14.Bölüm - Parti -

719 16 0
                                    

Taksi durduğunda ücreti ödeyip taksiden indim. Birkaç adım atmıştım ki borayı gördüm. Üzerine giydiği siyah dar tişört siyah dar pantolon ve siyah deri ceket gerçekten çok hoş görünüyordu. Saçları her daim dağınıktı ama bu görüntü özensizlikten çok uzaktı. Saçları alnına dökülmüş ve yeşil  gözleri kolundaki saate çevrilmişti. Bu haliyle oldukça yakışıklı görünüyordu. Her kızın dönüp iki kere bakacağı bir görüntüye sahipti. Adımlarım ona yaklaşırken beni hala fark etmemişti. Arka tarafına geldigimde aramızda iki adımlık mesefe vardı. Sıkıntılı bir nefes  aldı tekrar kolundaki saate bakarken sıkılmış olduğunu anladım. Hafifçe öksürüp beni fatk etmesini sağladım. Bakışları umursamazca bana dönüp sonra tekrar önüne döndü. Kısa bir süre sorna tekrar bana dönen bakışlarında bariz bir şaşkınlık vardı afallamış yüzü bana bakarken böyle bir görüntü beklemediği her halinden belliydi. Dudak kıvrımlarım belli belirsiz yukarı kırıldı. Boranın kıyafetime indirdiği bakışları her bir köşesinde gezinirken yutkunduğunu gördüm. Sorna bakışlarını benden çekip yere odaklandı. Kafasını hızla iki yana sallayıp eski haline dönerken tekrar gözlerini mavi gözlerime çevirdi . Diliyle dudaklarını ıslatıp dolgun biçimli dudaklarını araladı. "sonunda gelebildiniz ada hanım ağaç oldum" dedi. Sesi sertti ve gözleri de bir okadar umursamaz. Bakışlarımı yere çevirdim. "üzgünüm." dedim kısık sesimle. Bana bakmaya devam eden bakışları "bekletilmekten nefret ederim" cümlesiyle saatine döndü. Ne yani altı üstü 15dakika beklemişti. "altı üstü 15 dakika bekledin azarın bittiyse girelim mi içeri 'abiciğim' " böyle bir cevap beklemiyor olacak ki kaşlarında hafif bir kalkış gördüm. Sonra tek kaşını kaldırıp anlamlandıramadığım bir bakış attı. Cevap vermek yerine koluna girmem için yer açtı ince kollumu kolundaki boşluğa yerleştirdiğimde yürümeye başladık. Parti yerine uzak olmamıza rağmen buraya kadar gelen müzik şimdiden  hoşuma gitmemeye başlamıştı. Parti alanına giriş yaparken herkesin gözleri bizim üzerimizdeydi. Kızların bize bakıp fısıldamaları ve boraya bariz bir istekte bulunan bakışlarını gördüğümde gözlerimi devirdim. Erkekler de bir süre bizi izleseler de kendi sohbetlerine geri döndüler. Aslı ve enesin yanına ilerleyip yanlarında durduk. Uzun bir selamlaşma ve birbirimizi övme faslı bittiğinde Enes içecek almak için yanımızdan ayrıldı. Aslı da onun peşine takılmıştı. Oturduğumuz ışıklı masada bora telefonuna bakıyordu bende etrafıma bakıyordum. Kumda delice dans eden insanlar ellerinde alkol şişesi tutan gençler samimi sevgililer. Olmayan kıyafetlerinin içinde yapmacık kahkaha atan kızlar ve yüksek sesli müzik ortam hiç benlik değildi . Bora bunu anlamış gibi "insanlara yiyecekmiş gibi bakmayı kes" dedi bakışlarım ona dönerken tam ağzımı aralamıştım ki Aslının tiz sesi kulaklarımı doldurdu sonra enesle beraber tam karşımıza oturdular. Enes elindeki iki içeceği bize uzatırken kokusu burnuma ulaşıyordu. Alkol..
Bora enesin eldeki bardağı alırken ben hala bardağa bakıyordum " ben içmeyecegim teşekkür ederim" dedim Aslı hemen atıldı "yaaa eğlenmeye geldik bir kadehten birşey olmaz hadi ada" sesinde itiraz istemeyen bir ton vardı başımı istekszice sallayıp enesin elindeki bardağa uzandım. Dudaklarıma koyduğum bardaktan bir yudun alırken yüzümü buruşturdum. Boğazımdan inen yakıcı sıvı beni rahatsız etmişti. Yüzüm buruşurken boranın bakışlarını üzerimde hisettim "sarhoş olma uğraşamam" onu dinlemeyip içmeye devam ettim. Bardağım bittiğinde beynimin hafif bulandığını hisettim ama bilincim hala açıktı. Ortalarda gezinen genç elindeki tepside içecek dağıtırken Enes ve aslı birer tane daha aldı. Bende bir tane daha kapıp içmeye devam ettim. Bora benden 2 tane daha falza içmişti ama herhangi bir etkisi olmamıştı onda bardağım bosaldığında yeni bir tane daha almak için uzandım ama bora engel oldu "yeter daha çok içme" dik dik ona bakarken "Ay sanane be kimsin senn bana karışıyorsun " dedim abartılı bir tepki vererek beynim biraz daha bulanmıştı bora da bunu anlamış olacak ki sessiz kaldı . Aslı enese dans için ısrar ederken Enes dayanamayıp kabul etti onalar dans edenlerin arasına karışırken. Bende birden yerimde doğruldum. Başım hafif dönse de umursamadım. Bora bana sorar gözlerle baktığında bileğinden tutup ayağa kaldırdım. "nereye götürüyorsun kızım beni"  bakışlarım onun yeşil harelerine çıkarken "dans edeceğiz" dedim. Bora kaşlarını çattı tam itiraz edecekti ki "hadi ya eğlenmeye geldik" sesim biraz tuhaf çıkıyordu. Alkole alışık olmadığım için bilincim bulanıktı ama hala kendimdeydim. Bora daha falza dayanamayıp hoşnutsuz bir şekilde bana ayak uydurdu. Dans edenlerin arasına karışıp bizde dans etmeye başlarken deli gibi gülüyordum. Hatta bir ara kendimi kaybedip masanın üzerine çıkmak bile istemiştim. Tabiki bora buna engel olmuştu. Bir süre daha dans edip yorulduğumuzu hissettiğimizde denize  doğru yürüdük. Midemdeki sıvı boğazıma yükselirken hızla bir ağacın köşesinde yürüyüp yere çömeldim. Midemdekileri çıkartırken bora arkamdan söylenmeye başlamıştı. İnce parmaklarını saçlarımda hiseettigimde bir an ürperdim. Saçlarımı sırtımı üzerinde tutuyordu. Beni böyle görmesini her ne kadar istemesem de  şuan bunu düşünecek halim yoktu. Midemin bulantısı geçmeye başlarken denize doğru ilerledim ayaklarıma değen soğuk suyu önemsemeden birkaç kez suyu yüzüme çarptım. Ağzımı da yıkadıktan sorna borayla yürümeye devam ettik. Evet saçlarımı  yüzümü yıkarken de tutmuştu. Sahilde yürümeye devam ederken ayaklarım soğuk suya değiyordu. Umursamıyordum. Bir süre daha konuşmadan yürüyümeye  başladık. Sessizliği bozan ben olmuştum "üzgünüm beni öyle görmeni istemezdim." dedim denizdeki gözlerimi ona çevirmeden. Boranın bir süre beni dinleyip birşey dememesinin ardından "ayrıldın mı?" sorusu döküldü dudaklarından. Başımı aşağı yukarı sallarken "evet" dedim. Boranın yüzünde memnun olmuş bir ifade yerleştirken yanda bir cam kırılma sesi duyuldu. Hızla yanıma dönenen bakışlarım yaklaşık 10 kişilik bir erkek grubuna kaydı. Tiplerinden bile tehlikeli oldukları anlaşılıyordu. Hepsinin ellerinde birer bira şişesi ve yere yığılmış daha niceleri vardı. Elinde kırık şişenin ucunu tutan bir dizini içe kırıp arkasındaki duvara yaslamış benden birkaç yaş büyük  olan çocuk gözlerini sırıtarak üzerimde gezdiriyordu. Ahhh bu çok rahatsız ediciydi midemdeki sıvı tekrar boğazıma yükselirken sertçe Yutkundum. Vücudum bariz bir şekilde gerilirken boranın da Yanımda gerildiğini anladım. "hişt güzellik  gelsene sen böyle  ?" cidden bu cümleyi kurmuş muydu? Korkuyla yerimde kımıldadım

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin