Jungkook
İçeri girdiğimiz zaman gözlerimi etrafta gezdirdim. 2 kişi için yetecek bir alanı vardı. İçindeki eşyalar gri ağırlıklı renkteydi ve gayet moderndi. Yoongi yatak odasına gidip kendini direk cam kenarındaki yatağa atmıştı. Bana duvar kenarı kalmıştı. Umursamayarak oraya oturdum ve odayı inceledim. Yoongi birden fırlayıp ayaklandığı zaman şaşırmıştım.
Bana döndü. "Geliyor musun?"
Neyden bahsediyor? "Ne?"
Şapkasını taktı. "Bara gidiyorum."
"Hyung gitmemeni söyledi."
Alayla konuştu. "Onu dinleyen kim?"
Ayaklanıp karşısında durdum. "Beni gitmemen için tembihledi."
Tek kaşını kaldırdı. "Çık."
O sağa adım attığında bende sağa, sola adım attığında bende sola adım atıyordum ve ona engel oluyordum. Bana sinirle baktığı zaman gülümsedim. "Bir yere gitmiyorsun Yoongi-sshi."
Sinirle güldü. "Kavga etmek mi istiyorsun?"
Omuz silkip dudağımı büzdüm. "Hayır, sadece bana söyleneni yapıyorum."
Gözünü devirip yatağına geri oturdu. Beni izlemeye devam ederken bende onun gibi yapıp yatağıma oturdum.
Eminim kaçmaya çalışacaktı.
Karşılıklı bakışmamız devam ederken konuştum. "Niye bara gitmeye bu kadar heveslisin?"
"Çünkü eğlenceli. " Tekrar ayağa kalktı. "Beraber gidip eğlenebiliriz."
"Kafamı karıştırmaya çalışma ve otur."
Oturmayıp birden kapıya yöneldiği zaman arkasından sarıldım. Huysuzca sesler çıkarmaya başlamıştı. Adım atmaya çalıştığında kollarımı daha çok sıktım. Ama sonra kollarımı gevşetip ilerlemesine izin verdim. Odanın kapısına geldiğimiz zaman kapatıp kilitledim.
Benden kurtulmaya çalışsada başaramıyordu. "Aish! Derdin ne amına koyayım?!"
Güldüm. "Hiçbir yere gitmiyorsun~"
Hâlâ ona arkasından sarılıydım. Başını bana döndürdüğü zaman sinirini görmüştüm. Onun aksine ben gülümsüyordum, ona karışmak çok eğlenceliydi.
Ellerini kollarıma koydu ve yumuşak bir sesle mırıldandı. "Tamam gitmiyorum bir yere."
"Söz mü?"
"Söz, tamam."
Kollarımı bıraktığım zaman bana döndü ve ona güvenmem için gülümsedi. Tam o sırada elini kulba koymuştu ancak ben bunu yapacağını tahmin edip ondan önce kulba elimi koydum. "Hani söz vermiştin?"
Eli elimin üstündeydi. "Bana güvendin mi cidden?"
Omuz silktim. "Hayır ama yinede bırakırsın sanmıştım. "
Eliyle kulbu aşağı indirip kapıyı açtı ancak ben bu sefer ona önden sarılmıştım ve koala gibi yapışmıştım. Mızmız seslerini duyduğum zaman güldüm. Geri geri yürüyüp onu odaya geri sokmaya çalıştığımda o da benim zıt yönüme yürümüştü.
Gülmem durmuyordu. "Cidden çok komiksin." Yüzümü göğsüne yapıştırdım.
"Hiçte komik değil." Elini belime koyup beni kendinden ayırmaya çalıştı. "Ne yapışık bir şeysin sen."
Kollarımı dahada sıkılaştırdım. "Pes et, Yoongi-ah. Seni bırakmayacağım."
Ofladı. "Sikeyim, tamam. Gitmiyorum. "
Başımı kaldırıp ona baktım. "Sana güvenmiyorum."
"Gitmiyorum dedim ya!"
Onu sürükleyerek odaya geri soktum. Onu kapıya yaslayıp kapıyı kapattım. Bunlar olurken benim yaptığım her adımı izliyordu. Kapıyı kapattıktan sonra onu yatağına oturttum ve kollarımı ondan çektim.
Mırıldandı. "Gıcık."
Güldüm ve yüzüne eğilip tehdit edercesine konuştum. "Hyunga yaptıklarını söylesem mi acaba?"
"Gitmiyorum işte uzatma."
Zafer gülümseyişimle ondan uzaklaşıp kendi yatağıma oturdum.
aaa-zzz04 aşko private lesson adında kendi school ficini yayımladı bi göz atın derim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Angel/Yoonkook ✔
FanfictionMeleğimiz Jungkook, Min Yoongi'yi günahlarından ayırmak için işe koyulmuştu. Başlangıç tarihi: 11 Nisan 2020 Bitiş tarihi: 19 Mayıs 2020 ©dbSakura 21 - #yoonkook