33.Bölüm - Zamana Tutulan Bedenler -

610 13 8
                                    

Bugün günlerden cumartesi. Sabah güneş dağların ardından kendini göstermeye başladığında gözlerimi araladım. Dünki sinirimden eser kalmamış enerjimin tavan olduğu bir güne uyandım. Bugün içimde tuhaf bir his var. Nedenini sormayın çünkü bende bilmiyorum. Ama o his içimde bir yerleri kıpırdatıyor ve tuhaf bir enerjiye dönüşüyor.
Yatağımda doğrulup ayaklarımı yere koyduktan sorna ayaklandım. Adımlarımı önce dolabın önünde durdurdum. Gözlerim dolapta gezinirken masmavi bir elbise dikkatimi çekti. Kolları straplez gelen dizlerimin biraz üzerinde olan çok hoş bir elbiseydi. Elbiseyi kaptığım gibi diğer raflardan aldığım eşyalarla banyoya yöneldim. Sıcacık bir duşun enerjimi ikiye katlayacağını bildiğimden bedenimi suyun ellerine teslim ettim. Kısa ama rahatlatıcı duşum bittiğinde şarkı mırıldanarak bedenime havluyu sardım. Kurulanma faslını bitirip aldığım çamaşırları ve elbisemi üzerime geçirdikten sorna dans ederek odama doğru yol aldım. Aynanın karşısına, yatağıma oturup bir güzel saçlarımı taradıktan sorna kurutup önden arkaya doğru bir tutamını örüp örgü aralarına da bir fuları takıp kalktım.
Güneş kendini daha çok göz önüne sererken yoğun enerjimi dans ederek ilerlemeye devam ederken yaşıyordum. Ayağıma giydiğim hoş bir sandaletle beraber aşağı kata inmeye başladım. Bugün ve yarın da Pastaneye bizim bakmamız gerekiyordu. Yani anlayacağınız gün daha falza aymadan gidip bir şeyler yapmalı ve müşterileri bekletmemeliydik. Adımlarımı kapının yanındaki aynada durdurup kendime uzun bir bakış attım.
Mavi elbisenin gözlerimle uyumu,
ortaya çıkmış, fiziğimi çok hoş bir görüntüye bürmüştü. Bugün yüzümde tuhaf bir aydınlık olduğundan ayrı bir güzellik katıyordu görünüme . Saçlarımın şeker kız modeli beni sade ama daha güzel bir görüntüye sürüklerken kendime baktığımda gördüğümden oldukça memnundum .
Kapıyı açıp karşı daireye ilerledikten sonra birkaç kez tıktıklayıp yüzüme kondurduğum kocaman gülümsememle beklemeye başladım. Uzun bir bekleyişin ardından kapı aralandı. Ama kesinlikle görmek istediğim manzaranın bu olmadığına emin olabilirsiniz. Bora gözleri kapalı altına giydiği siyah eşofmanı ile karşımda dikiliyordu. Üstelik üzeri çıplak bir şekilde! " e sen daha hazırlanmamışın! Enes nerede kaldırmadı mı seni?" sesim sanki bir çocuğu azarlar bir tonda boranın kulaklarına ulaşırken cevabı gecikmedi. " Enes aslıyla şehir dışına çıktı bu gece geri döneceklermiş. Hem senin bu saatte ne işin var kapımda kızım!" bora bu cümleleri söylerken gözlerini bir kere bile açmamıştı. Çocuk resmen ayakta uyuyordu. Ah enes ahh. Boraya herhangi bir cevap verme gereği duymadan kolumla onu itirip sandaletlerimle içeri daldım. Boranın arkamdan şaşkın bakışlar attığına emin bir şekilde içeriye ilerlerken asla durmuyor boranın adımı seslenmelerini umursamıyordum. Adımlarım boranın odasına ilerlerken bora da peşimden geliyordu. Boranın odasının önünde durup hiç sormadan içeri daldım. Ama dalmaz olsaydım keşke . Bu ne böyle. Ah aman Allahım odanın halini sizinde görmenizi isterdim. Neyse sadece anlatmakla yetineceğiz artık . Tişörtler çıkartılmış bir sağa bir sola atılmış. Pantolonlar eşofmanlar yerlerde dolabın üzerinde, orada burada hamburger, pizza kutuları, kutu içecekler...
O kadar pis ki anlatamam bu odanın haline neydi böyle! Aylardır temizlik yapılmıyor sanki. Ama bir tuhaflık var. Ben pansuman için geldiğimde bora çok temizdi? Bir saniye bir saniye burası boranın odası değil ki! Evet boranın mobilyaları vardı ama boranın kokusu bu değildi. Arkamı dönüp onun odasını bulmak üzere ilerliyordum ki bora duvara yaslanmış beni izliyordu. Onu umursamadan yanından geçip diğer odaların kapısını araladıktan sorna koklamaya başladım. Açtığım ikinci kapıda burnuma dolan boranın parfüm kokusu buranın onun odası olduğunu haykırıyordu. Adımlarımı odanın içine sokup yeni mobilyalarına doğru ilerledim. Dolabını alıp içinden mavi bir tişört ve siyah bir pantolon seçtikten sonra arkamı döndüm. Döndüğüm gibi boranın sert bedenine çarpmam bir oldu. Bora benim afallamış halimden yararlanıp beni duvara doğru iterken ben sadece onu izliyor hareket edemiyordum.
" nereden anladın buranın benim odam olduğunu?" yakınlığı sebebiyle kalp atışlarım hızlanmıştı. Ve bana bu kadar yakınken sorusuna cevap vermek için kelimeleri birleştiremiyordum. Üstelik ne diyecektim ki? Sen gibi kokmuyordu falan mı? Ah saçmalama ada! Ona bir cevap vermem gerektiğini umursamadan kolunun altındaki boşluktan zor da olsa sıyrıldım. Ve yatağın yanına ilerleyip beklemeye başladım.
Bora neden beklediğimi anlayıp yatağın üzerine bıraktığım kıyafetleri aldı. Önce onun için seçtiğim mavi tişörtü uzun bir söyleme eşliğinde çıplak bedenine geçirdi. Sonra elleri eşofmanının üzerine gittiğinde hemen arkamı döndüm. " ne yapıyorsun sen!? Yanında bir kız var görmüyor musun? Birde direk çıkartsaydın!!" benim yüzüm utançtan kızarırken bora arkada zevk aldığını gösteren kahkahalar atıyordu.

Yaklaşık 15 dakikanın ardından biz nihayet Pastaneye gelebilmiştik. Pastanenin açılış saatine yaklaşık 1 saat vardı. Yani acele etmeliydik. Mutfağa yönelip ikimizde üzerlerimize birer önlük aldık. Ben kendi üzerime beyaz üzerinde ingilizce yazılar yazan elbisemle aynı boyda bir önlüğü giyerken bora da her zamanki gibi siyah olanı alıp üzerine geçirdi ve iş başına koyulduk.
Geçen 35 dakikanın ardından ben poğaçalara şekil veriyordum. Bora da tuzlu kurabiyeler için hamur hazırlıyordu. Oldukça kısa süre içinde birçok çeşit hazırlamıştık ve hepsi de birbirinden güzel gözüküyordu. Birçoğu çoktan fırına girmiş birkaç tanesi de fırına girmek için bekliyordu.
" ada yanından unu verebilir misin?" boranın sesi içeriden geldiği için benim götürmem gerektiği anladım. Yanımdaki büyük un kavanozunu elime alıp sağıma döndüm. Bu hızlı dönüşüm karşısında bedenim bir bedenin kolları arasında kaldı. Ben borayı içerde sanarken o çoktan yanı başıma gelmişti. Ben hızla döndüğümde fazla yakın olan dudaklarımız birbirini bulmuş oldu.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Selam ballarımmm sizlere Spotify çalma listesi oluşturdum 'pusula' yazıp bulabilirsiniz bulamayanlar bana ulaşabilir :)

Bir küçük sorum var diğer kurgum hoşunuza gitmedi miii? Yoksa daha okumadınız mı?


AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin