17.Bölüm - Pansuman -

710 17 0
                                    

Hafif bronz ve pürüzsüz teninde olan su damlaları dikkat çekici olsa da Hızla arkamı dönerken birşeyler söyleme çalışıyordum "şey ben seni merak edince yani... uzun bir süre gelmeyince yani... tabiki gelmek zorunda değilsin ama beni aşağıda bıraktığın için yanii.. merak ettim Of gelmemem gerekiyordu ben niye yukarı çıkıyors-" cümlemi tamamlayamayan arkamda boranın varlığını hissettim "nefes al nefes taramalı tüfek gibi ne saçmalıyorsun" boranın alaylı sesi kulaklarıma geldiğinde yüzüm daha da kızarmıştı. Ellerim gözlerimde "üzgünüm gerçekten bilseydim gelmezdim kapıyı tıklattım defalarca seslendim ama cevap vermeyince merak ettim" dedim mahçup bir sesle. Bora hala arkamdaydı ve nefesi hala çıkarmadığım omuzlarımı açık bırakan elbisemden tenime dokunuyordu. "dönebilirsin" boraya döndüğümde sadece altına bir eşortman  giymişti üzeri çıplaktı.
Vay canına ne kadar belirgin  baklavaları vardı. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırırken boradan bir kahkaha yükseldi "gözlerini bebeklerimden çek" alaylı konuşması devam ederken utançla gözlerimi gözlerine çevirdim "git üzerine birşey giy böyle durma benim yanımda " dedim hafif azarlayan sesimle. "ne o üzerime atmaktan mı korkuyorsun?" şuna bak ya hala utanmadan benimle dalga geçiyordu. Gözlerimi ters ters yüzüne çevirince "tamam mavi göz kızma"
cümlesini kurarken arkasındaki dolaba doğru yol almıştı. Belindeki iki küçük noktaya kayan gözlerim hemen yere indi. Ah ne yapıyordum ben böyle, kendine gel ada! Bora üzerine bir tişört geçirerek yanıma geldiğinde bakışlarımla yatağı işaret ettim. Anlamayan gözlerle bana bakarken "ha sen cidden beni yatağa atacaksın" dedi gözlerinde hafif bir afallamaya şahit olurken. "hayır. Aklın fikrin yatakta bora, pansuman yapacağım ayakta yapacak halim yokya uzan yada otur işte" bora söylediğimi bir an anlayamasa da hemen birşeyler zırvaladı "bende seni denemek için demiştim zaten pansuman eşyaları banyo dolabımda en üst rafta" konuşurken çoktan yatağa kurulmuştu. Bende adımlarımı banyoya yönlendirdim. Banyo dolabından aldığım malzemelerle tekrar yatak odasına dönerken odayı hiç incelemedigim aklıma geldi. Bakışlarım odada gezinmeye başladığında her  yerin siyah olduğunu gördüm. Siyah yatak siyah mat dolap masa kitaplık herşey siyahtı odada en ufak bir beyaz yoktu. Kendimi bu odada fazla renkli hissettim. Boranın sesi tekrar kulaklarıma ulaştığında ona baktım. "odamı kesme işin bittiyse?" ah tabiki bitmedi. Neyse şimdi bunu dillendirmeue gerek yoktu. Küçük  çıplak ayaklarımın parkede bıraktığı hoş ses dışında herhangi bir ses yoktu. Boranın yanına yatağa dizlerimi içe katlayıp otururken ona eğilmiştim. Bora da bakışlarını yüzümde gezdiriyordu. Elim tişörtüne gittiğinde vücudu kasılsa da umursamadım. Tişörtünü yukarı doğru sıyırıp yarayı açıkta bıraktım. Elimdeki pamuğa tentürdiyot döküp yaranın üzerine bastırmak için ona yaklaştım. Pamuk yaraya değerken bakışlarım boranın yüzüne çevrildi. Yüzüne en ufak bir mimik oynamıyordu. Oynamaması benim için daha iyiydi çünkü canını acıttığımı bilsem kolay yapamazdım. Önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırırken bora da gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. Yaraya birkaç yara bandı yapıştırıp kendimi geri çektim. "bitti, gitsem iyi olacak" dedim yataktan kalkarken. Bora bileğimi tutup kalkmamı engelledi "Saol" dudakları belli belirsiz yukarı kıvrılırken bakışlarımı gözlerine çevirip hafifçe başımı salladım. Yüzüme benden habersiz bir gülümseme peydah olurken yataktan kalktım. Sonrasında bora beni kapıya kadar geçirmişti. Kendi evime girip kendimi koltuklara atıp gün boyu dizi izledim. Evet bugün okula gitmemistik çünkü okul tatil olmuştu. Dün partide küçük bir kavga çıkmış ve sorna büyüyüp herkes birbirine girmiş. Okulun birçok öğrencisi gecesini gözaltında tamamlamış. Karakoldan sabaha yakın saldıkları için  müdür de bu günü dinlememiz için tatil yapmaya karar vermişti. İşte özel okulun faydaları, müdür bazen gevşeklik gösterebiliyor ve buda bizim işimize geliyrodu. 

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin