13

769 73 13
                                    

Jungkook

Altıma mavi bir kot pantolon, üstüme ise krem rengi bir tişört giydim. Tişörtü içime soktuktan sonra beyaz rengi sevimli bir kot ceket giydim. Kıvırcık saçlarımıda düzelttikten sonra converselerimi giydim. (niye bu jungkook her ficte converse diyenler, kimse converse fetişimi sorgulamasın eifmwğdk)

Odamdan çıktım. Yoongi beni süzerken ayaklandı ve arabanın anahtarını aldı. Kapıyı açmadan önce yanağımı sıktı ve kızarmama neden oldu. "Ne kadar sevimli olmuşsun."

İstemsizce gülümsedim ve arkasından yürümeye başladım. Arabaya bindik. Kemikli ellerini direksiyona koydu ve sürmeye başladı.

Bir hamburgerciye gelmiştik. Menüye bakıp istediğimi seçtim. O sırada garson kız siparişlerimiz için yanımıza geldi. "Ne istersin Yoongi oppa?"

Sanırım tanışıyorlar.

Yoongi benimkini ve kendi siparişini söyledi.

İstediklerimizi kağıda yazarken gülümsemesini ihmal etmiyordu. "Başka bir isteğiniz?"

Ona göz kırptı. "Bol cheeseli olursa sevinirim."

Niye bu kadar yakınlar? Kesin tanıdığı yani başka nedeni olmaz değil mi? Ya da onunlada bir şey yaptıysa?

Kız gittikten sonra ona döndüm. "Yakın gibisiniz."

"Buraya hep gelirim."

Mırıldandım. "Onu sormamıştım."

Güldü. "Yakınlığımızı mı sordun?"

50/50 o anlamda sordum.

Omuz silktim ve gelen patatesten bir tane ağzıma attım. "Nasıl anlarsan."

"Geldiğim zaman o siparişlerimi alır. O yüzden rahat konuşuyoruz. Aramızda bir şey olmadı. "

"Ne bileyim, onunlada şey yaptığını düşünmüştüm."

Güldü. "O kadar ileri gitmedim."

Merakım başka konuları açıyordu. "Şuan hayatında hiç kimse yok mu?"

"Ne kadar da meraklısın."

Gözümü devirdim. "Sadece konu açmaya çalışmıştım. Konuşmak istemiyorsan bir şey demem."

"Konuşmak istememekten değil..."Gözlerimizi birleştirip cümlesine öyle devam etti. "Benim hakkımda bu kadar meraklanman beni şaşırttı. "

Kızartmıştım. "Dediğim gibi konu açmaya çalışıyorum."

"İnanmış gibi yapayım."

Dudağımı büzüp mızmızlandım. "Sorduğuma pişman ettirdin."

Gülmesi devam ederken gelen yemeğini iştahla yemeye başladı. Sorumu yanıtlamamakta kararlı gibiydi. Ne yapmak istediğini cidden anlamıyorum. Sinir bozucu herif. Bende yemeğimi yemeye başladım. Sanırım sevgilisi vardı ve benden saklıyordu. Ama sevgilisi olupta etraftaki genç kızlara yürümesi saçma olurdu. Neyse banane ya. Beni ilgilendirmeyen konular için sıkboğaz olamam.

Bana baktığını fark ettiğimde gözlerimizi birleştirdim. "Neden öyle bakıyorsun?"

Ağzımı kenarını işaret etti. "Ketçap bulaşmış şapşal."

Parmağımla ketçapı alıp peçeteyle sildim.

"Senin yemek yemeni izlemek bile beni doyuruyor."

Ne yani, yemek yerken beni mi izliyor? "Çok mu hızlı yiyorum?"

Güldüğü zaman bozuldum. Bana ayı gibi yiyorsun mu demek istedi anlamadım.

Yemeklerimizi yedikten sonra ordan çıkmış ve Hoseokların olduğu sahile gitmiştik. Taehyung'u görmek beni şaşırtmamıştı. Yanlarına oturduk.

Bana tip tip bakarken konuştum. "Ne var? "

Alayla konuştu. "2 gün için sağol."

Gözümü devirdim. Sinirimi bozmak onun uzman olduğu işiydi. Onu boşverip diğerleriyle konuşmaya başladım. Taehyung Jimin ile yakınlaşmasına bir şey yapamamak beni dahada bozmuştu. Jimin ile ilişkisi olması bu Jimin adına hiç iyi olmazdı.

Hoseok bana elindeki yeni açılmış bira şişesini uzattığı zaman kibarca reddettim ancak o elime tutuşturup içmem için tembihlemişti. Yoongi içmediğimi fark edip konuştu. "Seobin hyung içtiğimizi bilmeyecek hadi, mızmızlanmada içmeye başla."

"Ama-"

Konuşmam Yoongi'nin şişeyi ağzıma götürüp zorla içirmesiyle kesilmişti. Boğazımdan geçen acı tad beni şaşırtıyordu.

My Sweet Angel/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin