2.Bölüm- Karşılaşma-

1.4K 32 6
                                    

-DÜZENLENDİ -

Güneşin ışıkları büyük camlarımdan içeri sızarken gözlerimi yavaşça araladım. Hafifçe yerimde kayıp komidinin üzerindeki telefonumu elime aldım ve saatte baktım. Saat daha erkendi. bugün yeni okuluma başlayacaktım. açıkçası heyecanlı olduğumu söyleyemezdim. Okuldan ne nefret ediyordum ne de severek gidiyordum. Kafamdaki düşünceleri de kucaklayıp duşa doğru yürüdüm. Odamın içindeki büyük banyoya ulaştığımda ılık suyu açıp usul usul kıyafetlerimi çıkarttım. telefonumdan şarkı açıp modumu yükseltirken yavaşça kendimi suya bıraktım. Bir süre suda boş boş oturduktan sorna saçlarımı köpürttüm ve duruladım. Ellerim kendimi bildim bileli kullandığım böğürtlenli duş jelime gittiginde gözlerime çocukluğum geldi.
-13 yıl önce -
"Baba kendim yıkanabilirim" diye isyan ettim.  Babam masmavi gözleriyle bana bakıyordu. "tabiki Kendin yıkanabilirsin meleğim ama ben yıkamak istiyorum kızımı" dedi Şevkat dolu sesiyle. ellerini kendi kullandığı şampuanına götürdü ve eline küçük bedenime yetecek kadar şampuan sıktı. Ellerini saçlarıma sürüp köpürtmeye başlarken gözlerim yanmasın diye sımsıkı kapatmıştım. kısa bir süre sonra babam saçlarımı ılıksuyla  duruladı ama ben hala gözlerimi açmıyordum. Babamın eğilip minik  burnuma bıraktığı minik buseyle gözlerimi araladım. Babam gülerek  bana bakıyordu. Ellerine inen gözlerim şaşkınlıkla aralanırken çok tatlı küçük  pembe bir şişe vardı elinde"o ne baba" dedim  çocukluk heyecanıyla "benim güzel kızıma böğürtlenli jel  aldım" dedi gözleri parlıyordu babamın en sevdigi meyve böğürtlendi... yavaşça life sıktığı böğürtlenli jelin kokusu burnuma ulaşırken kokusunun ne kadar güzel olduğunu düşündüm. hafif, naif bir böğürtlen kokusu vardı ama o kadar güzeldi ki sürekli koklamak istiyordum. Babam büyük ellerini vücudumda gezdirirken her yerim Köpük köpük olmuştu. Babama doğru eğilip "bende seni yıkayabilir miyim baba" babamın tebessümü yüzünden hiç solmazken "olmaz küçük hanım" dedi. Ben ısrar ederken babam da beni yıkamaya devam ediyordu sonra nasıl oldu anlamasamda  babam birden küvetin içine düştü. Ben şaşkınlıkla babama bakarken birden anın komikliyle kahka atmaya başlamıştım. babam da benim kahkahalarıma katılırken "bende seni yıkayabilir miyim?" diye sorumu yineledim. Babam elindeki lifi bana uzatırken babamın elindeki lifi alıp aynı duş jelinden sıkıp onun çıplak göğsünü köpürtmeye başladım. İyice köpürünce babam ikimizi de duruladı. Suda oturup ellerimiz buruşana kadar konuşup gülüştük tabi ben 3 yaşında ne kadar anlayabilirsem o kadar anladım. Duştan çıkıp kurulandıktan sorna babam saçlarımı kokladı, saçlarıma bir buse kondurup "aynı benim gibi kokuyorsun meleğim" dedi bende onun omzuna bir öpücük kondurup "sende benim gibi kokuyorsun baba" dedim..
-günümüz -
Jeli elime alıp life döktükten sonra  vücudumu köpürtmeye başladım.  Durulanıp bornozumu giydikten sorna kaymamaya özen göstererek odama geri döndüm. Dolabımın karşısına geçip  birkaç yeri yırtık ama tenimin çok gözükmediği  pantolonumu aldım . Üstüme de yarım beyaz bir tişört aldım. Küçük bir sırt çantası da alıp hepsini yatağın üzerine bıraktım. Üzerimi Kurulayıp seçtiklerimi giydim. Aynalı Masamın önüne oturdum. Uzun Saçlarımı tarayıp kurutmaya başladım. Şekil vermek istemediğime karar verip  salık bıraktım. Çantama koyduğum ince bir defter, birkaç kalem ve  okuma kitabından sonra yerimden kalktım ve aşağı kata doğru yol aldım yine yavaş ve isteksiz indiğim merdivenler bittiğinde mutfağa uğradım. Esma teyze kahvaltıyı Bi kuş sütü eksik denilecek şekilde hazırlamıştı. Hayatımda yeri olmayan sırf annem için katlandığım adam tam karşımda bana bakarken annem de yan tarafındaki sandalyede oturuyordu sessiz bir "günaydın" geveledim ağzımın içinde ama o adam duymuştu. Cengiz...
"günaydın kızım" dedi  sahtelik akarken samimi çıkartmaya çalıştığı sesiyle. Ben senin nerden kızın oluyorum demek geldi içimden ama tartışma istemediğim için sustum. Elime aldığım bir poğaça ile kapıya yöneliyordum ki annemin "buraya gel ada" sesini işittim. Yerimde hafifçe dönüp geriye baktığımda annemin sabırsızca bana baktığını gördüm. İtiraz etmek üzere açtığım dudaklarım annemin kaşlarını sertçe havaya kaldırıp bana bakmasıyla geri kapandı. Annemin karşısındaki sandalyeyi yavaşça çekip oturdum. Anneme boş gözlerle bakarken kırmızı ruj sürdüğü dolgun  dudaklarını araladı "okulda herhangi bir sorun istemiyorum aksi taktirde biliyorsun ne olacağını" dedi sanki ne zaman sorun açtım ki başına. notlarım normalin çokça üstündeydi. 12 yıllık öğretim hayatımda herhangi bir öğretmenle bile sorunum olmamıştı. Devamsızlık da  yapmıyordum. "peki" sessizce mırıldandım. Annemde başını sallayıp onayladı beni telefonuma baktığımda okul saattine yaklaşık 20 dakika vardı  ve en az 10 dakikalık da yolum vardı. Masadan kalkıp kapıya yöneldim. Beyaz marka ayakkabımı ayağıma geçirdim ve dışarı çıktım. Merdivenlerden aheste aheste indikten sorna Mahmut amcayı kapıda buldum. "günaydın kızım" dedi yüzünden eskilmeyen tebessümüyle "günaydın Mahmut amca" dedim en samimi sesimle. Mahmut amca Esma teyzenim kocasıydı. Çocukları ne yapsalar olmamıştı. Annemin bana olmayan sevgisini gördüklerinde bana olan şevkatleri artmıştı babamın da ölümünden sorna tamamen beni sahiplenmişlerdi. "geç bakalım arabaya, okula geç kalma " yavaşça kapımı Açmak için yönelirken "Mahmut amca daha kaç kere söylemem gerekiyor bana böyle davranma diye? lütfen kendimi kötü hissediyorum" dedim arabaya yürüyüp ön koltuğun yanına otururken. Cevap gecikmedi "sevgi hanımın kesin emirleri kızım" annemin koyduğu sınırlar sinirimi bir kez daha bozarken sesimi çıkartmadım o da uzatmadan oturdu. arabayı çalıştırıp yola koyulurken yol boyu müzik dinleyerek geçirdim. Trafik yolun biraz uzamasına sebep olmuştu ama nihayet okulun önüne gelebilmiştik. Araba durduğunda kucağımda duran ellerimden aldığım bakışlarım okula döndü. Gerçekten büyük bir okuldu   o kadar para istemeleri normaldi. Ama ben buraya hakkımla gelmiştim. Zengin ama burslu öğrenci.. Mahmut amca bana iyi dersler dilerken ben arabadan ayrıldım. Ayaklarım okula gitmek için yavaşça aralandı okula doğru yavaş yavaş yürürken insanların gözlerini dikmiş bana baktığını görüyordum. Ne yani okula ilk defa mı yeni biri geliyordu . Belki formam yoktu ondan dikkat çekiyor olabilirdim ama forma alacak zamanım yoktu ki ne yapabilirdim yani? Okulun büyük kapısından içeri girdim ve etrafıma göz gezdirmeye başladım. Müdürün odasını bulup Bi an önce sınıfımı öğrensem iyi olacaktı. Derken zil çalmaya başladı. Yanımdan geçen bir kıza müdürün odasını sorup aldığım cevapla gösterdiği yere doğru yürüdüm. Müdür yazan kapının yanında durduğumda derin bir nefes aldım ve nazikçe kapıyı tıklattım. "gir!" yavaşça kapıyı açıp içeriye adımladım  ve kapıyı ardımdan kapattım. müdür gözlerini bana çevirip kıyafetlerimi süzdükkten sorna hafifçe kaldırdığı kaşının altından bana bakıyordu. Genç sayılacak bir adamdı gür saçları güzel giyimi  ve mavi gözlere sahip bu adamın  30 larında olduğu belliydi. konuşmak için  Dudaklarımı araladım "günaydın, ben ada barkın sınıfımı öğrenmek için rahatsız etmiştim sizi" dedim saygılı sesimle. Müdürün yüzü gevşerken "gel adacığım öğrenelim sınıfını kızım" dedi samimi sesiyle. Bir kaç adımda masanın önüne ulaştığımda dinliyorum dercesine gözlerimi kırptım kısa bir süre bilgisayar da gezdirdiği gözlerini bana çevirdi ince dudaklarını aralayıp"12-B" dedi ve  devam etti "formanı en kısa zamanda okulun en üst katından temin et adacığım böyle gezmen okul kuralları dışında kalıyor yeni olduğun için birkaç gün tolerans göstereceğim" başımı onaylar anlamında salladım ağzımın içinde bir teşekkür geveleyip müdürün odasından çıktım.  Merdivenleri çıkarken bir yandan da  sınıfı aramaya koyuldum ders başlamıştı ve sınıfı bir an önce bulmam gerekiyordu. Birkaç kat gezip sınıfı bulduğumda derin bir nefes aldıp üstüme çekil düzen verdim. Kapıyı tıktıklayıp birkaç saniye bekledim. İçeriden gelen gir sesiyle açtığım kapıdan sınıfa girip kapıyı da ardımdan kapattım . Öğretmen kahverengi gözlerini benimle buluşturduğunda dudaklarında bir tebessüm oluştu. Genç, güzel bir kadındı üzerinde dar siyah sade bir elbise onun üzerinde beyaz bir önlük vardı. "hoş geldin tatlım. Yeni öğrenci olmalısın " birkaç adımda yanına ulaştığımda elini koluma koydu "kendini tanıt bakalım"dedi samimi çıkan sesiyle. derin bir nefes aldım ve gözlerimi sınıfa çevirmeden camdan dışarı göz attım "ada barkın" dedim kısa ve net sorna gerek görmesem de yaşımı da ekledim "17 yaşındayım" gözlerim öğretmene  dönerken onunda gözleri sınıftan bana döndü. Dudaklarını araladı "Ben ebrar,  tarih derslerine giriyorum adacığım seni tanıdığıma çok memnun oldum tatlım" dudaklarımı hafif yukarı kıvırarak karşılık verdim "boş bir yere oturabilirsin" gözlerimi ilk defa sınıfa çevirdiğimde herkesin pür dikkat beni izlediği gördüm. Acaba saçımda falan bir şey mi vardı niye bu kadar dikkatli bakıyorlardı yahu. Bir süre daha sınıfa göz gezdirdikten sorna boş sıralara göz attım. 2 sıra boştu biri sarışın bir kızın yanı biri erkeğin bir saniye yeşil gözler bana nerden tanıdık geliyor? O anda düşen jetonla şaşkın gözlerimi yeşil gözlerin sahibine yönelttim onunda gözlerinden geçen bir anlık şaşkınlık gözlerime yansısada hemen ifadesiz hallerine geri döndüler  . Yeşil gözler bana tehditkar bir şekilde bakarken yanıma oturma  der gibiydi. Kıza göz attığıma öyle  itici bakıyordu ki bana yanına oturmak istemediğime karar verdim. Adımlarımı cesurca yeşil gözlerin sahibine yönlendirdim. Sınıf bana tuhaf tuhaf bakarken aralarında fısıldıyorlardı. Adımlarım cam kenarı en arka sıraya geldiğinde durdu. Sıraya yayılmış oturuyordu. Çantamı masanın boş kalan küçük yerine koydum ve sıraya yerleştim. Yeşil gözlerini yüzümde hissetmeme rağmen inatla bakmadım yüzüne "yanıma kimseyi oturtmam!" diye tısladı. gözlerimi ona çevirip boş gözlerle ona baktım "umrumda gibi mi duruyor?" diye taklit ettim ses tonunu. O da gözlerini kısarak bana baktı. Dudaklarını aralayıp bana bir şey söyleyecekti ki gözlerimi tahtaya ders anlatan öğretmene çevirdim o da susup kafasını sıraya koydu .
  Derse odaklanıp, çantamdan çıkarttığım deftere not almaya başladım.
  Zil çaldığında birkaç kişi bana kendini tanıtmıştı.
tenefüse çıkan sınıfın arasına katılıp kantine indim. Kendime kahve alırken kantinin kalabalığı ve sesi beni rahatsız etmişti kahve elimi ısıtırken adımlarım sınıfın yolunu tuttu. Yanımdan geçenlere dikkat ederek sınıfa çıktığımda sınıfta 3 kişi olduğunu gördüm. Yeşil gözlerin sahibi bir erkek ve bana doğru gelen bir kız ama önüne bakmadan  geliyor. Ne!? bana doğru gelen önüne bakmayan kız mı? Kahve.. yo hayır, hayır, kendimi kollayamadan kız koluma çarptı. Gözleri şaşkınlıkla bana bakarken hemen kendini topladı "Ay çok özür dilerim iyi misin" kahve Allahtan sadece yere dökülmüştü. Kafamı sallayarak dudaklarımı araladım "iyiyim" kahvenin geri kalanını yanımdaki çöpe attım. Kız karşımda mahçup mahçup bana bakarken "Sana kahve borcum oldu" gözlerimi devirdim "sorun değil içesim yoktu zaten" dedim kendini kötü hissetmemesi için oldukça samimi tuttuğum sesimle. İçesim yoksa niye aldın o zaman ada? Diye bir soru yöneltti bana tam ona cevap verecektim ki  düşüncelerimi sesli dile getiren erkek sesi tüm dikkatimi üzerine çekti. Tabiki yeşil gözdü "içesin yoksa niye aldın hobi olmuş sende milletin üstüne kahve dökmek" gözlerimi ona çevirip boş boş bakarken dudaklarımı tam aralayıp cevap verecektim ki karşımdaki kız heyecanla kendini tanıttı  "Aslı ben memnun oldum" dedi sesi fazlaca samimiydi bu heyecanına tebessüm edip elini sıktım "ada, bende memnun oldum" dedim kız koluma girerek beni çekiştirirken gözlerimi Şaşkınlıktan kocaman açmıştım ne oluyordu böyle? Samimiyete alışık biri değildim daha önce arkadaşım bile olmamıştı ki benim.. Aslı konuşmaya başladı "bu Enes dedi karşımdaki çocuğu tanıtırken bu da bora" gözlerim adını öğrendiğim yeşil göze kaydı bora...
Enesin  "memnun oldum ada" cümlesindeki klasiklik aradaki mesafeyi koruyordu. Elini aslıya uzatıp onu kolunun altına çektiğinde yakın  olduklarını anladım. Çok yakışıyorlardı gerçekten çok tatlı bir çiftlerdi gerçi sevgili olacak kadar yakın da değillerdi ama neyse . Bakışlarım boraya döndü ama umursamaz çatık kaşları telefona bakıyordu...

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin