24.Bölüm - Aşk Nedir? -

630 17 2
                                    

Sert rüzgar yüzüme vururken gözlerimi kapatmış yere uzanmıştım. Güneş daha yeni  yeni doğuyordu. Sabah rüzgarı tenime değerken üşüyor ama kalkmıyordum. 
    Kum taneleri parmak uçlarıma değerken kendimi dinlemeye devam ettim.
Sizce aşk nedir? Sevginin abartılmış hali mi yoksa gerçekten insanın üzerinde hakimiyetini sürdürebilen bir duygu mu? Aslında bana sorarsanız ben pek inanmam öyle şeylere karnında uçuşan kelebekler, görünce elinin ayağının titremesi, yada ne bileyim onunlayken olmadığın kişi olmak gibi. Sahi aşk bu mu gerçekten? ben bilmiyorum. Daha önce hiç kimse karnımda kelebek ucurmadı benim. Kimseyi kendimden çok sevemedim ben. Tabi babam dışında, babamı o kadar çok seviyordum ki herşeyden vazgeçebilirdim onun için kendimden bile.. Ama işte o da beni bırakıp gitti  kendi isteğiyle gitmedi belki ama gitti. Beni bu dünyada bir başıma bırakıp gitti, hemde kalpsiz insanların arasına duygudan yoksun insanlarla bir başıma bıraktı.
  Babamdan başka kimsem yokmuş meğer annem babamın  daha 40ı çıkmadan evlendi. Zaten beni pek sevdiğini de söyleyemem ben istenen bir çocuk değildim. Hiç olmadım. Babam beni ne kadar sevdiyse annem o kadar sevmedi beni.
Onları gördüğümde aşka olan inancım tamamen kırıldı. Çünkü annemle babam hep tartışırdı. Annem babama her konuda kızardı en çok da benim yüzümden. Babam alttan alır onu sakinleştirdi. Bana olan sevgisi annemi alttan almaya yeterdi.
Küçükken babamdan annemle nasıl tanıştığını anlatmasını istemiştim. Aslında bakarsanız çok güzel bir hikayeleri varmış. Dün gibi aklımda
----
" baba bana annemle nasıl birbirinize aşık olduğunuzu anlatır mısın? " yatakta yana kayıp ona yer açtığımda gülümseyerek yanıma geldi. "tabi meleğim"  Ben büyük gözlerimdeki bariz heyecanla babama bakarken babam derin bir nefes aldı.
  " biz annenle lisede tanışmıştık o zamanlar hiç param yoktu. Dedenin de işleri pek iyi gitmiyordu. Anneninde  iyi sayılacak bir bütçeye sahipti ailesi. Ne isterse alıyorlardı. Annen hergün yesyeni elbiseler giyer ayakkabıları her gün göz alıcı bir parlaklığa sahip olurdu. Saçlarının kokusu bütün sınıfı sarardı " babam durup buruk bir tebessümle bana bakarken" eee sonra ne oldu baba annem de seni sevdi mi? " babam bana gülümserken başını salladı.
" sınıftaki bütün erkekler onu severdi gerçekten güzel bir kızdı. Hep uzaktan izler bir türlü acılamazdım. Onu gördüğümde elim ayağıma dolanırdı. Sorna birgün cesaretimi topladım gittim sevdiğimi söyledim tabi param yok bir şey alamadım. Yoldan kopardığım bir gülle gittim yanına. Arkadaşları benle dalga geçerken annen bana gülümseyip beni sevdiğini söylemişti. " hemen söze atıldım" sende annemi öpmüş müydün? televizyonda aşkını itiraf edenler birbirini öpüyordu bir büyük filiminde görmüştüm" babam böyle bir şey beklemiyor olacakki afalladı kısa süreli afallaması tebessüme dönerken " sen nerden görüyorsun bakayım öyle şeyleri cadı"dedi. ben gülerken babam da bana bakıyor omzumdaki eliyle beni göğsüne daha çok çekiyordu " hadi baba devam ett" benim heyecanlı sesimle babam konuşmaya devam etti " sonra aradan uzun bir süre geçti param olmadığı için çalışıyordum geç saatlere kadar çalıştığım için sadece hafta sonları annenle görüşebiliyordum. Annen her ne kadar  paranın sorun olmayacağını söylese de gururma yediremiyor ondan para almıyordum. Birkaç yıl sorna ben hala çalışıyor para biriktirmeye devam ediyordum. Bir gün anneni istemeye gittik tabi anneannen beni istemedi fakir birinin kızına iyi bakamayacağını düşündü. Deden de vermedi anneni, bizde kaçtık. Çok mutluyduk ikimizde çalışıyor ortaya para koyuyorduk. " babam durduğunda ben dikkatle onu izliyordum." sorna işler değişti tabi çok yoruluyor ve sinirimizi birbirimizden çıkartıyorduk annen de alıştık değildi çalışmaya. Sürekli tartışmalar oluyordu sorna sen geldin meleğim senin sayende yıkılmaya giden yolumuz Bir arada kalmaya devam etti"
----
Babamdan aşklarını sürekli dinlerdim. Aşka olan inancım o zamanlar kuvetliydi. Çünkü çocuk aklımla eğer evlendiğimde kavga ettiğim bir kocam olursa çocuğumun bizi kurtaracağını düşünürdüm. Tabiki aptallık olduğunu büyüdükçe anladım.
Birbirine bütün engellere rağmen aşık olan iki genç sorunlarını beraber gideriyor ve aşklarından bir şey  kaybetmiyor ne  romantik değilmi?
Sonrasında ne oluyor annem dayanamıyor parasızlığa zorluğa.. Annemin sevgisinin bitişini hep gözlerimle gördüm ben. Çocukluğuma dair herşey çok net aklımda. Annemin sevgisinin bittiğini anladığım zamanlar ben daha çok küçüktüm. Benimle anneannemlere gitmişti. Anneannem daha ılımlı olsa da dedem bizi kovmuştu. Beni nasıl oraya sokar diye bağırıp kapı dışarı etmişti ben olduğum için annemi de almamıştı. Annemle bir yurdun önünde durduğumuzu hatırlıyorum uzun bir süre kapıda bekledikten sorna annem ağlayarak eve dönmüştü. O zamanlar vicdanı vardı demekki beni bırakamamıştı. Babam öldüğünde de evlenmiş sorna tekrar boşanmıştı. İki yıl önce de cengizle evlenmişti.
Şimdi söyleyin bana ben böyle bir ailede büyümüşken nasıl aşka inanabilirdim ki? Bana göre aşk sonsuzluk değil. Yoluna engeller çıktığında vazgeçebileceğin bir duygu ve gerçekten çok kötü bir duygu olmalı birini hayatında hiçbir şeyden önemli göremiyor olmak...
Bilmiyorum. Hiç aşık olmadım gerçi böyle bir duyguyu neden isteyim ki?
Belki de aşk diye bir şey yoktur. Gerçekten abartılmış bir sevgi yığınıdır kim bilir?
 
  Dalga sesleri kulağıma ulaşırken huzurla uzanmaya devam ediyordum. Gözlerimi aralayıp yerden doğrulurken düşüncelerimle beraber ayaklandım . Yaklaşık  2 saattir uzanıyordum ve okul saati yakalamıştı. Üşümüş ellerimi hırkamın cebine sokarken okula doğru adımlamaya başladım.

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin