II.KİTAP ➺ 14.BÖLÜM: "İyi Hissettirmek"

1.5K 133 53
                                    

Merhabalar

Lütfen bölümü oylamayı ve paragraf yorumları bırakmayı unutmayın^^ Geri dönüp oy vermediğiniz bölümlere oy verirseniz çok sevinirim :) keyifli okumalar...
Instagram/yesimnehiir

boynundaki intihar ipini çıkarıp kendi boynuma takacağım.

altımdaki tabureyi iteceğim

ve senin nefesin yerine benim nefesim son bulacak.

bedenimden ayrılan ruhumun,

senin ruhuna karışmasını temenni ederim.

***

Tenime değen soğuk mermer, bedenimi titretti. Bilincimin yavaş yavaş yerine geldiği sırada endişe de damarlarıma hücum ediyordu. Nerede ve kimlerin yanında, en önemlisi de nasıl bir durumda olduğum hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Göz kapaklarım gözlerimin üzerine öyle bir örtülmüştü ki sanki bir taş yığınıydı. Kulaklarıma birkaç kişinin sesi ulaştı. İki kişiydi muhtemelen ve bir konu hakkında konuşuyor olmalılardı; ancak ne konuştuklarını anlayamıyordum. Kendimi zorlayarak gözlerimi aralamaya çalıştım. Beni karşılayan ilk şey tavandan sarkan ampüldü. Gözlerimi hızlıca kırpıp görüşümü netleştirdim. Bir adam karşımdaki sandalyede oturmuş beni izlerken diğer iki adam da tahmin ettiğim gibi birbirleriyle konuşuyorlardı. Gözlerim beni izleyen adamda durdu. Pür dikkat bana bakıyordu. Başımı yerden kaldırırken eş zamanlı olarak gerginliğimi de gizlemeye çalışıyordum. Oturur pozisyona gelene dek her hareketimi izlemeye devam etti. Korkusuzca kahverengi gözlerimi adamın koyu renk gözlerine diktim. "Siz..." dedim, "kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz?" Bu dediğime karşın adamın dudakları alayla yukarı kıvrıldı.

"Sadece küçük bir iş," demekle yetindi.

Ben sadece küçük bir iştim.

Peki bu işin başında kim vardı?

"Kim bu işi organize etti?" diye sordum meydan okurcasına. Cevap vermeyeceğini biliyordum ama şansımı denemeden edemedim.

"Yakınlarından biri," dediğinde şaşkınlıkla dudaklarım aralandı.

Ellerimi yere bastırıp destek alarak ayağa kalktım ama ayağa kalkmamla gözlerim karardı ve sendeledim. Saniyeler içinde kendime geldiğimde tekrar karşımda oturan ve beni izleyen adama döndüm: "Kim ve neden?"

O sırada ileride konuşmakta olan iki adam da bana döndüler ve "Ne oluyor?" diye sordu biri. Karşımda oturan adam onlara kısa bir bakış atarken kapıyla aramdaki mesafeyi ölçtüm hızlıca. Terk edilmiş klübe ve garaj benzeri bir yerdeydik. Birinin dikkatini dağıtsam bile aynı anda ikinci ve üçüncü adamın dikkatini dağıtmam imkansızdı. Üçünün gözleri de beni buldu.

"Soruma cevap alamadım," diye önceki dediğime vurgu yaptım. "Kim ve neden bunu yapmanızı istedi?"

Karşımdaki adam ayak bileğini diğer bacağının diz kapağına yasladı. "Bunu söylememen gerektiğini biliyorsun, değil mi?" diye konuşurken dudaklarında sinir bozucu gülümsemesi vardı. Bu dediğinin arkasından başka bir şey geleceğini anlamıştım.

O yüzden "Ama?" dedim. Memnun olmuşçasına başını salladı.

"Ama söyleyeceğim," dedi ve ekledi: "Biriyle bir alacak-verecek olayımız var. O bizden en değerli şeyi satın alıp bedelini ödemedi; biz de onun en değerlisini alıp bedelini ona ödeteceğiz. Yani sana." Gerginlikle dudaklarımı birbirine bastırıp geri geri giderken adamın dudaklarının arasından çıkan o isim kanımı dondurdu adeta.

ATEŞ ÇEMBERİ I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin