devirdim. Komik mi ya?! Resmen pastanın arasına mantar sokmuş psikopat!
Pastayı yüzünden çekip fısıldadım. "Her ne kadar melek olsamda benimde bir sabrım var Taehyung-sshi." Tabağı masaya koydum ve etraftakiler için sesimi yükselttim. "Rahatsızlık için özür dilerim." Sinirle yürüyüp kafeden çıktım. Hâlâ sinirden kalbim hızlı hızlı atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Angel/Yoonkook ✔
FanfictionMeleğimiz Jungkook, Min Yoongi'yi günahlarından ayırmak için işe koyulmuştu. Başlangıç tarihi: 11 Nisan 2020 Bitiş tarihi: 19 Mayıs 2020 ©dbSakura 21 - #yoonkook