39.Bölüm - -

479 15 8
                                    

Sınavım oldukça iyi geçti. Hatta öyle ki neredeyse hiçbir soruyu boş bırakmadan emin olarak yaptım. Sorular sandığımdan kolaydı. Yada tüm yıl çalıştığım konulara yakın gelmişti bilmiyorum. Sınavdan çıktıktan sonra borayla sahilde Enes ve aslıyı bekledik. Gelmeleri biraz uzun sürse de nihayet geldiklerinde Aslının morali bozuktu. Sınavı kötü geçmemiş ancak beklediği kadar iyi olmadığı için üzgündü. Onun dışında Enes ve boranın da en az benim kadar iyi geçmişti. Diğerleri ile birlikle bir kafeye gidip bir şeyler yeme fikri ile sahilde bir kafeye oturduk. Sakin bir kafe olduğundan kafası dolu olanlar için sevilebilecek bir yerdi. Bizim gibi birkaç öğrenci daha gelmişti sanırım onlar da kafasını toplamak istiyorlardı . Arkada hoş bir parça yer alıyor kulaklarımıza ulaşıyordu. Garson yanımıza gelip siparişleri alana kadar kimseden ses çıkmadı. Garson yanımızdan ayrıldığında Aslı da lavabo için izin isteyip bir süreliğine gözlerden kayboldu. Aslı gelene Enes ve ben sınav hakkında birkaç yorum yaptık, bora da sessizliğini korumaya devam ediyordu. Nihayet siparişler masada yerini alırken Aslı da az önceki halinden eser kalmamış bir şekilde aramıza katıldı. Böyle insanlara o kadar özeniyordum ki. Az önce ağlayıp bir sürü karamsarlığın içinde kalırken nasıl olurda birkaç dakikada kendini toplayabiliyorlardı? Bir ben mi beceremiyordum? Sanırım öyleydi.
Aslı ve Enes istedikleri hamburgeri, bora kahvesini ve ben de pizzamı yarıladığımda nihayet Aslı bu boğucu sessizliğe bir son verdi.
" eee gençler tatile nereye gidiyoruz?? Sınav da bittiğine göre haftaya tatil işini daha geç olmadan halledelim." ahhh doğru ya bir de tatil işi vardı. Bu tamamen aklımdan çıkmıştı. Geçen bir hafta yoğunluktan olsa gerek asla aklıma gelmemişti. "nereyi isterseniz bana uyar. Siz karar verin."
Aslıya hitaben konuşan boranın sesi kulaklarıma tınısını bırakırken sessizliğimi korumaya devam ediyordum. " ada sen bir şey söylemeyecek misin? Eğer istemiyorsan... " aslının cümlesini tamamlanmasına izin vermeden sessizliğin esiri olan dudaklarımı araladım. "hayır. İsterim tabi. Yani benim için de bir fark yok herhangi bir yer olabilir" cümlemle beraber herkesin dikkati bana dönerken benim mavilerim yeşil harelere odaklanmıştı. Boranın gözlerinde farklı bir yoğunluk yerini alıyordu . Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama farklıydı işte. Gözlerim ondan kopmak istemediğini açık açık belli ederken Aslı aramızdaki çekimi bölerek dikkatleri kendi üzerine çekti. " gençler ben diyorum ki İzmirde bir villa mı olsa? Yani otele göre daha rahat kafa dinleriz gibi geliyor. Yemekleri de beraber bir şekilde hallederiz. Villalar zaten bir haftadan aşağı kiralanmıyor. Güzel bir hafta geçirmiş oluruz ne dersiniz" aslının heyecanlı sesine Enes de aynı heyecanla eşlik ederken ben sakinliğimi koruyordum. Aslında güzel bir fikirdi yani otelde havuzda denizde sürekli birileri ile karşılaşmak tam olarak tatil olmuyordu. Kafanı dinleyemiyordun . Yemek yemek istemeyen çocuklar ve peşinden bağıran anneler, ağlayan bebekler, balayı için gelen yapış yapış sevgililer şu an bunları görmek istediğime emin değilim. Sanırım gerçekten de bir villa bizim izin en iyisi olabilirdi. Aslıya başımı sallayıp onay verdiğimde tüm gözler borayı hedef aldı. Bora bir süre düşündükten sorna alt dudağını büzdüğünde bakışlarım yüzünden dudağına doğru bir yol çizdi. Dolgun böğürtlen rengi dudakları gerçektende bakılmaya değer bir görüntü seriyordu gözlerimin önüne.

Neyse ki tekrardan konu tatile çekilince benimde dikkatim tatil konusuna dağıldı. Uzun bir tatil planlamasının ardından günü orada noktalamış olduk..

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin