35.Bölüm - Günlük -

585 15 4
                                    

Siz geçmişinize baktığınızda ne görüyorsunuz. Aklınızda canlanan anılar dudaklarınıza buruk bir gülümseme mi bırakıyor yoksa samimi mi? Benim gerçekliğini yitirdiğini düşündüğüm bu hayatımda sadece geriye bakarken değil yaşadığım ana ve geleceğe bakarken de dudaklarımı buruk bir gülümseme esir alıyor.
Küçüklüğüme dair tek hatırladığım şey annemin umursamaz tavırları. Asla bana bakarken kıvrıldığını hatırlamadığım dudakları. Otoriter tavırı, soğuk mesefeli bir anne kız ilişkisi.
Bu yüzden hep babamı daha çok sevdim. Çünkü o bana sevdiği gösterdi. Annemin saçlarımı örmesi gerektiği zamanlarda babam ördü . Uyurken bana babam masal okudu. İlk ojemi babam sürdü. Belki size basit gelebilir ama o yaşlardaki küçücük bir çocuk için çok büyük şeylerdi bunlar. Öyle ki annem o zamanlar sorun olmazdı benim için. Yani olamazmış bende pek hatırlamıyorum. O zamanlar babam sayesinde yazmayı daha küçük yaşta öğrenmiştim. Ve babamın bana hediye ettiği günlüğe birkaç kelime yazıyordum. Şu an parmaklarımın arasında tuttuğum bu çirkin el yazısıyla yazılmış cümlelerden birkaçını sizinle paylaşmak istiyorum. Hepsini paylaşmak isterdim fakat biliyorsunuz ki günlük özeldir. Herkesle paylaşılmaz bu her ne kadar hayatımın her dönemini anlattığım siz dahi olsanız.
" - bugün babam bana bir hayvanım olabileceğini söyledi . Ama annem babama bağırdı ve asla olmayacağı konusunda bana uzun bir uyarıda bulundu"
" - bugün annem bana onun eşyalarını izinsiz aldığım için çok kızdı. Ben sadece babama güzel görünmek istemiştim."
" - bugün babamla kek yaptık. Biraz ortalığı dağıtmış olmalıyız annem hepsini bize toplattı. Ama bizim evimizde zaten Esma teyze var o yapıyor. Yine de biz yaptık "
" - bugün babamla çamur savaşı yaptık. İkimizde birbirimize çamur atıp çok eğlendik. Annem yine kızdı. Kapının başında kıyafetlerimi çıkartıp beni eve öyle eve soktu. "
" - annem beni neden sevmiyor? "
" - bugün babamla duvara sulu boya ile resimler yaptık. Annem çok kızdı. Babam gidince bana o duvarı sildirdi "
" - bugün babam beni yüzmeye götürdü "
" -bugün babam bana bisiklet sürmeyi öğretti. Biraz dizlerim yara oldu ama artık 4 teker bisiklet sürebiliyorum "
" - annem yaralarıma pansuman yapmadı. Artık kendim yaralarımı temizleyebiliyorum. "
" - artık her şeyi okumayı öğrendim. "
" - babama uyurken masal okudum. Çok mutku oldu "
" - artık iki teker bisiklet sürebiliyorum"
"-bugün annem dolabım dağınık diye bana çok kızdı"
"-annem iş arkadaşlarının yanında pijama ile durduğum için onlar gittiğinde en sevdiğim pijamalarımı yırttı."
" - bugün babam annemin yırttığı pijamayı buldu. Çamaşır makinesinde yırtıldığını söyeldim. İlk defa yalan söyledim. Babam en sevdiğim pijamalarımı dikti. Hemde eskisinden daha güzel duruyor. "

Sizlerin de okurken dudaklarında buruk bir gülümseme oluştu mu? Ben şu an ellerimin arasında olan bu günlükte yazılan bu satırlara ve daha nicelerine buruk bir gülümseme bahşediyorum. Ama yine de anneme karşı bir nefret beslemiyorum içimde. Daha önce de demiştim. Ben anneme karşı boşum.
Günlüğü alıp üzerimde ne olduğunu umursamadan kendimi dışarı attım. Babamın mezarına gitmek için çevirdiğim taksi mezarlıkta durduğunda inip koşarak mezarın yanına ilerledim. Babamın adının yazılı olduğu mezar taşının önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Uzun uzun konuştum. Günlüğü açıp birkaç satır ona da okudum. Daha falza okumak isterdim ancak arkamda birinin vardığını hissettim. Başımı kaldırdığımda bora bana sorgular gözlerini dikmişti. Onun burada olma sebebini umursamadım. Belki bir yakını belki ailesi belki sevdiği biri burada olabilirdi. Bilmiyorum.
Bora başımda öylece beklerken hızla ayağa kalkıp ona doğru yaklaştım. Normalde olsa asla yapmayacağım fakat şu an üzüntünün verdiği ağırlıkla birine sarılma ihtiyacımı borada gidermeye karar verdim. Kollarımı onun beline sarıp başımı göğüsüne yasladım. Bir süre şaşkınlıktan bir şey yapmasa da bir süre sonra Onun huzurlu kolları benim bedenimi sıkı sıkıya sararken bende intihar etmek için direnen göz yaşlarımı bıraktım. Şu an göz yaşlarımın ıslattığı tişörtün sahibi bana o kadar huzur veriyordu ki. Belki size göre bu bir aşk yoluna gidebilir ama bana göre bu kadar basit bir tabire indirgenemeyecek bir şey. Kollarımın sarılı olduğu bu beden belkide tanıştığımızdan beri birçok kez beni terslemiş olabilirdi. Ama ben buydum işte. Bana yapalan kötülükleri tek bir iyilikle silip atabilirdim. Şu an boraya sarılırken ne geçen gün olan o küçük öpücük nede boranın bana ters olan davranışları aklımda. Şu an sadece onun kolları arasındaki huzurun esir aldı bedenimi düşünüyorum. Belki bundan sonra böyle bir an yaşayamayacağım belki bir daha böyle bir fırsat olmayacak.  Kollarımı daha da sıkı sardım. Ve huzurun güvenli kollarına bedenimi bıraktım. Burada bu mezarlıkta ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. Ama nihayetinde kendime geldiğimde kollarımı yavaşca ondan çektim. "iyi misin?" boranın gözleri yüzümde dolaşırken sorduğu bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyor gibiydi. Bende ilk defa doğru bir cevap verdim. Herkesin sırf açıklamamak uğruna verdiği o yalan cevabın tam zıttını. " iyi değilim."

AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin