Merhabalar
Lütfen bölümü oylamayı ve paragraf yorumları bırakmayı unutmayın^^ Geri dönüp oy vermediğiniz bölümlere oy verirseniz çok sevinirim :) keyifli okumalar...
Instagram/yesimnehiirsaat gece yarısı on ikiye vurduğunda
sırlar gün yüzüne çıktığında
gerçekler canımı yaktığında
ve yaralarım dikiş tutmadığında dahi,
senin yaralarını sarmaya geleceğim.
***
Kapalı gözlerimin arasına sızan ışık beni rahatsız etti ve istemsizce kıpırdandım. Belime dolanan kolu ve yüzüme vuran sıcaklığı hissetmemle gözlerimi araladım. Dibimdeki güzel yüzünü incelemeye başladım. Dağılmış saçlarının döküldüğü alnına, kapalı göz kapaklarından zerafetle kıvrılan kirpiklerine, yastığın iz yaptığını yanağına, dudaklarına baktım uzun uzun. Dün geceyi her ayrıntısıyla hatırlayamasam dahi birçok şeyi hatırlıyordum.
Uyandığımda gitme, tamam mı? diye sormuştum.
Tamam, demişti.
Ve gitmemişti.
Yanımdaki varlığıyla güvende ve huzurlu hissediyordum. Tıpkı ilk tanıştığımızdaki gibi, onun varlığıyla içim huzur doluyordu. Parmaklarımı kirli sakalında gezdirecektim ki gözlerinin kıpırdadığını gördüm ve elimi hemen çekip gözlerimi kapattım. Nefeslerimi düzenli alıp vererek uyuma numaramı sağlamlaştırdım. Gözlerini açmış olmalıydı; çünkü nefesleri uyurkenki kadar düzenli değildi. Belime dolanan kolunu çekeceğini düşündüm; ama çekmedi, hatta daha çok kavradı ve beni kendine çekti iyice. Kocaman gülümsemek istesem de kendime engel oldum. Uyuma numarası yapma konusunda iyi olduğumu söylemiş miydim?
Çenesini başımın üzerine koyduğunu hissettiğimde gözlerimi yavaşça araladım. Gülümsememe engel olmadım bu kez. Göğsünden yayılan sıcaklık, heyecandan buz kesen bedenime iyi geliyordu. Ancak kalbim biraz daha bu hızla atmaya devam ederse kalp krizi geçirmem muhtemel bir durumdu. Biraz daha öylece kaldıktan sonra artık uyanmam gerektiğini fark ettim, yoksa numaramı anlayabilirdi. Usulca yerimde kıpırdandığımda çenesini başımın üzerinden ayırıp göz hizama indi. Gözlerimi araladım ve derin mavi gözleriyle karşılaştım. Hafifçe gülümseyerek "Buradasın," diye mırıldandım. Cevap vermeyeceğini düşündüğüm sırada gözlerini gözlerimden ayırmadan "Buradayım," dedi.
"Hep?" diye sordum.
"Hep," diye yanıt verdi.
Gözlerimi kıstım. "Eğer gidersen kafanı patlatırım," dememle gülümsedi. Ona bakakaldım. Ona gerçekten bakakaldım. Ona öyle bir bakakaldım ki Uygar açılan ağzımdan küçük dilimi görebilirdi. Yutkundum. Gülümsemesi o kadar güzeldi ki bana baharı hatırlatıyordu. İçimde yeni gelen baharın heyecanlı can buldu aniden. "S..sen," dedim hayretler içerisinde. Dudaklarını işaret ettim. "Sen... gülümseyebiliyormuşsun!" Dudaklarındaki gülümseme solmaya başladığında işaret parmaklarımı dudaklarının iki ucuna koyup yukarı kıvırdım ve ona gülümseme yarattım. "Hayır, gülümsemeye devam et," dedim. Parmaklarımı çektiğimde gülümsemesiyle ben de gülümsedim. "Seni hep gülümseteceğim." Kararlılıkla çenemi yukarı kaldırdım. "Söz." Tek kelime etmeden uzun uzun baktı bana. Ben de ona. Kapı zilinin sesi evin her duvarında yankılandığında önce açmamaya karar versem de zile ısrarla basılınca sinirle soludum ve Uygar'ın belimdeki kolunu kaldırıp yanına koydum, ayağa kalkıp kapıya yöneldim.
![](https://img.wattpad.com/cover/86040061-288-k676495.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ ÇEMBERİ I & II
Novela Juvenil"Her ne yapacaksan ateşten bir çemberin ortasına düşebilirsin, biliyorsun değil mi? Uygar, seni oraya itebilir." Anlayışla gülümsedim bu defa."Biliyorum, itebilir," dedim ve ekledim: "İttikten sonra arkasına bakmadan gidebileceğini de biliyorum. Bi...